BÖLÜM - 16

1.1K 35 4
                                    

"Uzun süredir burada yaşadığına göre bana daha normal giysiler bulabilecek kadar deneyimli olduğunu düşünüyorum."

"Eğer Cameron Lord'u bunu yapmamı emrederse yaparım. O zamana kadar özel dikim elbiselere katlanmak zorundasın."

Banyonun kapıları açıldığında soğuk hava Deirdre'nin yüzüne vurmuştu.

"Size hizmet etmek bizim için bir onurdu, leydim." Armelle, Deirdre'nin önünde eğildiği anda tüm hizmetli kızlar yaşlı kadını örnek alarak yerlere kadar eğildiler. Genç kadın hak etmediği bu gösterişli tavırlara artık daha fazla katlanamayacağını hissediyordu. Banyonun kapısından dışarı adımını atar atmaz, Coalan'ın askerleri, kendisini kapıda karşıladıklarında genç kadın artık "özel dairesine " gittiğine emindi. "Özel daireniz Kartal Kulesi'nde yer alıyor." Deirdre, bu yaşadıklarından hiç memnun olmasa da, aklına yapacak başka bir fikir gelmediği için Coalan'ı takip etmeye başladı.

"Kartal Kalesi, Drumdeer'in en yüksek kalesidir. Odanızın penceresinin manzarası muhteşemdir."

"Ayak basamadığım toprakları bana izleterek işkence yapmayı mı hedefliyorsunuz?" Coalan omuzlarını silkip yürümeye devam etti. "Böyle güvenli bir kalede olduğunuz için ne kadar şanslı bir kadın olduğunuzun farkında değilsiniz. Çok şanslısınız hem de çok."

"Bu kadın o kadar şanslı olmak istemiyor. Arkanı dönüp, benim bu kaleden kaçmamı görmezden gelebilirsin." 

"Lordum bana böyle bir şeyi yapmam için emir vermedikçe, isteğinizin benim için bir önemi yok. Size arkamı dönüp yaptığınız şeyi görmezden gelmemi istememeniz,şapkamın üzerindeki armama edilen bir hakarettir." Coalan'ın, genç kadının yanına gelmeden önce sahip Olduğu tüm neşesi kaybolmuştu. Deirdre'nin öfkesi dinmek bilmiyor olsa da, Coalan'ın yüz ifadesi susmasını emrediyordu. Bir İskoçyalıya Klam'nın liderinin sözünden çıkmasını söylemek ne kadarda akılsız bir davranıştı.

"Bana daireyi gösterir misin lütfen?"

Coalan, Deirdre'ye hayal kırıklığına uğramış bir Şekilde bakıyordu. Parmakları belini çevreleyen deri kemeri sertçe tutuyordu. "Sizin de İskoçyalı olduğunuzu zannediyordum."

"Sakın kendimi koruduğumu zannetme ama öyleyim Şu an, bulunduğum süre içerisinde aklıma gelen ilk şey,söylemek gibi hatalar yaptığımı kabul ediyorum. Küçüklüğümden beri Klan'mı ve Lord'unu onurlandırmak için canını ortaya koyan askerlere saygı duymam öğretildi. O yüzden ya yolumuza devam edelim, ya da ben kendim ne biliyorsam onu yapayım."

Deirdre iç geçirip, kendi güvenliği için edebileceği birkaç duadan satırlar mırıldanmaya başlamıştı. Quinton'ın sözlerini hatırlamak istemese de genç adamın sesi kulaklarında çınlamaya devam ediyordu. Cameron Lord'u, söylediği her şey de haklıydı. Yaşadıklarının sonucunda, onu, Quinton'ın adamları dışında başkaları bulmuş olsaydı, muhtemelen şu anda ölü bir insan olurdu. Bacağındaki yara, bedenindeki herhangi bir yerin ne kadar kolay kesilebildiğinin bir kanıtıydı. Tüm bu yaşananlara minnettar olması gerektiğini biliyordu.

Çevresine bakıp, özel dairesine göz gezdirdi Ama bu rahat hayatın, ona getireceği zorluklar, yararlarından daha fazlaydı. Quinton'ın metresi olup, bir çocuk sahibi olmak; masum bir çocuğun hayatını karartmak

Deirdre'nin isteyeceği en son şeydi. Kendisi her türlü zorluğa karşı gelebilir, her türlü suçlamayı kabul edebilirdi. Ama çocuğuna bunları yaşatamazdı, asla... kaldırdı. Coalan, bakışlarını duvara sabitlemiş, Lord'u ile göz göze gelmek istemiyor gibi duruyordu. Cameron Lordu'nun keyfi az da olsa yerine gelmişti.

"Sana verdiğim görev hakkında konuşmak için mi geldin?"

Coalan hiçbir tepki vermemişti. Quinton koltuğunun arkasına yaslandı.

İskoç AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin