Gözlerimi açtığımda güneşin yüzüme vurmasını hissetmek isterdim ama yüzüme vuran bir güneş değil karanlıktı.
Karanlığa dayanamadığım için yanımdaki lambamı bir hamlede açtım.
Ayağa kalkıp pencerenin önüne yöneldim.Tam yatağıma geri döneceğim zaman gözüme bir şey çarpmıştı.Bu bile beni durdurmaya yeterken neden böyle birşey yaptığımı düşünmekten kendimi alamıyordum.
Sokakta siyah bir araba vardı.İçindeki kişiyi net olarak göremesemde tahmin edebilirdim.
Telefonum gelen mesaj sesiyle odaklandığım arabadan ayrılıp telefonumu elime aldım.
Mesajın geldiğine emindim ama mesaj yoktu.Tekrar pencereye yöneldiğimde siyah arabanın orda olmadığını gördüm.
Emin olmak için gözlerimi tekrar açıp kapadım ama yoktu.
Kafamı sallayıp elime geçen ilk montla daireden çıkmak için harekete geçtim.
Namjoon hyung ve Jin hyung uyanmasın diye yavaşlattığım adımlarım daireden bir an önce çıkmak için her saniyede hızlanıyordu.
Merdivenlerden indikçe hızlanan kalp atışlarım beni daha da heyecanlandırıyordu.
Çıkış kapısını açmamla yüzüme değen soğuk hava taneleri beni yeni bir uykudan uyandırmışçasına yüzüme vuruyordu.
Yolun ortasına gelip etrafıma bakınmaya başladım.Gözlerim etrafta ki her bir özelliği inceliyor,aradığı şeyi bulamadığı için kısılıyordu.
Birden burnuma konan kar tanesi beni gülümsetmişti.
Birden kulağıma değen sıcak nefesle birlikte gözlerimi büyütmüş Arkama dönmek için hareketlenmiştim ancak kolumu saran eller benim dönmemi engellemişti.
Olduğum yerde durmuş arkamda ki kişiden bir hamle bekliyordum.
Planlarıma göre bu saatte ancak içmiş biri dadanırdı.
Yani Eğer bir hamle yaparsa onu dövebilirdim.Nasıl mı? Ben planlı biriyim tabiki de bunu planladım.
Gıdıklama x 12
Cimcikleme x 23
"Gelsene seni mahalle çocuğu" deyip ortadan kaybolmakla sonlanıyordu.O kadar çok darbeden sonra yakalamaya dayanamazdı yani sanırım.
Boynuma gelen sıvı ile başımı yukarı kaldırdım.
Gittikçe boynumda süzülen yaşların yerini kuruluk hissi yer alıyordu.
"İyi misiniz?"
"Değilim."
"N-neden?"
"B-ben bir şey kaybettim."
"Eğer bana söylerseniz bende arayabilirim."
Arkama döndüğümde benden biraz daha büyük yaşlarda birine rastladım.
Ağlamaktan şişmiş göz altlarıyla,kızarık burnuyla bana bakıyordu.
"Kaybettiğiniz şey nedir?"
"B-ben Ajummamı kaybettim."
"H-hangi Ajumma?"
"O her gün kütüphaneye giderdi.Bir gün gitti ama geri dönmedi.Söz vermişti geleceğine ama geri dönmedi."
O anda aklıma gelen sahne gözlerimi yaşartmıştı.Ajumma'nın gözlerimin önünden kayboluşu beni çok etkilemişti.Ajumma benim için bir çok şeyden daha önemliydi.
"Yoksa onu tanıyor musun?"
"E-evet.Ajumma benim için farklıydı.O bana bir bakıma annelik yaptı.Beni korudu.Hayatımda kimse beni mutlu etmek için bu kadar çabalamamıştı."
"B-bana mektup bırakıp gitmiş."
"N-ne mektubu?"
"Onu merak etmememi en yakın zamanda döneceğini ve onun iyi olduğunu söyledi.Ayrıca buraya gelip seninle tanışmam gerektiğinide söyledi.Ben İnan ki hiç bir şey anlamadım."
"O mu? O.."
"Ben mektubu özetledim sadece onun iyi olduğunu ve şu an ulaşılamaz olduğunu yazmış.O kim?"
"O..."
Yanaklarımdan akan yaşlar bir keresine olsun mutluluktan akabilmiş olmanın heyecanını yaşıyordu.
O..
O iyiymiş..
Sadece ulaşılamazmış..
Verilen Bilgi kısıtlı olsada bu beni rahatlatmaya yetmiş kalbimin derinliklerinde ki ateşe odun atmıştı.
O yaşıyordu..
Benim gibi..
O da havayı içine alıp veriyordu..
Oda yemek yiyip tuv-
Tamam tamam yani içimizde de mi edebiyat yapamayacağız?
Dalıp gittiğim dakikalardan kendimi uyandırıp cevap vermek için ağzımı açtım.
Onun da gittiğini görmeden önce..
Başımın üstünden kayan yıldızla kalkan başım,gözlerini uzunca kapatıp Dilek dileyen bedenim ısınıyordu.
"Onun kalp atışlarında ki sıcaklığı hissetmek istiyorum.."
Merhaba YİNE BEN çok beceriksiz olduğum için kötü yazdım Üzgünüm.
Oy sayıları da düşünce böyle düşünmem normalmiş gibi geliyor.
Gününüz nasıldı?
Yeni bir FİC yayımladım yoonmin bakarsanız sevinirim.
Eklemek istedikleriniz..
Hoşçakalın 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my angel ✘ vkook
Fanfiction"O kendinden kaçmak için koşardı hep, ben ise nefesim kesilene kadar ona koşardım."