Chapter 22

284 59 46
                                    

Odaya itildiğimde çok sinirlenmiştim.O kimdi de beni itiyordu.Bir kaç gün önce seni seviyorum,kokunu benden esirgeme diyen adam yanına o kişiyi getirmiş birde eşim diyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun? Hemen defol burdan." Birden kahkaha atmaya başladı.Bu kadar komik olduğunu bilmiyordum.

"Üzgünüm Tae Namjoon hyung'un ısrarıyla artık burda yaşıyoruz."

Bu sefer kahkaha atan ben olmuştum."Öyle mi?" Kapıya yaslanıp Kafasını salladığında yorulmuş bedenimi yatakla buluşturdum.Üstümü zor da olsa örtüp yan döndüm.Yorgun gözlerim kapanmak için savaş veriyordu.

Gözlerimi kapatmıştım ama uyumamıştım.Uykuya dalmamak için kendimi zor tutuyordum.Kapı sesi gelmediğinden onun gitmemiş olduğunu biliyordum.Adım sesleri yatağa yaklaştı.Yan tarafımın çökmesiyle bana doğru oturduğunu anlamıştım.

Suratıma şekil vermemek için büyük uğraş vermiştim.Nefesimi düzene soktum böylece beni uykuda sanabilirdi.

Eli sıcak olan enseme yerleşti.Nefesini suratımda hissediyordum.Nefesi yukarı yol alıyordu.Öbür elini saçlarıma götürüp yavaşça okşamaya başladı.

Nefesi alnımda durmuş oraya küçük bir öpücük kondurmuştu.

Bu hareketleriyle beni mayıştırıyordu.Uykuya dalmadan söylediği sözlerle beni sorularla bırakmıştı.

"2 hafta daha geçti o ülkeye göre buradaysa kısa ama bir o kadarda uzun bir gün.Ben özür dilerim Taehyung.Sana hep zarar verdiğim için."

[Namjoon&Taehyung Dairesi/Seul]
[11:45]

Uyandığımda o yoktu.Yerimden doğrulup üstümü değiştirdim.Biraz vakit almıştı kolumdan dolayı.Yatak odamdan çıkıp salona doğru ilerledim kimse yoktu.Mutfağa girdiğimde kahvaltı eden Namjoon hyung,Sehun ve Jungkook'u görmüştüm.

Namjoon hyung ayakta durmama kızmış olacaktı ki beni yanına çekti.

"Neden orda bekliyorsun Taehyung? Bugün kitapevine ben giderim tamam mı? Endişe etme sen evde kal."

"Hayır hyung halletmem gereken işler var."

"Ne işi?" Jungkook'un sorduğu bu soru üzerine sadece yerimden kalkmış Ve mutfağı terk etmiştim.

Arkamdan gelen adım seslerini duyabiliyordum.Koridorun ortasına beni durdurup beni kendine doğru çevirdi.

"Sana ne işi dedim Taehyung."

"Sanane seni ne ilgilendiriyor?"

Bir kahkaha atıp tekrar bana döndü. "Bensiz hiç bir yere gidemezsin."

"Öyle mi ? Sen kimsin de bana emir veriyorsun?"

"Ben kim miyim? Ben seninim Taehyung.Sende benim."

"Ne saçmalıyorsun? Ben senin değilim.Sen eşinin yanına gitsene."

"Ben zaten eşimin yanındayım."

Yine saçmalayama devam ediyordu.Her zaman ki gibi yine beni kandırmaya çalışıyordu.

"Git Jungkook!"

"Gidemem."

"Git! Git istemiyorum seni."

"Gidemem."

"Neden bana bunu yapıyorsun? Ben senin oyuncağın değilim.Şimdi git!"

"Gidemem."

"Replay tuşunda basılı mı kaldın? İyi gitme ben giderim."

"Gidemezsin."

"Sınır mı öğrenmek için mi geldin Jungkook?"

"Seni seviyorum."

"Üzgünüm bir daha kandıracağın kadar aptal olmayacağım."

Koridoru terk ettiğimde montumu zorla olsa da giyip ayakkabılarıma uzandığımda Ne kadar uğraşsamda bağlayamamıştım.

O gelmiş önümde eğilip bağcıklarımı bağlamıştı.Doğrulduğunda montumun önünü kapatıp Portmanto da asılı duran atkıyı boynuma taktı.Portmantonun en üst köşesinde ki yün şapkayı eline alıp kafama geçirdi.

Bana sıkıca sarılıp kulağıma yaklaştı.

"Bensiz hiç bir yere gidemezsin.Göndermem."

Boynumun açık kalan kısmında Nefesini hissettiğimde titredim.Oraya bir öpücük bırakıp hazırlanmaya başladı.Montunu giyip atkısını Ve şapkasını taktı.Ayakkabısını bağladıktan sonra elimi tutup kapıyı açtı Ve beni peşinden sürükledi.

Her zaman yaptığı gibi.Merdivenlerden inip çıkışa yöneldik.Gelen rüzgarla içim titremişti her ne kadar kat kat giyinsemde rüzgarı hissedebiliyordum.

Ben bunları düşünürken o cebinden çıkarttığı araba anahtarını karşıda duran büyük siyah son model arabasına yöneltti.Yoldan karşıya geçtiğimizde yan yolcu koltuğunu açtı.

Bense arka kapıyı tek elle açıp içeriye bindim.Şaşırmıştı.Yan yolcu koltuğunu kapatıp takmaya çalıştığım emniyet kemerine uzandı Ve tek hamlede taktı.

Arka koltuğun kapısını kapatıp şöför koltuğuna geçti.Arka dahil tüm kapıları kilitleyip sıcak klimayı açtı.Sıcak klima beni mayıştırırken araba çalışmış yolda ilerliyorduk.

Daha nereye gideceğimi bile söylememiştim.Onun umrunda olduğunu da sanmıyorum.

Sıklıkla aynadan beni gözetliyordu.Bense en sevdiğim şeyi yapıp camdan dışarıyı izliyordum.Alçılı kolum acımaya başladı ama elim sızlıyordu.Sağ elime baktığımda yüzük parmağımın titrediğini görmüştüm.

Bu endişe vericiydi.Bir anda acısı geçince boşverip dışarıyı izlemeye devam etmiştim.

Karanlık bir sokağa girdiğimizde Kafamı Jungkook'a çevirmiştim ama o çok rahat sürmeye devam ediyordu.Yolda ki girilmez tabelasıyla korkum giderek artmıştı.

"Merak etme sadece babamı ziyarete gidiyoruz."

Merhaba YİNE BEN kitabı Ne güzel batırıyorum değil mi?

Bölüm nasıldı sizce?

Bölümleri hızlı yazmaya çalışıyorum ama şöyle birşey var ki ne kadar hızlı yazıp atarsam final o kadar hızlı gelir.

Neyse sizi seviyorum 💙

my angel ✘ vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin