Bölüm 6

6.6K 376 151
                                    

Bununla genç erkek oradan ayrıldı.

Genç kızı yerde ağlayarak bıraktı, kızın kafası karışmıştı. Neler oluyordu?

Bu adam kimdi ve kim olduğunu sanıyordu? Onun oyuncağı değildi ve onun istediği gibi davranmayacaktı.

Ama kalbine düşürdüğü korku ile, başka seçeneği yoktu. Ve iyi bir kız olmadığı için cezalar mı alacaktı? Bununla ne demek istemişti? İçinden bir ses bunu bilmek istemeyeceğini söylüyordu.

Marinette kendini toparlayaraketrafına baktı. Hala açması gereken çok şey vardı. İçini çekti ve gözyaşlarını sildi, sonra elleri titriyor olsa bile çalışmaya başladı.
Kendisi için değerli bir şeyini kaybetmiş gibi hissediyordu. Belki de ne olduğunu biliyordu. Belki de özgürlüğünü kaybetti.

Her zaman normal bir erkek arkadaşa hatta normal bir hayata sahip olabileceği düşüncesi vardı. Bu Kara Kedi kimdi ve neden onu seçti? Neden o? Gözyaşlarına boğularak yere çöktü. Belki de ailesini ziyaret etmeliydi. Onu neşelendirmeyi her zaman başarıyorlardı.

Kıyafetlerini beyaz şort ve gevşek bir tişört olarak değiştirmeden önce derin bir nefes aldı. Ceketini giyerken içini çekti. Sonra bütün makyajını sildi ve yüzüne sadece rimel uyguladı.

Artık ağlamamaya karar verdi. Aynadaki yansımasına başını salladıktan sonra kaçıran kişinin bıraktığı anahtarla kapıyı kilitleyip şortunun cebine koydu ve yavaşça ailesinin fırınına doğru yürümeye başladı.

"Merhaba anne, baba!"-diye sahte bir gülümseme sergiledi.

"Mari, canım." Sabine kızını selamladı. “Ama vardiyan saat üçe kadar başlamıyordu.”

Marinette omuz silkti. Vardiyası olduğunu tamamen unutmuştu. Oops?

“Sadece erken gelmek ve ihtiyacın olursa sana yardım etmek istedim”-diye yalan dedi.

"Ah, teşekkürler Mari, ama her şey kontrol altında." Tom gülümsedi ve kızına sarıldı.

“Sanırım burayı sensiz bir günlük yönetebiliriz. Dışarı çık ve arkadaşlarınla bu günün tadını çıkar.”

Marinette'in dudakları 'O' harfinde kıvrılırken, başını salladı.

"Tamam, teşekkürler anne ve baba."

"Sonra görüşürüz tatlım." Sabine kızının yüzünü öperek gülümsedi.

Bununla beraber Marinette fırındaki işlerini bıraktı ve halihazırda olduğundan daha kötü bir ruh hali içine girdi. Ellerini cebine koyarak iç çekti. Hayatı nasıl bu şekilde dönmüştü?
Tekrar birine çarparken başını salladı. Altındaki sert zemini hissetmeden önce, güçlü bir el onu geri çekmişti.

"Woah, Mari, böyle karşılaşmayı gerçekten durdurmalıyız." -dedi onu yakalayan kişinin sesi hemen.

"Ah, F-Felix." Genç kız ona geri gülümsedi.

"Nasılsın?" diye genç erkek sordu. Ondan kaçması mı gerekiyordu? Kara Kedi onu izliyor muydu? Hatta karşı cinsle konuşmasını ona söylemeli miydi?

"Ben iyiyim, ya sen?" Felixe bakarak sordi.

“Ben de iyiyim, sanırım.” omuz silkti.

“Sadece biraz dondurma yemeye gidiyordum. Bana katılmak ister misin?”
Felix biraz kızarmıştı. Hoşlandığı kişi az önce ona çıkma teklif mi etmişti? Kara Kedi'yi tamamen unutmuştu.

“Çok isterdim.”  Kedi'in onu izlemediği için şanslıydı.

Şimdilik.

Dondurmacıya doğru yürürken rastgele şeyler hakkında konuştular. Dondurma sipariş verdiklerinde, oradaki sandalyelere oturdular ve konuşmaya başladılar. Marinette, Felix'in kendisi hakkında çok şey biliyordu ama bir sapık gibi görünmek istemiyordu.

"Peki, hiç erkek veya kız kardeşin var mı?" diye Marinette sordu.

Felix dürüstce, bu kızın onun hakkında fazla bir şey bilmesindeb hoşlanırdı. Ama soru onu çok fazla incitti. Yüzü düştü ve dudağını ısırdığında, Marinette hatasını fark ederek hemen özür dilemeye başladı.

“Hayır, endişelenme, sadece herkes benim kardeşlerim olmadığını biliyor, bu yüzden soru asla sorulmuyor.” Felix omuz silkti.

“Öyleyse sormamın sakıncası yoksa, neden bu soru sana zarar verdi?” Marinette meraklandı.

"Kimseye söylemeyeceğine söz ver."

“Hayatım üzerine söz veriyorum” diye Marinette gülümsedi.

"Bir zamanlar bir erkek kardeşim vardı. Ve kaçırıldı." Felix bunu mümkün olduğunca çabuk açıklayarak konuştuğunda, Marinette Felix'i rahatlatmak için omzuna dokunarak ona gülümsedi.

"Üzgünüm."

“O sırada sadece beş yaşındaydım, ancak kaçıranlar tarafından bir duvara fırlatıldığımı hala hatırlıyorum. Onu annemin kollarından çekip aldılar ve babamı yerle bir ettiler.” -diyerek içini çekti.

"Bebeği nasıl aldıklarını izlemek çok zordu ve o daha yeni doğmuştu. Dürüst olmak gerekirse, beni götüreceklerini sandım ama bence bir bebeği almak daha kolaydı."

“Felix, bunu yapmak zorunda değilsin.”

“Neden sana güvenebileceğimi hissediyorum, Marinette?” -diye Felix sordu, gözlerinde yaşlar olduğunu açıkça belirtti.

“Çünkü yapabilirsin, Felix. Bir buçuk saat kadar birbirimizi tanıyor olabiliriz, ama ben güvenilir bir insanım.” diye Marinette gülümsedi.

“Onun hala hayatta olduğunu biliyorum. Babam öyle düşünmese bile. Adrien'in hala hayatta olduğunu biliyorum.”

"Ve biliyorum ki onu nerede olursa olsun bulacaksın."

"Teşekkürler, Marinette."

Ve tam o zaman biri Marinette'i yere sermişti.

-------------------------------------------

KIDNAPPED- Kaçırılmış. (TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin