Bölüm 15

4.9K 300 241
                                    


"Doğum günün kutlu olsun!"

Doğum gününü nasıl unutabilirdi ki? Tüm bu Kara Kedi draması yüzünden kendini suçlayamadı bile.

Marinette'in yüzü, ailesi ve Alya'yı büyük bir doğum günü pastası ile gördüğünde aydınlandı.

"Ah Tanrım, çok teşekkür ederim!" -diye Marinette her birine sarılırken Alya yüzünün önünde bir hediye salladı.

"Woah, kızım gerçekten kolileri açma konusunda harika bir iş çıkardın. Her şey harika gözüküyor." Alya içeri girerek iltifat ederken Marinette ne kadar iş yaptığını hatırladı. Yerinde uyuya kalabilirdi.

Sabine ve Tom pastayı tezgahın üzerine koyarken "Evet, gerçekten, Mari, harika bir iş çıkardın" dedi.

"Teşekkürler, anne. Üzgünüm, dün işe gelmedim."dedi Marinette.
“Gerçekten bütün bu paketlerin içine girdim.”

“Tamam, Mari, endişelenme.” Sabine kızına güvence vermek için konuştu.

“Tamam, hadi pasta yiyelim!”

Tom, çekmecelerden birinde bıçak ararken  bağırdığında, bıçağı bularak pastayı kesmesi için Marinette'e verdi.

Hepsine en az iki dilim pasta yetmişti.
Saat yedi civarında, gülmeyi ve konuşmayı kestiklerinde ailesi daha erken ayrıldı, böylece fırındaki ertesi gün için her şeyi hazırlayabileceklerdi.

Alya sekiz civarında yanından ayrıldığında Nino ile ertesi gün seyahate çıkmadan önce biraz uyumak istediğini söyledi. Marinette eb yakın arkadaşına sarılarak onunla vedalaştı.

Marinette duş alırken içini çekti ve ılık suyun kaslarını gevşetmesine izin verdi. Suyu durdurduğunda kabinden çıkarak kendini kurutdu, sonra uykuya dalmadan önce pijamasına girdi.
--------------------------------------------------------

Marinette aniden altında sert bir zemin hissetti ve gözleri parlayan iki ışıkla kör olsada o yöne baktı.

Kolları ve bacakları birbirine bağlanmıştl ve nefesi ağırlaşıyordu.

"Hoş geldin prenses"

Sesi çok karanlıktı, o kadar nefret doluydu ki, sadece onu dinleyerek korkuyordu. Ses sahibi ona doğru yürüdü, çenesini tuttu ve kafasını ona doğru çevirirken bu hareketi o kadar da yumuşak değildi.

"N-Ne ..- Kedi?" şaşırmıştı. Gitmesine izin vereceğini söylememiş miydi?

Genç erkek sadece sırıttı. Dudaklarını zorla genç erkeğin dudaklarına bastırdı, ona itaat etmesini ve onu öpmesini sağladı. Ama genç kız omuz silkerek ağladı ve genç erkeğin öpücüğünü karşılamak istemedi.

Dudaklarını sildiğinde genç erkek onun korktuğunu gördü.

"Gitmeme izin vereceğini söylemiştin"

“Bunu asla söylemedim prenses. Fikrimi değiştirmeden önce gitmen gerektiğini söyledim.”-diye Kedi sırıttı. Kötü görünüyordu.

"Asla sonsuza dek demedim."

Gözlerinden dökülmüş gözyaşlarıyla birlikte hıçkırarak ve ellerini ve ayak bileklerini birbirine bağlayan ipten serbest bırakmaya çalışıyordu.

"Ayrıca, prenses, benim olana kadar asla durmayacağımı söylemedim mi?"-diye Kedi kötü bir şekilde güldü.

“Resmi olarak benim olmaya istekli misin, yoksa bunu zor yoldan mı yapmalıyız?”

“Asla senin olmayacağım! Asla! Anlıyor musun ?!” -diyerek Marinette yüzüne tükürdüğünde Kedi sadece sırıttı.

"Biliyor musun, inatçı olduğunu ummuştum."-diye Kedi belirtti.

"Işıkları aç,"

Yanan başka bir ışık vardı ve ışık üç kişinin sandalyelere bağlı olduğunu ortaya çıkarıyordu  Marinette'in nefesi, bu insanların kim olduğunu anladığı gibi boğazına takıldı.

İlk sandalye Alya, diğeri annesi, diğeri babasıydı. Hepsininde bilekleri ve ayak bilekleri birbirine bağlıydı ve ağızlarına bant yapıştırılmıştı.

Marinette daha çok hıçkırarak ipi biraz gevşetmeye başladı. Bilekleri, ipin verdiği acıdan can çekişiyordu ama yinede pes etmedi.

"Prenses, hangisinden ilk önce başlayacağıma karar verebilirsin."
Kedi onu yerinde tutarak diz çöktü.

“Hayır, onlar benim ailem! Bırak gitsinler!” -diye genç kız bağırarak ağladığında göz yaşları yanağından yuvarlanarak çenesine kadar geldi.

Üç adam odaya girdiğinde, msrinette bir tek Baloncuyu tanıdı ama diğer ikisi tanıdık değildi.

"Seni adamlarımla tanıştırmama izin ver." Kara Kedi genç kızın kulağına fısıldadığında Marinette'in vücudundaki titremeleri çoğaldı.

“Bu Baloncu, onunla zaten tanıştın ”-diye ilk adamı gösterdi.

“..- bu aşk tanrısı,” Yüzünde kırmızı boyayla, kırmızı ve siyah bir elbise giyinen adamı gösterdi.

“..- ve bu Oyuncu.”
Siyah giyinen, sadece gözlükleri yeşil olan daha kısa bir adamı gösterdi.

“Görüyorsun, bunlar aileni bu sefaletten kurtaracak adamlar"-diye genç erkek güldü.

"İstediğin gibi değil "

Hepsi silahlarını doldurduklarında tüm kurbanlar kıpırdamaya başladı. Tom, Sabine’ye her şeyin yoluna gireceğinden bahs etmeye çalıştı ama o anda ne düşüneceğini bilemedi. Alya, Baloncunun kafasına silah basmasını izlerken ağlıyordu.

"Kara Kedi, lütfen sana yalvarıyorum. Her şeyi yapacağım, lütfen gitmelerine izin ver." dedi Marinette.

“Senin olacağım, sadece lütfen, bırak onları, yaşamalarına izin ver!”

Kara Kedi düşünerek kolunu havada tuttu.  "Yalan söylemediğini nasıl bilebilirim?"

"Söz veriyorum, onları güvende tutmak için her şeyi yapacağım!" -diye Marinette ağladı.

“Lütfen, eğer bir kalbin varsa, lütfen yaşamalarına izin ver”- diye Marinette bitkince fısıldadı.

“Bunu senin yanında yaparsam, zayıf olacaksın.” Kedi Marinette'in kulağına fısıldayarak kızın kulak memesini ısırdı. Ama genç kızın Kedinin ne dediğini anladığı zaman çok geçti.

Üç atış sadece bir olarak duyuldu. Ve üç ceset yere düştü.

Sonra Marinette çığlıklar eşliğinde uyandı.

KIDNAPPED- Kaçırılmış. (TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin