Bölüm 13

5.3K 293 20
                                    


Marinette oturma odasındaki masada bir bilgisayar görürken gülümsedi. Bunun bir çıkış yolu olduğundan emindi. Ama onu açtığında, bir parola ve parmak izi ile güvence altına alındığını fark etti.

"Benimle dalga mı geçiyorsun?" Tekrar bilgisayarı kapatarak masanın üzerine bıraktığında yanında bir kumanda gördü ve televizyonu açtı. 

Kanallar arasında geçiş yaparken onu düşünmemeye çalıştı. Kendisini çevreleyen her şey onun olduğu için durum zordu.  Kanepeye uzanarak başının altına doldurulmuş bir yastıkla sessizce televizyon izliyordu.

Genç erkeğin tişörtü üzerine büyüktü. Bu yüzden kendisini battaniyeyle kapatarak televizyonda olanı izlemeye başladı.

Kapının kilidini açtığını duyunca saat dörd olmuştu. Uyuyormuş gibi numara yapmaya başladığında, yaklaşan ayak seslerini duydu, ama hareket etmedi.

Adrien tek bakışta Marinette'in uyumadığını gördü ama başını iki yana sallayarak istediğini yapmasına izin verdi. Üst kata çıkarak aldığı kıyafetleri yatağa bıraktı. En azından bazılarının Marinette'e uyacağını umuyordu. Kapalı bir çekmeceye maske ve taktığı kulakları koyduktan sonra koyu renkli giysilerden kurtularak üzerine gri eşofman ve beyaz gömlek giydi.

Öğle yemeğini hazırlamak için mutfağa gitti. Tabii ki bunu da biliyordu. Hayatta kalma dersleri için daha fazla tecrübesi vardı ama nasıl yemek hazırlayacağıyla ilgili birkaç şey öğrenmişti. Bir saat içinde öğle yemeği hazırdı, bu yüzden oturma odasına baktığında Marinette'in hala uyuyor olduğunu gördü.

Adrien onun hala uyumadığını biliyordu. Göğüsü düzensiz yükseliyordu ve burnunu sıkıyordu. Saçları burnunu gıdıkladığı için arada bir yüzünden uzaklaştıracak şekilde hareket ettiğini gördüğünde Adrien kendi kendine gülümsedi.

“İyi bir suçlu olmazsın prenses,” dedi ona bir göz atarak. "Asla olamazsın."

"Ne istiyorsun?" diye sordu Marinette sessizce.

“Hadi, bir şeyler yemelisin. Öğle yemeği yaptım.” -diye yaklaşarak söyledi, ama genç kız hemen ayağa kalkarak ondan kaçtı.

"Veya erken akşam yemeği."

Bu an Marinette'in gömleği biraz yukarı çıktı, bu yüzden iç çamaşırının küçük bir kısmını ortadaydı, lakin Adrien bir şey görmeden önce Marinette çabucak düzeltti.

"Bak, yemek yemelisin. Oraya gelmek zorunda değilim." -diyerek Adrien kollarını bir birine geçirdi.
"Lütfen sadece bir şeyler ye, böylece kırılmazsın."

Marinette sonunda içini çekerek başını salladığında, Adrien o yemek yediği için mutluydu. Ne kadar yediği hakkında hiçbir fikri yoktu ve onun için endişeleniyordu. Onun şişmiş gözlerinden ağladığını anlamıştı.

Onu geçerken...aralarında büyük bir boşluk vardı....genç erkek sakinleşerek gözlerini kapattı.

"Gerçekten özür dilerim Prenses."

Ama kız onu görmezden gelerek geri döndüğünde yine onunla yüzleşdi.

"Ben...gerçekten,"

Marinette başını salladığında yemek odasına doğru yürürken elini de salladı.

"Senin için birkaç kıyafetler aldım. Umarım doğru beden seçtim."

"Teşekkürler" -diye Marinette masaya otururken Kedi duydu. Beş dakikadan sonra, Adrien hala orada duruyordu.

"Adrien -...?"  Adrien'ın kafası karışmıştı, ona mı seslendi?

"B-Bana katılabilir misin?"

Genç erkek kayıp bir köpek yavrusu gibi  ona bakarak sandalyelerden birinde oturarak yemek odasına baktı.

"Sana katılmamı mı istiyorsun?"

“Ah .. evet. Demek istediğim öğle yemeğini sen yaptın.” diye Marinette yere baktı. "Bir şey yemelisin."

Diyelim ki, bu Marinette'in şimdiye kadar yediği en garip öğle yemeğiydi.

--------------------------------------------------------------

Yatak odasına yürüdüğünse, yatakta iki çanta dolusu giysiler vardı.

"Umarım en azından bazıları sana uyacaktır "

“Ah, teşekkür ederim” -diye Marinette ona gülümsedi ve Adrien, satın aldığı kıyafetlere bakması için onu yalnız nırakarak odayı terk etti.

Adrien evin diğer tarafındaki balkona dğru yürüdü. Sokak, çoğu zaman boş olan bir manzaraya sahipti. Buraya kimse gelmiyordu, çünkü hiç kimse burada yaşamıyordu ve gelmiyordu. 

Bu sırada Marinette kıyafetler karşısında şaşkına dönmüştü. Hepsi çok güzeldi. Adrien tarzını çok iyi biliyordu. Giysilerini kendisi tasarlamayı tercih ederdi ama bunlardan hoşlanmıştı.
Mavi yüksek belli bir şort ve şortla kombinlediği siyah bir gömleği seçip giyindikten sonra, Marinette, aynada kendine bakarak gülümsedi. Dudağının köşelerinin yavaşça kıvrıldığını hissedebiliyordu.

"Hazır mısın?" Adrien kapıyı çalıp, açarak, içeri girdiği an suskunlaştı.

“F-Fırça veya tarak var mı?” diye sordu Marinette ve genç erkek bir fırça aramaya başladığında sadece başını salladı.

"Teşekkürler" diye fırçayı alarak banyoya gittiğinde, Kedi'ye teşekkür etti.

Sonunda saçlarındaki düğümleri açıp, tarayabildiğinde hala boynunda görünen morluğu saçlarıyla kapattı. Ve olanları düşündüğü gibi inledi.

Sonunda Kedi Marinette'in nasıl bir kot pantolon ve beyaz gömlek giymiş olduğunu gördü.

"Hazır mısın Leydim?" Kedi ona sanki benzersiz bir şeymiş gibi bakarken biir teklifte bulundu.

"Lütfen, olanları telafi etmeme izin ver"

Marinette, kapıdan çıkarırken arkasından yeniden kapıyı kilitleyeyen Adrien'a başını salladı. Arabasına oturdular ve Adrien başlamadan önce Marinette'e baktı.

“Bu bir sürpriz yüzünden..  ”-diye Kedi ona gülümseyerek gözlerini bağladı.

"Nerede olduğumuzu saklamaya çalışmıyorum."

Adrien ona güveniyordu, ama Marinette'in kendisine asla güvenmeyeceğini biliyordu, ama yinede sinsi olması gerekiyordu.

"Ah, tamam," diye gözleri bağlanırken Marinette başını salladı.

"Endişelenme, prenses" dedi Kedi.

"Yakında orada olacağız."

--------------------------------------------------------

KIDNAPPED- Kaçırılmış. (TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin