Hemen belimden tabancamı çıkarttım. Son anda diğer mahallelerde iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık olduğunu hatırladım.
"Kimse ateş etmesin. Sadece nereden ateş ettiğini bulun!" diye emir verdim adamlarıma.
Alinin nabzına baktım. Nabzı atmıyordu.
Erhan "sağdan üçüncü evin teras katında." dedi ve mekanın kapısına doğru koştu. Kapıyı açar açmaz sırtında bir kurşunla yere serildi.
Hemen koşarak içeriye doğru sürükledim onu. Kurşunlardan birisi az kalsın bana da isabet ediyordu ama kaçmayı başardım.
"Erhan, iyi misin Kardaş? Bir şey söyle!" diyerek Erhanı sarsıyordum.
Fakat gözlerini açmıyordu. Nabzına baktım, o da ölmüştü. Giden iki adamımdan sonra gözüm hiç bir şeyi görmüyordu artık.
"Kana kan, dişe diş, intikam!" diye söylendim.
Yukarı kata çıktım. Keskin nişancı tüfeğini aldım ve koltuğa uzandım. Şarjörü takdım ve nişan aldım. Üst üste iki kere tetiğe bastım. Kurşunlar keşkin nişancının gözlerine saplandı.
Hemen aşağıya indim.
"Hemen buraları toplayın. O şerefsizin cesedini yakın. Bizimkileri ise gömün." "Parayı getirelim mi?"
Hafif bir tebessümle "evet" dedim.
Adamlardan birisi parayı getirdi. Hemen parayı aldım ve araba'ya attım. Diğer sakin mahalleden kaçtım. Benim gizli evime gittim ve durumu Ramazan'a haber verdim.
Orada uyudum ve uyanır uyanmaz parayı alıp Aynaoğlu yalısına gittim. Parayı Ramazan'a verip evime gittim.
3 Ocak 2017 11:00
Evim gelmiştim ve Gamze her zamanki gibi bana güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Eve geleceğimi haber vermiştim.Gamze bana "Ramazana söyledin mi?" diye sordu.
"Neyi?" diye sordum ben de.
"Neyi olacak, bir bebeğimiz olacağını."
Gülümsedim. "İş yoğunluğundan aklımdan çıkmış."
"Nezaman söyleyeceksin?" "Bir daha ki görüşmemizde."
Gülümseyerek "tamam." dedi ve çayından bir yudum aldı.
"Kahvaltı çok güzel olmuş hayatım. Ellerine kollarına sağlık."
Tekrar gülümseyerek elimi tuttu.
"Bir şey değil hayatım." "Hayatım artık hamilesin, kendini yormaman gerekiyor. Bir hizmetçi mi tutsak?" "Sen nasıl istersen öyle olsun."
"Tamam." dedim ve domatesten bir dilim aldım.
Yanımdaki sandalyede duran gazeteyi aldım. Dün ki olay hiçbir sayfada yoktu. Bir kaç siyaset ve spor haberine baktiktan sonra gazeteyi tekrar yerine koydum. Kahvaltımı yaptım ve sofradan kalktım. Tabancamı belime koydum ve Gamze'ye sarıldıktan sonra dışarı çıktım.
Arabama binip Ramazan'ın yanına gittim. Bir tane sigara yaktım.
Ramazanı gördüğümde telaşlı bit hali vardı.
"Ne oldu?" diye sordum.
"Bizim Bebekteki lokantayı basmışlar." "Kim, Polis mi?" "Hayır, silahlı adamlar." "Kim oldukları belli mi?"
Ramazan düşünceli bir şekilde "Kim olduklarını bilmiyorum ama öğrenicez!" diyerek bahçeye çıktı. Bir tane sigara yaktı. Ben de arkasından çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yükseliş "İki Yıl" (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek.)
ActionBen Cengiz Doruk. 180 cm boyunda, kumral saçlı, mavi gözlü, 85 kiloyum. Güçlü bir Mafya Babasına çalışıyorum. Patronumun adı Ramazan Aynaoğlu ve onun için herşeyi yaparım. Âdeta kardeşim gibi severim. O da beni kardeşi gibi sever. İkimiz de birbirim...