"İkimizde cehennemde yanacağız, Quinton. Ne kadar aptalız..." Deirdre, ne olursa olsun bunun sonuçlarına katlanacaktı. Quinton'in yüzünü ellerinin arasına alıp kendine doğru çekti. "Bana sahip ol ve adamların çığlıklarımı duymasın diye dudaklarımı em ..." Bu tabi ki Deirdre'nin hiç istemediği bir sonuç olsa da bedeni bu durumdan memnundu. Quinton sertleşmiş erkekliğini, Deirdre'nin içine sokarken, zevk iniltisi dudaklarından fırladı. Genç kadın partnerinden gelen sesler karşısında dayanamıyor, daha fazlasını istiyordu. Çok kısa bir zaman sonra, tatmin duygusu her ikisinin bedenini ele geçirmişti. Quinton, yüzünü Deirdre'nin boynuna gömerek, nefes alış, verişini düzenlemeye çalışıyordu. Tohumları, Deirdre'nin kadınlığının içine yerleşmişken, genç kadın hala Quinton'a tutunuyor ve hızla nefes alıyordu.
"Sen benim panzehirimsin, Deirdre." Genç kadın, başka bir zaman olsa bu sözleri için Quinton'a kızar, kendisiyle dalga geçtiğini söylerdi ancak genç adamın sesindeki duygu Deirdre'nin kalbine dokunmuş olsa da, Quinton'a karşı gösterdiği bu aciz tavır daha baskın çıkıyordu.
"Bırak beni Quinton." Quinton başını kaldırıp, Deirdre'ye baktı ve onu serbest bıraktı. Cameron Lordu, Deirdre'nin yüzünü ellerinin arasına aldı. "Seni bırakıp gitmek istemedim çünkü gözlerinde yanan ateşi gördüm, baş belası." Deirdre'nin bacakları titrese de ayakta kalmaya çalıştı. "Beni, hayallerinde sahip olduğun bir sevgiliye casusluk yapan; aynı zamanda ona karşı çıkamayan bir fahişe gibi görmeni beklerdim. .."
"Hayallerini süsleyen tek erkek benim." Quinton homurdandı. Genç adam masanın üzerine yerleştirdiği şapkasını kafasına geçirdiğinde, şapkanın üzerinde sallanan tüyler Quinton'ın kim olduğunu bir kez daha Deirdre'ye hatırlattı. "Bana öyle bakma, Deirdre." Genç kadın bakışlarını hemen yerde duran geceliğine indirdi.
"Sanki seni kullanıp atmışım gibi." Deirdre, cümlenin içinde geçen kelimelerin gerçekliğinden çok rahatsız olmuştu. Ama genç kadın ne olursa olsun, başını dik tutacaktı. "Aramızda geçenler ikimizin sorunu. Bunu tek taraflı bir suç olarak kabul etmiyorum. Yaptığım seçimler için kimseden özür dilemem."
"Tanrı'nın bize verdiği bedenlerin zevkini çıkardığımız için Hades 'in karanlık kuyularına hapsolmuşuz gibi konuşmayı kesermisin? "
Genç kadın saçlarını bir diğer tarafa doğru ittirip Quinton'a baktı. "Bu şekilde davranmaman gerektiğini söyleyebilirdim ancak senin aletini saygın bir şeymişçesine ısıttığım için şimdilik susuyorum.
Quinton, Keltçe lanet ediyordu. "Sen benim hayatımda gördüğüm en rahatsız edici kadınsın."
"Evet, sanırım bana bu yüzden, baş belası, diyorsun." Cameron Lordu, parmağına Deirdre'ye doğru uzattı. "Sana "baş belası" derken bunu bir iltifat olarak algılamanı istiyorum. Sana bunun detaylarını akşam olunca anlatmak isterim." Quinton yatağa doğru bakıp Deirdre'ye döndü.
"Ama şimdi görev beni çağırıyor."
"Elveda."
"Sadece bu akşama kadar... Akşam döndüğümde seni burada bulacağım. Sen benim leydimsin."
"Bu konuda anlaştığımızı zannetmiyorum." Quinton'ın dudakları bilmiş bir tavırla kıvrılırken gülüşünde bir söz vardı. "Ah... Bu konuyu da akşama bırakıyorum o zaman. Güneşin batışını sabırsızlıkla bekliyorum." Genç adam dışarı çıkmak için kapıyı açmaya yeltendiğinde, Deirdre kapıda bekleyen adamlara gözükmemek için kenara çekildi. Merdiven başındaki küçük platform çok kalabalıktı. Orada duran tüm askerler, Lordlarını selamladıktan sonra hızlı adımlarla aşağıya indiler.
Açık kapının arasından duyulan konuşmalar kesik kesik geliyordu.
"Değirmende bir sorun var efendim. Tekerleklerden biri kırık..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskoç Ateşi
Ficción GeneralÇok sevilecek ateşli, yerinizde duramayacağınız İskoç romanlardan bir tanesi daha geliyor. " İskoç Ateşi". En az ismi kadar iddialı bir roman sizlerle. Deirdre en son birlikte olduğu erkek tarafından oldukça yıpratılmıştı bunun üzerine bir daha aşka...