Chapter 28

245 54 40
                                    

"Taesang espri bilir misin?"

"B-ben mi? Ben pek bilmiyorum."

"Hiç sorun yok çünkü ben biliyorum.Taesang dünyanın 1. Şehri hangisidir?"

"H-huh 1. Şehri mi? Ben bilmiyorum."

"Van."

Anladığım an gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim.

"Daha yeni başladım yoksa sevmedin mi?"

"Y-yok çok sevdim."

"Peki Oyunculuk yapan tır'a ne denir?"

"Oyunculuk yapan tır'a mı?"

"Traktör."

"Dur bekle daha bitmedi.Taesang yatakta yapılan duaya Ne denir?"

"Ne denir?"

"Beddua."

Ağzım açık bekliyordum.Biteceğe benzemiyordu.

"Bak son bu son.Suyun küçüğüne ne denir?"

"Küçük su."

"Hayır, sucuk."

Yanımda oturan Jungkook'a dudaklarımı büzdüm.Bir zahmet anlamış olacaktı ki elimi tutup beni kaldırdı.

"Nereye oğlum?"

"Taesang'a etrafı dolaştırayım."

Kolunu cimciklememle acı bir çığlık attı.

Salondan nihayet çıkıp uzun bir koridora geldik.Koridordan yavaş adımlarla yürürken ani bir hareketle beni duvarla arasına aldı.

"N-ne yapıyorsun?"

"Ne yapıyormuş gibi gözüküyorum?"

Ben ona şaşkınca bakarken o gülümseyip yumuşacık dudaklarını dudaklarımda hissetmemi sağladı.

"Özledim."

"Yanından dahi ayırmıyorsun ki beni."

"Sen bensiz yapmazsın ki."

"Doğru yapamam."

Tam dudaklarımızın tekrar birleşeceği zaman karşıda ki odadan bir gürültünün gelmesiyle yerimden hoplamıştım.

"O neydi?"

"Sanırım orası mutfak."

"Sanırım mı?"

"Neden öyle bakıyorsun ki nasıl burda ki tüm odaları bilebilirim?"

Nefis bir kokuyla kendimden geçmiştim.Mutfaktan geliyordu.

"YEMEK!"

Odaya fırladığımda kimsenin olmadığını gördüm.

Masanın üstünde doğranmış ekmek vardı.Hemen ekmek ucunu ağzıma attım.Atmaz olaydım.

Kapıdan içeri yaşlı bir kadın girip bana saydırmaya başlamıştı.

"ÇIKAR ONU!"

Ben ağzı açık bir şekilde kalmışken içeri Jungkook girmiş duruma el atmıştı.

Yani elimi tutup beni odadan çıkartmış merdivenlere yol aldırmıştı.Yani duruma el attı derken benim el- tamam tamam sustum.

Üst kata çıktığımızda bu kat diğerlerinden farklı olduğunu farkettim.Simsiyahtı.

Bir odanın içine girdik.Duvarın yerini almış cam sayesinde odaya güzel bir manzara giriyordu.

Ortada duran Ve odada bulunan tek şey olan siyah bir piyano göz alıcıydı.

Piyano koltuğuna oturup Benide yanına oturtmuştu.

Parmaklarını tuşların üstüne bırakıp çalmaya başlamıştı.

Bir süre sonra yumuşak tonlu sesinin piyano ile oluşturduğu o güzel sahneyi hayatımda bin kez yaşasam sıkılmazdım.

"Right from the start, you were a thief,
You stole my heart and
I your willing victim
I let you see the parts
That weren't all that pretty.
And with every touch
You fixed them."

Kendimi twilight da ki Bella gibi hissediyordum.

Seviyordum..
Aşıktım, aşka kelepçelenmiştim.
Kurtulamıyordum.Kurtulamazdım.

Başımı omzuna koyup gözlerimi kapadım.Sadece anın güzelliğinin tadını çıkartmaya çalışıyordum.

Uzaktaydık.
Kimsenin bizi bulamayacağı bir yerde sadece ikimiz.Gerçekten kimse bulamazdı değil mi?

Yanıma dahi uğramayan huzurun şimdi kollarında olmak beni mutlu ediyordu.

Aynı zamanda telaşlandırıyordu.Birşey olacak diye korkuyordum.Birşey gelip bizi mahvedecek diye korkuyordum.

"Acaba birinin uykusu mu var?"

Kıkırdadığında gülümseyerek ona bakmıştım.Sanki bir daha hiç bakamayacakmış gibi.

İki elimi de onun yumuşacık yanaklarına koyup dudaklarına doğru yol aldım.

Dudaklarımızı birleştiren taraf o olmuştu.Bir elini belime,bir elini yanağıma koyup beni kendine daha çok çekmişti.O kadar narin öpüyordu ki bir darbe alsam kırılacakmışım gibiydi.

Dudaklarımızı ayırıp ona sorar gözlerle bakmıştım.

"Jungkook sen evlisin."

Gülmüş Ve beni cevaplamıştı.

"Evet, evliyim.Sen hayatımın en güzel seçimiydin Taehyung."

"H-huh? B-ben mi?"

"Sen."

"Biz şimdi evli miyiz?"

"Evet, güzelim."

Merhaba YİNE BEN bu girişten bıkmayan bir ben.

Espriler için için Üzgünüm 😅

Bölümü nasıl buldunuz ?

Nasılsınız? İyisinizdir umarım.İyi olun.İyi olmak iyidir.

Bu arada yeni bir fic yayınlamıştım.Ona gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim.

Görüşmek üzere 💙

my angel ✘ vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin