Kafamı olumsuzca sallayıp içimden bunun olmamasını diliyordum.
Hemen kendi odamdan çıkıp Namjoon hyung'un odasına yöneldim.
Kapıyı tıklamadan açmak biraz yanlış olmuştu.Karşımda Namjoon ve Jin hyung ateşli bir öpüşme gerçekleştiriyordu.
Tabi beni görmeleriyle durmuş bakışlarını bana sabitlemişlerdi.
"Kapıyı çalmalısın Taehyung."
"Hyung! Jungkook nereye gitti ?"
"Ne Jungkook'u ?"
"Jin hyung! Jungkook nerde lütfen söyle."
"Üzgünüm ama ben öyle birini tanımıyorum."
Gerçek olamazdı değil mi?
Gerçek olmasın.
Lütfen gerçek olmasın.
Odalarından bir Hızla çıkıp üstüme bir şeyler giydim.
Daireden çıkarken Namjoon ve Jin hyung'un beni çağırmalarına kulak asmadan yoluma ilerledim.
Acelem vardı.Bu yüzden var gücümle koşarak okula gittim.Giderken ayağıma takılan taştan dolayı kolumu demirlere çarpmıştım.
Zonklamasına rağmen yoluma devam edip okulun bahçesine vardım.
Bana çarpan insanları göz ardı edip danışman'a doğru koştum.
"Proje! Yani ben projemde kimleyim?"
"1 saniye Taehyung."
Bilgisayara giriş yapıp uzunca baktıktan sonra yüzünü düşürdü.
"Bir eşin yok Taehyung."
"Kayıtlara bakar mısınız Jeon Jungkook adına ?"
Kafasını sallayıp aynı işlemleri orda da uyguladı.
"Okulumuz da öyle bir öğrenci görünmüy-"
Sözünü tamamlamasına izin vermeden ordan ayrıldım.
Bana cevap verebilecek tek kişi vardı.
Bizim dükkanımıza yol aldım.Kendimi tutamadım.Gözümden yaş akmasını engelleyemedim.
Dükkanın kapısından içeri girdiğimde Namjoon hyung'un başta olduğunu gördüm.
"Hey Taehy-"
Raflara koşup aralarına baktım.Onu görmemle yanına gelmem bir olmuştu.
"Ajumma! Jungkook nereye gitti?"
Sesini çıkartmıyor yüzüme dahi bakmıyordu.
"Ajumma lütfen Jungkoo-"
Bir an ki halsizlikle dizlerimin üstüne çökmüş durmadan ağlıyordum.
Ajumma yüzüme bakıp omzumu pat patladı.Gözleri sanki bana yardım etmek istermiş ama yapamazmış gibi duruyordu.
"A-ajumma."
Hıçkırarak bağırdığım an Ajumma yanıma çöküp bana baktı.
"Hoşçakal Taehyung."
"A-ajumma."
Elimi uzatacağım an gözlerimin önünde kaybolup gitmişti.Yaşadığım şokla ağzım açık kalmıştı.Hemen yerimden kalkıp Namjoon hyung'un yanına gitmiştim.
"Taehyung-ah sana sesleniyorum."
"H-hyung! Ajumma buradaydı son-"
"Hangi Ajumma?"
"Hani her gün buraya uğrayan Ajumma."
"Taehyung-ah sen iyi misin ? Rüya görüp etkisinde kalmış olabilir misin çünkü şu an dediğin hiç bir şeyi anlamıyorum."
"Hyung nasıl anlamazsın? Ajumma diyorum.Her gün gördüğümüz Ajumma."
"Taehyung-ah Üzgünüm öyle birini tanımıyorum Ve görmedim."
Kafayı yememe ramak kalmıştı.Ya gerçekten kafayı yemiştim ya da yemek üzereydim.
Beni tekrar bırakmış olamazdı değil mi? Beni onsuz bir dünyaya mahkum bırakmış olmazdı.
Yapmazdı değil mi?
Yapamazdı.
Ama
Yaptı.
Beni yalnız bırakmazdı değil mi?
Bırakmazdı.
Ama
Bıraktı.
Aklıma gelen şeyle dükkandan çıkıp koşturmaya başladım.İnsanlar bana deliymişim gibi bakmaktan vazgeçmiyor gözlerini bana dikiyorlardı.
Daireye geri döndüğümde cebimde ki anahtarla kapıyı açıp odama koşturdum.
O arada birden önüme çıkan Jin hyung'un çarpmış yere düşürmüştüm.
"Jin hyung Üzgünüm iyi misin?"
Benden yardım alıp kalktığında duvarda ki aynaya bakıp gülümsedi.
"Yok canım birşey olmadı hala yakışıklıyım."
Daha fazla oyalanmadan odama giriş yaptım.Dolabı açıp kutunun önünü kapatan giysileri yere atıyordum.Sonunda kutuyu büyük giysi yığınından kurtardığımda elime alıp yatağın üstüne koydum.
Yatağa oturup kutuyu yavaşça açtım.Ordaydı.Anahtarlık hala yerindeydi.Elime alıp kalbimin üstüne bastırdım.
Bu hareketimle ışıldayan anahtarlık yavaşça elimde erimeye başladı.
Anahtarlığa damlayan göz yaşlarım artık kaldıramıyordu.Zamanla elimde ki anahtarlık kül olmuş benimde göz yaşlarım şiddetlenmişti.
Odama gelip beni gören Jin hyung'un kaşları çatılmış yanıma gelmişti.
Beni kendine çekmiş sakinleşmeye çalışmamı sağlamak istiyordu.
Ama olmuyordu.
Gittikçe daha kötü oluyordum.
Gittikçe onsuz oluyordum.
Gittikçe benliğimi kaybediyordum.
Merhaba YİNE BEN yine karışık bir bölüm oldu sanki.
Bölümü nasıl buldunuz?
Gününüz nasıldı?
Eklemek istedikleriniz.
Bir daha ki bölüme kadar hoşçakalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my angel ✘ vkook
Fanfiction"O kendinden kaçmak için koşardı hep, ben ise nefesim kesilene kadar ona koşardım."