BÖLÜM - 24

1.1K 26 6
                                    

"Bende bundan hoşlanıyorum, kadınım." Deirdre, ne diyeceğini bilemeden sinirle homurdanırken, öfkesinin kendisine mi yoksa Quinton'a mı olduğunu merak ediyordu?

"Tabi ki hoşlanırsın." Genç kadının sesi öfke doluydu. Quinton, onu serbest bıraktığında şaşkınlık içinde kalakaldı. "Seni buraya neden getirdiği mi sanıyorsun? Baştan çıkarmak için mi?"

"O yüzden getirmedin mi?" Deirdre, küskün bir şekilde kuş banyolarının oraya gidip parmağını suyun içine soktu. "Pekâlâ... Belki evet ama sırf bu sebeple değil. Eğer uysal bir eş arasaydım, çoktan birini bulup evlenirdim. Muhtemelen kendi özel dairesinde sessizce oturup hayatını sürdürürdü." Deirdre, ne demek istediğini anlamak için geriye döndüğünde, Quinton'in sırıttığını fark etti. "Bana tahsis ettiğin özel salonundan iznin olmadan çıktığım için yaptığın testi geçmişim gibi konuşuyorsun."

Quinton, yavaş adımlarla ilerlerken, Deirdre genç adamın hissettiğinden de yakın olduğunu hissedebiliyordu. "Belki de yaptığın bu hareket karşılığında, mutfaktakileri ve hizmetli kadınları yönetecek birini onlara tahsis etmem konusunda düşünmemi sağladın. Bir kelime dahi etmeden bir tavrınla bu soruna parmak bastın."

"Bu... Konuyu... Şey yani bu konu hakkında seninle muhakkak konuşurdum zaten... Emin olabilirsin." Deirdre,her ne kadar içindeki saçma gururu bastırmaya çalışsada, Quinton'ın onun hareketlerini onaylamasından çok hoşlanmıştı.

Quinton'ın ay ışığında aydınlanan öfkeli yüzü bu durumdan ne kadar rahatsız olduğunu belli ediyordu. Buraya ait olmadığını düşündüğün için olabilir mi acaba?

 "Sana daha önce de söylemiştim Quinton. Melor ile aramda oluşan tutkunun evliliğe doğru gidecek bir yol olacağını düşünmeseydim, bunların hiçbiri başıma gelmezdi.

"Ne yani? Sana bu kalenin leydisinin yapacağı görevleri, yapman için izin verirsem metresim olma fikrine daha mı sıcak bakacaksın?"

"Hayır. Ama beni biraz daha o odada tutarsan kafayı yiyeceğim."

"Belki de ülkemin insanlarının, en az benim kadar sana ihtiyaç duyduğunu anlaman için orada kalman gerekiyordur" Quinton'ın sesindeki meydan okuma Deirdre'nin dikkatini çekmişti. Genç kadın arkasını dönüp ona doğru yürümeye başladı. Quinton'in yanına geldiğinde parmak uçlarında yükselip genç adamı öpmeye yeltenirken,Cameron Lord'u aşağıya eğilerek Deirdre'nin öpücüğüne karşılık vermeye başladı. Bu sefer ki öpüşmeleri farklı bir yol alıyor, Deirdre'nin yönlendirmeleri ile hayat buluyordu. Yumuşak ve ıslak diliyle Quinton'in alt dudağını hafif hareketlerle yalarken, genç adamın istemsizce ürperdiğini hissetmek hiç zor değildi.

Quinton, korumacı bir tavırla Defrdre'yi kollarının arasına aldı. Zaman anlamını yitirmiş, sadece nefes alışveriş sesleri ve dudakları hareketleri varlığını sürdürüyordu. Deirdre'nin dikkati dağılıyor, Quinton'da bunu hissediyordu. Artık kontrol Quinton'daydı. Genç adam diliyle Deirdre'nin dudaklarını açması için zorluyor, genç kadının sıcak ağzının derinlerini keşfetmeye çalışıyordu. Hareketler her ne kadar sert olsa da, Deirdre bundan hoşlanmıştı. İhtiyaç duyma isteği onu kaplamış, Quinton ile tatmin olma duygusunun ne kadar zevk verici olduğunu hatırlamıştı.

Cameron Lordu bir anda dudaklarını çektiğinde Deirdre, onun yüzündeki ifadeyi okuyamamıştı. "Seni buraya, hızlı bir şekilde sana sahip olmak için getirmedim." Quinton, Deirdre'yi açıklık alana doğru çekti.

"Sen küçükken baban sizin için salıncak kurmuşmuydu?" Deirdre kemerin üst kısmından sarkan iki adet ipi ve o iplerin altına bağlı olan düz tahtaları gördüğünde gülümsemekten kendisini alamadı. "Ben küçük bir kızken... Ama bu çok uzun zaman önceydi." Deirdre iplere dokunduğunda, iplerin pürüzsüz olduğunu fark etti. Genç kadın dikkatli bir şekilde oturağa oturduğunda, iplerden gelebilecek olan bir çatırdama sesini duymayı beklese de, hiçbir ses gelmemişti.

İskoç AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin