Hani bazen deriz ya keşke şu an yaşadığım şey bir rüyaysa. Allah'ım lütfen uyanmayayım. Ve bazen de deriz ya Allah'ım inşallah şu anda yaşadıklarım bir rüyadır uyandığımda herşey aynıdır ve ben kaldığım yerden devam ederim.
Şuan da tam da o yerdeyim tam düşündüğüm şey o...
Allah'ım inşallah şu anda yaşadıklarım bir rüyadır...
Koray beni öptükten sonra en kötü olan şey ise benim ona beni öperken ki öpüşüne karşılık vermemdi. Sanki şuan da yaşadığım şeyin tanımı;
Zaman zaman kaygı çukuruna düşeriz. Bazıları da sallanıp durur çukur denen boşlukta. Ne kuyudan çıkış isteği ne de kuyunun karanlığında çare bulma kaygısı vardır. Çukur bir tünele dönüşür, umut ışığı yanar, çıkar gideriz.
Benim de o umut ışığı bazen Koray oluyordu. Beni bazen o çukura iten Korayken bazen de yaşadıklarımdı. Ama o çukurdan beni çıkaran da ya Koray oluyordu ya da benim kendimi tutamamdı belki de içgüdüsel birşeydi orayı hala daha çözemedim.
Ya da şöyle bir tanım da olurdu;
Koray benim çıkmaz sokağımdı. Sanki bir labirentin içindeydim. Bu labirenti tanımlayacak olursam bir sokaktı. Bu sokaklarda bir sağa sola girerek bir çıkış yolu arıyordum ama her seferinde çıkmaz sokaklara denk geliyordum. Arada sanki arkamdan birisi beni kovalıyor gibi koşuyordum sonra da bir engel çıkıp beni dizlerimin üzerine düşürüyordu ve canım acıyordu. Kalkıyordum tekrar bir yol arıyordum o sokaklara girip çıkıyordum ama hepsi çıkmaz sokaktı. Ve o çıkmaz sokaklar bana her seferinde de Koray'ı gösteriyordu. Koray benim çıkmaz sokağımdı.
Belki de bu tanımdı beni iyi anlatan.
Koray beni öptükten sonra onu ittirip ordan koşarak uzaklaştım. Önce yaşadıklarımı idrak edip arabamın olduğu yere doğru halsiz bir şekilde yürümeye başladım. Bir yandan neden böyle birşey yaptığımı düşünüyor bir yandan kendime kızıp elimle gözyaşlarımı sertçe siliyordum. Arabamın olduğu yere geldiğimde arabama binip çalıştırdım ve sürmeye başladım.
KORAY'DAN
O tuvalete gittiğinde ben de arkasından gidip ne yapıp yapmadığına bakıyordum kızlara haber verdiğinde ise nedensizce rahatladım. Onu kaybetmeye hiç mi hiç niyetim yok. O tuvaletten çıkmadan ben de hemen yerime geçtim.
Ayçin'in annesi babası ve benim annem babam da gelince yemeğe başlamıştık. Ayçin nişanı sadece aile arasında isteyince gerçekten bana ne kadar kırgın olduğunu ve daha o zamandan aşka artık inanmadığını anladım.
Yemek yenirken Ayçin izin isteyip kalktı ve gitti. Bende ondan sonra biraz daha oturdum bir yarım saat kadar falan. Bende izin isteyip kalktım. Arabama doğru ilerleyip bindim. Ayçin kızlarla birlikte bara gidicekti bende hemen arabamla oraya sürdüm.
Kapıdan girip önce ölümüne aşık olduğum kadını gözlerimle taradım ve onu gördüğümde dudaklarım yukarı kıvrıldı ama hemen sonra giydiği şeyi görünce kan beynime sıçradı.
Laan o etek ne! Bu kız beni çıldırtıyor.
Nasıl çıldırtıyor be, kız seninle bile olmak istemiyor nişanı bile aile arasında istedi geri kafalı hala daha anlamıyorsun
Sen sus be! Hem sen nerelerdeydin bakayım?
Ayçin'e seni sevmiyorum deyip kızın kalbini kırdığın andan beri bende onunla birlikte öldüm...
Vay anasını bee iç sesim bile beni kapak yapıyor.
Her neyse.
Elimi kalçasına doğru uzattım arkasını dönüp kim diye bakarken sinirle yumruğunu sıkıyordu arkasını döndü ve benim olduğumu görür görmez yumruğunu indirip sinirle soludu. Kalçasındaki elim ise hala eteğini çekiştiriyordu. Diğer elim beline dolandığımda ise olayı idrak edip kendini çekmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi +18
RomantizmZorla bir evliliğin esiri olmak nasıl bir duyguydu acaba? Peki ya evleneceğiniz kişi geçmişinizde size en büyük yarayı açmış ise ne olacaktı? Gençliğini son damlalarına kadar yaşayan bir genç kızın tüm hayalleri yerle bir olurken buld...