BÖLÜM - 6

1.7K 33 0
                                    

"Evet, haklısın..." Joan, adımını atarken eteğini kaldırmayı unutunca hafifçe sendeledi. Dengesini toparlayamadığı anda, gecenin sessizliğini bir hayli bozan bir düşüş yaşamıştı. Yerin üzerindeki dalların hışırtıları; Deirdre'nin yüreğini ağzına getirmiş; hızla nefes alıp vermesine neden olmuştu. Genç kadın kendisini sakinleştirmek için derin derin nefesler almaya başladı. Arkasından gelen üç kadının bir ağacın arkasına saklandıklarını görünce, soğuk bir günün ardından şömine karşısına geçip dinlenmenin verdiği haz kadar rahatlamış ve elini göğsüne bastırmıştı. Karanlık ormanın içindeki büyük ağaçlarının dalları,bir annenin çocuğunu sarıp sarmaladığı gibi Joan'ı ve hizmetlileri sarmalıyor; onları olası saldırılara karşı koruyordu. Deirdre, Joan'ı daha da içeriye iterek, olası bir saldırıdan korumaya çalışıyordu. Gecenin karanlığın bir bıçak gibi kesen fısıltılar genç kadının kulağına ulaştığında, Deirdre pür dikkat kesildi. Geçen kadın ne yapacağını bilemez şekilde hızla yere çöktü. Geceye hâkim olan sert rüzgârların, insan seslerini hızlı bir şekilde taşıma gibi özelliği de vardı.

Joan, bir eliyle ağzını kapatmış; sanki dilini mühürlemek istercesine duruyordu. Kadın, Deirdre'nin yanına doğru eğilirken, gözlerindeki korku çok açıkça gözüküyordu. Deirdre, bu kadının bunca zamandır nasıl yakalanmadığını bir türlü anlamıyordu. Joan'ın kararlı tavırları her ne kadar işlerine yarasa da, hemen endişelenmeye yatkın ruh hali, işleri bozuyordu. Genç kadın seslerin geldiği yöne doğru bakmak için uzanırken düşmemeye özen gösterdi. Sesler gittikçe yaklaşıyor ve konuşulanlar daha da netleşiyordu. "Bunlar benim adamlarım." Joan aniden ayağa kalktılar. "Seslerinden tanıdım."  çekmeye çalıştı. "Majesteleri, bu adamların ormanın içinde sizi arıyor olmaları, sizin adamlarınız olduğu anlamına gelmiyor. Bekleyin. İlk önce yüzlerini görelim."

"Aman Tanrım. Haklısın." Joan tekrar elini ağzına götürdü. "Bu konularda biraz bilgisizim." Deirdre'nin de bu gibi konularda eğitimi olduğu söylenemezdi. Ama çocukken dinlediği kahramanlık hikâyelerindeki detaylar genç kadının az da olsa bir şeyler öğrenmesini sağlamıştı. Muhtemelen kraliçenin huzurunda böyle şeyler konuşulmuyordu. "Şu an korkacak bir nedenimiz yok. Cameron'lar, kiliseyi talan ettikten sonra buradan ayrıldılar." Deirdre, Joan'ı rahatlatmaya çalışıyordu. "Eğer bir çocuk gibi korkak davranırsak, yakalanmamız an meselesi olur."

"Çok akıllıca konuşuyorsun, Deirdre." Joan öne doğru eğilmişti. "Babanın seni bir erkek olarak yetiştirmediğine emin misin? İskoç diyarını çok iyi tanıyorsun."

"Majesteleri sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ancak tam bir leydi olarak yetiştirildim." Deirdre, Chattan Kalesi'nde babasının ve askerlerinin anlattıkları, hikâye gecelerini hatırlayınca gülümsedi. "Bazı geceler babama ve askerlerine hizmet ediyordum. İşte o zaman bazı hikâyelere kulak kabartmıştım." Joan, huysuzca homurdanmaya başlamıştı. "Aynı durum benim için de geçerliydi Deirdre. "Tüm o duygusuz lordlar, onlara hizmet etmemiz gerektiğini söyleyerek yanlarından ayrılmamıza izin vermez; üstüne üstlük o sıkıcı hikâyelerini anlatmaktan geri kalmazlardı. Acaba bizim sağır olduğumuzu falan mı düşünüyorlar? Sanırım kadınların gerçek güçlerinin hiçbir zaman farkına varamayacaklar." Joan'ın ağzından dökülen her bir kelime havada asılı kalıyordu. Kraliçenin, Deirdre'den daha kızgın olduğu çok belliydi. Belki de her ikisinin de erkek egemen bir toplumun baskılarından kurtulup, aynı amaç için çabalamaları, gerçekten bir umut olduğunun kanıtıydı. Ama hayat hiç adil değildi ve kimse hak ettiği hayatı yaşamıyordu. Kiliseden kaçmaları, şömine başında anlatılan o hikâyeler gibi bir cesaret göstergesi olsa da, sabahın ilk ışıklarından itibaren şartların zorlaşacağı belliydi.

"Ailenin en büyük kızının, nasıl yetişmesi gerekiyorsa,öyle yetiştirildim. Sanırım kadınlar konusunda İskoçya,daha farklı bir tavır benimsiyor." Joan sakince gülümsedi. "Evet, Deirdre Chattan kesinlikle. Bundan emin olabilirsiniz. İnanın bunun için çok minnettarım." Kraliçenin sözü ayağının takıldığı bir dal yüzünden kesilmişti. Deirdre el çabukluğu ile Joan'ı kurtardı. "Sen zorlu doğa koşullarında hayatta kalmak için eğitilirken, ben sadece kendi sarayımın çevresinde nasıl davranmam gerektiğini öğrendim." Deirdre bu kelimelerin çok önemli olduğunu biliyordu. Joan'a yardım etmek için kendisini riske atmış olsa bile, bu sözler aldığı riske değerdi. Birbirlerine yakın yürümeye çalışırlarken, Joan'ın ve hizmetlilerin attığı her adım gecenin karanlığında ses çıkarıyordu. Ses kesilmişti. Aralarında konuşan adamlar, dikkatle çevrelerine bakmaya başladılar. Etrafta hiçbir ateş yakılmaması, Deirdre'nin bu adamlarında bir şeylerden kaçtığını düşünmesine neden oluyordu. İçlerinden biri kılıcı çekip beklemeye başladı.

İskoç AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin