26. Bölüm

469 30 2
                                    

23 Haziran 2018 10:00
Sergen'in kim olduğunu düşünüyordum. Fakat bir türlü aradığım cevabı bulamıyordum.

Kapı çaldı ve "gel!" dedim.

Odaya Gamze girdi ve kapıyı kapattı.

Yanıma geldi, masaya oturdu.

Gamzenin elini tuttum ve Arda'ya seslendim.

"Efendim patron?" "Sergen ile bir şey bulabildiniz mi?" "Subonun torbacılığını yapmış bir ara patron."

"Anna'yı hemen odama getir."

Arda hemen dediğimi yaptı ve Anna ile odaya geri döndü.

"Beni istemişsin." "Evet sana bir şey soracam."

Anna koltuğa oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

"Sor bakalım." "Sergeni ne kadar tanıyorsun?" "Zamanında Subo'nun torbacısıydı. Sonra Subonun izniyle kendi işini kurmaya başladı."

"Ne işi?" diye sordum.

"Tarihi eser kaçakçılığına başlamıştı." "İyi para kazandı mı?" "İstanbulda tanınacak kadar değil ama yine de iyi kazandı."

Anna kuru dudağını ıslattı. Meraklı gözlerle beni süzüyordu.

"Sen bunları bana neden soruyorsun?" "Sergen iki adamıyla bana Hürrem Sultan'ın kolyesini satmak istedi. Fakat kolye sahteydi."

Anna tebessüm etti. "Merak etme onda gerçeği de vardır. Sergen bir dolandırıcı değil. Muhtemelen sana güvenmemiştir."

Gülümseyerek "çok sağolasın." dedim.

Anna tekrar tebessüm etti.

"Bana sözünü ne zaman tutacaksın?" "Müsait olduğum en kısa zamanda."

Gamze "ne sözü?" diye sorarak lafa daldı.

Anna Gamze'ye göz kırptı ve "aramızda." dedi ve odadan çıktı.

Hemen Arda'ya seslendim.

"Efendim patron?" "Misafirlerimizden Sergen'in telefon numarasını iste."

Arda kafasını "tamam." anlamında salladı ve çıktı.

İki dakika sonra odaya girip masamın üzerine bir kağıt bıraktı.

"Başka bir isteğin var mı abi?"

Kağıdı elime alırken "Hayır çıkabilirsin." dedim ve dediğimi yaptı.

Ben de Sergen itini aradım.

"Alo, buyrun?" "Sergen sen misin?" "Sen kimsin?"

Karşımdaki ses birden sertleşmişti.

"Cengiz Doruk" dedim.

"Ne istiyorsun?"

Yüksek sesle bir kahkaha attım. "Sence ne istiyor olabilirim?"

Sergen "Kolyenin gerçeğini!" diyerek beklediğim cevabı verdi.

"Üçyüz bini hazırla ve saat dört'te Kız Kulesinde ol. Tamam mı?"

Bu adam delirmiş diye düşünüyordum.

"Herkesin gözü önünde bunu yapamayız." dedim.

"Merak etme. Herhangi bir sıkıntı olmayacak."

"Tamam, saat dört'te Kız Kulesinde." dedim ve telefonu kapattım.

Arda'ya yine seslendim ve hemen geldi.

Yükseliş "İki Yıl" (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin