47. Bölüm

427 18 0
                                    

Hizmetçiler kahvelerimizi getirdi ve sohbetimize devam etmeye başladık.

"Şey diyorum. Beraber bir iş mi yapsak?" "Nasıl bir iş?"

Kemal gülümsedi ve kahvesinden bir yudum aldı.

"Benim asansör şirketim de var. Sizin apartmanlarınızın asansörlerini biz yapsak nasıl olur?"

Ben de kahvemden bir yudum aldım. "Güzel olur. Bunu yarın ofisimde konuşalım mı?"

"Olur ben sizin telefon numaranızı alabilir miyim?"

"Olur." dedim ve birbirimize telefon numaramızı verdik.

Ebru "haber izleyelim mi?" diye sordu.

"Güzel olur." dedim ve televizyonu açtık. Bir tane A haber kanalı açtı Buse.

Ankara merkezli operasyonda on sekiz torbacı yakalanmıştı.

"Bir mafya babası güzel ülkemizde uyuştucu sattırmadığını duymuştum. Uzun süre uyuşturucu haberleri çıkmamıştı."

Bunu duyunca koltuklarım kabardı. Aynı zamanda sinirlendim de. İzin isteyerek salondan çıktım ve Halil'i aradım.

"Alo?" "Efendim abi?" "Türkiye de uyuşturucu sattıran birileri var. Onları bul Halil!" "Tamam abi."

"Görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Tekrar salona gittim. Kahvemi bitirdim.

"Ne olmuş?" diye sordu Kemal.

"Önemli bir iş görüşmesi. Başka bir şey yok." dedim ve izin alarak bir sigara yaktım. Ne zaamndır sigara içmemiştim. Kokusu gitsin diye de camları açmayı ihmal etmedik.

Bir haber daha izledik. Haberde Dolar'ın yediye kadar çıktığı söyleniyordu.

"Dolarımın hepsini TL'ye çevirmeme rağmen dolar düşmüyor. Sadece ben de çevirmedim. Bunun sebebi de Türk ekonomisinin kötüleştiği için de değil."

Gülümseyerek "haklısın." dedim.

"Biz de yarın çevirmeyi düşünüyorduk."

Kemal "güzel." dedi.

Bu sırada iki hizmetçi tatlıları getirdi.
Bir dilim  pasta çok güzel görünüyordu. İki hizmetçi daha geldi ve onlarda meyveleri getirdi.

Pastasından ilk dilimi alan Kemal oldu.

"Spor yapmayı sever misiniz?"

Hepberaber "evet." dedik.

Pastamızdan bir dilim aldık.

"Alparslan'ın iyi bir basketbolcu oluduğunu duymuştum."

"Teveccühünüz!" diyerek pastasından bir dilim aldı Alparslan.

Ebru, Gamze'nin elini tuttu.

"Yarın beraber spor yaparız o zaman."
"Tabi ki olur. Neden olmasın?"

Ebru pastasından bir dilim aldı. Gelen çayından da bir yudum aldı ve telefon numaralarını aldı. Hepimiz birbirimize telefon numaramızı verdik.

Pastalarımızı ve meyvelerimizi yedik.

"Çıkalım mı?"

"Tamam, çıkalım." dedim ve ayağa kalktım.

"Yarın ya da başka bir gün de biz sizi bekleriz akşam yemeğine."

Buse memmuniyetle "olur, geliriz." dedi. Sonra da utanıp kızardı.

Vedalaştık ve yalıya döndük.

Kendimi koltuğa attım. "iyi insanlarmış." dedim.

"Öyledir." Merakla "siz daha önceden tanışıyor muydunuz?" diye sordum.

Yükseliş "İki Yıl" (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin