BÖLÜM - 5

1.9K 36 0
                                    

Joan'ın yüzü aydınlanmıştı. "Pişman olmayacaksın Deirdre. Yakalandığın takdirde, kimse sana zarar vermeyecektir. Evleneceğim kişiyi sana söylemediğim için seni zor durumda bırakmış olmuyorum. Bu bilgiyi senden alamayacakları için her şey senin için çok kolay olacak.

"Sizi nerede arayacağımı bilmeden, bana nasıl yardım edeceğinize inanabilirim ki?"

Deirdre'nin sorusu, kraliçeyi şaşırtmıştı. Huzurunda bulunan herkes Joan'ın sözlerine koşulsuz inanır ve itaat ederdi. Aslında işin özünde Joan, artık tüm bu sorumluluklardan kaçıyor, Archibald Douglas'ın onayını almadan evlenip yetkilerini kaybetmek gerçeği ile karşı karşıya kalıyordu. Bu adam ülkenin en rütbeli askeriydi ve II. James'in yaşının küçük olması bahanesini kullanıp,ülkeyi yönetmeye başlamıştı. Joan Beaufort, kralın annesi olsa da, İskoçya'daki birçok insan İngiliz olduğu gerçeği yüzünden, oğlu II. James'in, ondan etkilenmemesini istiyordu. Hatta bazıları dokuz yaşını dolduran kralın, kadınlar ile ilişkiye girebileceğini düşünüyordu. Deirdre, erkeklerin dünyasında kendini değersiz hissetmenin verdiği duyguyu çok iyi bildiği için Joan'ın neler çektiğini çok iyi biliyordu. Genç kadın bunun acısını tüm o soğuk gecelerde hâlâ hissediyordu. "Sorunun sebebini anlayabiliyorum." Kraliçe cevap vermeden önce duraksadı. "Evlenir evlenmez, bunun haberi tüm İskoçya'yı saracaktır. Ve sende bu haberler sayesinde kocamın nerede yaşadığını öğrenecek ve oraya geleceksin. Sana söz verdim. Bana yaptığının karşılığı olarak ister para alabilirsin, istersen de benim yardımcılarımdan biri olabilirsin." Kraliçenin bu teklifi Deirdre için paha biçilemezdi. Chattan Klanı'nın beyinin kızlarından birinin, Joan'a hizmet etmesi, genç kadının lekelediği aile isminin yeniden itibar kazanmasını sağlayabilirdi. Deirdre, düşünçelerinin bu kadar hızlı değişebildiğine bir türlü inanamıyordu.

Yaptığımız seçimler. İşte hayatının teklifi karşısında duruyordu. Tek yapması gereken ileri doğru bir adım atıp, bu teklife uzanmaktı. "Bu bir anlaşma." Deirdre kendi kendine mırıldandı.

"Kraliçem." Genç kadın, kendi klanında kadınlara verilmeyen değeri hatırladıkça, daha da garip hissediyordu. Toplumun kendine has kuralları olmasa, Vikingler gibi karmaşaya sürüklenerek kendi sonlarını hazırlayabilecekler gerçeği de yadsınamazdı.

Kraliçenin yardımcıları sonuca ulaşan anlaşmanın karşısında mutluluklarını ellerini birbirine çarparak gösteriyorlardı. Yaşlı kadınların gözlerindeki mutluluk parıltıları Deirdre'nin kalbini acıtıyordu. Hemen kraliçeyi aralarına alıp planlarını konuşmak üzere Deirdre'den uzaklaşmışlardı. Genç kadın, Joan gelmeden önce temizlemeye başladığı yerlere bakmaya başlamıştı. Islak bez parçası hala yerde duruyordu. Deirdre uzun zamandır hissetmediği rahatlama duygusunun tüm bedenini kapladığını hissetmişti. Kaie dediklerinde çok haklıydı. Öfkesi çok uzun süredir devam ediyordu. Ve şimdi karşısında umut dolu bir geleceğin kapıları açılmıştı. Yapması gereken tek şey kraliçenin sözüne güvenip beklemekti. Güven duygusu, Melor ile yaşadıklarından sonra Deirdre için hissedilmesi çok zor olsa da, geleceği için bunu yapmak zorundaydı.Genç kadının kalbinin derinliklerinde bir ses kaderini artık kimselerin eline bırakmamasını söylese de, yerde duran su dolu kovaya her baktığında geleceğinin hiçte parlak olmadığı, açıkça gözüküyordu. Deirdre'nin tembel olduğu söylenemezdi ama çokta çalışkan sayılmazdı. Kilisede kalmaya karar verdiği andan itibaren hayatının her gününde aynı şeyleri yaşamak onun kaderi olacaktı. Kraliçeye tamamen güvenmesi çok akıllıca gözükmese de; Deirdre, sevdiği adam ile evlenmek isteyen bir kadından kötülük gelebileceğine inanmak istemiyor; eline geçen bu şansı değerlendirmek istiyordu. Kaie'nin bu karara vereceği tepkiyi bildiği halde içindeki bu heyecanı bastıramıyordu. Deirdre, başarısızlığa uğrayacağı düşüncesi aklına getirmek istemese bile,düşünceler kalbinin üzerine bir ağırlık oturtmuştu. Eğer kraliçe yakalanıp, geri götürülürse, Deirdre ortada kalacak ve gidecek hiçbir yeri olmayacaktı. Muhtemelen genç kadın ya kiliseye geri dönüp merhamet diler ya da birilerinin metresi olurdu. Kötü düşünceler, Deirdre'nin boğazına bir yumrunun oturmasına sebep olsa da, çenesini dikleştirip kendine olan güveninin yerine gelmesini sağladı. Joan'ın planı işe yaramasa bile, en azından denemenin verdiği gurur duygusu hayat boyu, ona yeterdi.

İskoç AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin