35. Bölüm

342 22 0
                                    

Gece Klübü yıkık döküktü.

"Kaç girişi var?" diye sordum.

"Bir arka giriş bir ön giriş. Zaten görüldüğü üzere ön girişte dört koruma var." "Tamam Halil. Dört kişi al ve arkaya git"

Halil "tamam Patron." dedi ve dört kişiyle arka kapıya gitti.

İki tabancamı da çıkardım ve arabadan indim.

El bombaları yine ceplerimizdeydi ama bu sefer kullanmakta zorlanacaktık.

Ön kapıdaki dört korumayı yere serdik ve kapıyı tekmeleyerek açtım.

Hamid "Kurt oradaki!" dedi ve nişan alıp ateş ettim.

Omzundan vurabilmiştim.

Masayı devirerek kendime siper aldım.

"Kurt kaçıyor!" diye bağırdı Hamid.

"Kaçamaz, unuttun mu? Arkapıda adamlarımız var." dedim ve cebimden el bombasını çıkardım. Büyük bir güç uygulayarak fırlattım.

Pustuğum yerden çıktım. Koşarak ateş ettim ve Kurd'u diğer omzundan da vurdum.

Parçalanmış taşa bastım ve sıçradım. Tabancam ile korumanın suratına vurdum. Yere kapaklandı ve bir el ateş ettim.

Şarjörümü değiştirdim ve yere uzandım.

Kurşundan son an da kurtulmuştum.

Karşımda duran üç kişi bana kurşun yağdırıyordu ama neyse ki iyi yere pusmuştum.

Bizim çocuklar hemen yardıma geldi. Arkadan da silah sesleri duyulmaya başlandı.

İki taraftan da sıkışmışlardı. Kaçacak yerleri yoktu.

Kurt sağa döndü ve kaçmaya devam etti.

Oradan bir çıkış olduğunu fark etmemiştim.

Adamlarıda onla birlikte kaçıyordu.

Hemen biz de merdivenlerden yukarı çıkmaya başladık.

Yılmaz omzundan vuruldu ve merdivenlerden yuvarlandı. Yılmaza kurşun sıkanın kafasına sıktım. O da yere yuvarlandı.

Ben intikamımı alırdım!

Merdivenlerden çatıya çıktık ve kalan son iki korumayı da vurduk.

Kurt helikoptere bindi ve havalanmaya başladı.

Kurt öylece kaçamazdı. Arda'nın intikamını almam gerekiyordu. Koşarak zıpladım ve helikopterin ayağından tutundum.

Tek kurşun sıktım ve Kurd'u kafasından vurdum.

Kapıyı açtım ve içeri girdim.

Tabancamı pilotun kafasına dayadım.

"İndir lan şunu!"

Pilot "tamam abi!" dedi ve helikopteri indirdi.

Pilotun kafasına bir tane sıktım ve helikopterden indim.

Tesbihimi cebimden çıkardım ve çekmeye başladım.

"Yılmaz'ın durumu nasıl?" "Büyük ihtimalle kemiklerinden bazıları kırılmıştır ama kurşun konusunda korkulacak bir şey yok. Sıyırmış sadece." "Durumu iyi sayılır yani." "Evet abi."

"Biz Yalıya gidelim. Üç adamımız Yılmazı hastaneye bıraksın." dedim ve merdivenlerden indim.

Klüpten çıktık ve arabalara bindik.

Yükseliş "İki Yıl" (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin