O gece oraya asla gitmemeliydim ancak hep merakıma yenik düşmüştüm. Bu güne kadar bilmedikerimde saklıydı tüm gerçekler. Ben ise hep o gerçeklerle yüzleşmekten korkmuştum. Görmezden gelmiştim kısaca. Koray'ın kardeşim dediği arkadaşı kimdi? Bu sorunun cevabını merak etme gereği duymazken o gece gelen mesajla meraklanmıştım. Gizli numaradan gelen mesajda "Seni deniz kenarında bekliyorum. Seni gerçekten seven kişiyi görmek istiyorsan gel." yazıyordu. Koray'ı daha dün beni aldatırken görmüşken bu gece bu mesaj garipti. Koşar adımlarla Talha yı uyandırmadam çıktım evden. Denize pek mesafesi yoktu evin ancak ne tarafta bekliyordu bu aptal.
Deniz kenarında bir şezlonga oturup beklemeye başladım. Geçen yarım saatin sonunda yanıma biri oturunca o tarafa döndüm. Bana bakmıyor aksine denizin ışıltısına dalmıştı.
"Benim seni sevdiğimi biliyor muydun?"
"Hayır."
Kimdi bu adam. Siması tanıdık gelmezken gözleri fazlaca tanıdıktı.
"Hatırlar mısın bilmem ama beşinci sınıftayken resim kursunda gözlerin çok güzel demiştin bana. O gün beni ilk defa bir kız fark etti. Sevilmezdim,hissedilmezdim. Görünmeyen bir ruh gibiydim ama sen fark ettin beni. Sonra ne mi oldu? Senin öyle dediğini duyanlar gözlerime sonrada bana odaklandılar. Beni fark ettiler. Arkadaşlık kurmak istediler ancak bilmezlerdeki benim sadece seninle arkadaş olmak istediğimi. Sonrası malûm aynı dershaneye kaydettirdim kendimi. Bir gün öğrendim ki sen Koray'ı seviyormuşsun. Öldüm o an. Kalbim parçalandı. Sevdiğim kız çocukluk arkadaşımı seviyormuş. En kötüsüde Koray'ın benim sevdiğim kız olan Ayçin olduğunu ihtimal vermeden sana aşık oluşu. Yediremedim kendime. Ne yaptıysam sana aşkımdan yaptım." dediği an şok oldum. Bu Ali'ydi.
"Gözlerin körelmiş senin. Aşk duygusu bencilliğe büründürmüş seni. "
"Asla öyle olmadı." diye inkar edeceği sırada ben susturdum.
"Koray bencil olsaydı seni düşünüp aşkından vazgeçmek yerine bana koşardır. Beni orada öylece bırakıp gitmezdi. Sen ise bunu öğrendiğin an onun canını yaktın. Sen aşık değilsin bana. Sadece takıntı haline getirmişsin. Ama şunu asla unutma. Ben Koray'ı hep sevdim. Şimdide ömür boyu seveceğim. Yolumuza taş koymak yerine o taşlara kafanı vur."deyip koşarak ayrıldım.
Derinden yaralanmış incinmiştim. Geçmişimi didiklemek istemiyordum çünkü geçmişimdeki sırlardan korkuyorum. Ben geçmişimdeki sırlarla dolu bir yaşama ait değilim. Ben mutlu olduduğum bir yaşama aitim.
* * *
Hastahaneden çıkmış ve baba evinin yolunu tutmuştum.Bu kadar gezinti yeterdi değil mi? Ayşe Sultan memleketi ayağa kaldırmış , ev akraba akınına uğramıştı. Hâl böyle olunca odama girip çıkan ziyaretçilerle dolmuştu ev. Herkes nasıl olduğumu soruyor ben ise klasik kalıplaşmış iyim kelimesini kullanıp geçiştiriyordum.
Yine aynı nasılsın iyi misin faslını atlatmış daha hiç görmediğim bir akrabamla konuşuyordum.
"Bak evladım gençken bende çok hastalanılırdım böyle. Sonra daha da arttı rahatsızlıklarım. Bak romatizmalarım azdı yine zor duruyorum ayakta. Aman diyeyim zaten yeni evleneceksin mazallah bir şey olur çocuğun olmaz. Sahi ne zaman evleniyorsun sen?"dediği an apışıp kaldım. Anneme baktığımda yerinde olmadığını gördüm. Hangi ara gitmişti bu kadın. Tam ağzımı açıp kesin bir tarih olmadığını söyleyeceğim sırada "En kısa sürede evleneceğiz teyzecim." dedi bir ses.
Kapı eşiğine baktığımda Koray'ı görmemle ufak bir tebessüm oluştu yüzümde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi +18
RomantizmZorla bir evliliğin esiri olmak nasıl bir duyguydu acaba? Peki ya evleneceğiniz kişi geçmişinizde size en büyük yarayı açmış ise ne olacaktı? Gençliğini son damlalarına kadar yaşayan bir genç kızın tüm hayalleri yerle bir olurken buld...