Bölüm 4

7.3K 415 178
                                    

Marinette ılık bir şey üzerinde uyandı. Yatak? Etrafına baktı ve kendi odasında olduğunu gördü. Ne oluyordu? Hala çarşafları bile olmayan yatağındaydı ve kafası karışmıştı. Olanlar sadece bir rüya mıydı?

Başı ağrımıyordu, vücudu felçli değildi. Başını tuttu, olup bitenleri hatırlamaya çalışıyordu. Kara Kedi, Baloncu, iğne? Öyleyse bayılmış mıydı? 

Alya bir anda kapıdan içeri fırlayarak en iyi arkadaşını sıkıca sarıldı.

"Çok üzgünüm ama dün sana mesaj atamadım, çünkü Nino'yla randevudaydık. Sonra çok geç olduğunu ve uyuduğunu düşündüm."

"Kaçırılmadım, Alya. Ben iyiyim." Marinette kendisi de bu sözlerden şüphe ediyordu, ama bu sadece bir rüyaydı, değil mi?

"Ah merhaba, Marinette!" Nino odaya göz attı. 

"Tanıştığımıza memnun oldum."

"Merhaba."-diye Marinette karşılık verdi. Nino neden bu kadar tanıdık gelmişti?

"Gidiyor muyuz Alya?" Nino sorduğunda, Alya bir kez daha Marinette'e sarıldı. 

"Beni hayvanat bahçesine götürüyor" diye arkadaşının kulağına fısıldayarak ayrılıp, el salladı ve Nino'nun elini tuttu. İkili mekandan ayrılarak Marinette'i düşünceleriyle yalnız bıraktılar. Rüyası çok gerçek gibi hissettirmişti. 

Derin bir soluk aldı. Canı hiçbir şekilde yanmıyordu. Bu kesinlikle bir rüyaydı. Hiçbir acı bu kadar çabuk geçemezdi. Genç kız başını sallayarak kalan paketleri açmaya başladı. Öğleye yakındı ve karnı acıkmıştı. Marinette, evde hiç yemeği olmadığını fark ettiğinde markete gitmeye karar verdi. Çantasını alıp içine telefonunu attıktan sonra ceketini giymeye karar verdi. Market evine pek fazla uzak olmadığından kısa sürede gelmişti. İhtiyacı olan eşyaları toplamaya başlayarak onları bir arabaya koydu.

Bu biraz zaman aldı, ama gerekli şeylerin hepsini almış ve parasını ödemişti. Hala rüyası yüzünden dalgındı, bu yüzden neredeyse birine çarpıyordu.

"Ah, çok özür dilerim!" Çantalarından birini ve karşısındaki kişinin bazı eşyalar düşürdüğü için özür diledi.

"Sorun değil. Ben de önüme bakmıyordum" diye genç adam özür diledi. Marinette onun yüzüne baktığında, iki nedenden dolayı donup kaldı. İlk olarak, özelliklerinin ona Kara Kediyi çok hatırlatmasıydı. Ancak sarı saçlarından sonra mavi gözlerini gördüğünde tekrar mutlu oldu.

Diğer bir sebep ise...ONUN FELİX AGRESTE ÇIKMASIYDI.

"A-Ah, sorun değil" diye genç kızın aldıklarını çantasına koymasına yardım etti ve ikisi de ayağa kalktı.

"Bu konuda yardıma ihtiyacınız var mı? Gerçekten ağır görünüyorlar." diye Felix genç kıza bakarak sordu.

"Ah, hayır. İyiyim," dedi Marinette.

"Ben Felix, bu arada," diye kendini tanıttı.

"Marinette." ona elini sıkardı, ama elleri çok doluydu.

"Tanıştığımıza memnun oldum." dedi Felix. 

"Şimdi geç kalmadan önce gitmeliyim. Daha sonra görüşürüz!"-diyerek Felix oran ayrıldığında, Marinette içeride çığlık atmaya başladı. Bu kişi onun idolü Gabriel Agreste'nin oğluydu. Aman tanrım, idolünün oğluyla konuşmuştu! Bu çok heyecanlıydı! Şahsen herkesten  daha tatlıydı. Ondan çok hoşlandığından değil. Herkes bunu söylüyordu, ama bunun dünya için iyi olduğunu kabul etmiyordu.

Alya'ya anlatması gerekiyordu! Fakat sonra Alya Nino'yla birlikte olduğunu hatırladı ve randevularında onları rahatsız etmek istemiyordu.

Marinette derin bir iç çektikten sonra evine doğru yol almaya başladı. Evine geldiğinde kapının kilidini açtı ve yiyecekleri masanın üzerine koyduktan sonra buzdolabına bir bir yerleştirmeye başladı.

Son duyduğu bir şarkıyı mırıldanmaya başladı. Felix sevimliydi. Babası için mankenlik yapıyordu ve kötü bir çocuk değildi. Kendisinden beş yaş büyük olsaydı bile, ona aşıktı.

Yani o küçük tarçınlı rulodan kim hoşlanmaz ki?

Bunu düşündüğü zaman kendi kendine güldü. Gabriel'in oğlu olması onu sevmesini engellemiyordu. 

Sonunda onun aç olduğunu hissettiğinde, kendine öğle yemeyi hazırlamaya başladı.

----------------------------------------------------------

*geçmişe dönüş*

Nino, Alya'yı Marinette'den ne kadar uzak tutacağından emin değildi. Arkadaşlıklarının ne kadar güçlü olduğunu görmüştü. Şüphe içinde telefonuna bakarken içini çekti. Kara Kedi'in başarısız olduğunu öğrenirse ne yapardı?

Bunu yapamayacağını söyleseydi daha iyi olurdu. Derin bir nefes aldı. Kara Kedi garip bir insandı. Acımasız bir katil ya da bir sapık olabilirdi.

İçinde bulunduğun durumu anlayabilir ya da sadece sana kendisine gülebilirdi ve işini yapmasını söyleyebilirdi. Nino telefonu eline alıp numarasını çevirirken içini çekti. Kimse onun gerçek adını bilmiyordu. Gerçek adını bilen tek kişi önceki liderdi. Adı Hawk Moth idi ve Kedi'yi kendi oğlu olarak büyüttüğü söyleniliyordu. Nino'ya Kedi'in yeni doğmuş bir çocuk olarak terk edildiği ve Hawkmoth'un onu büyüttüğü söylenmişti. Ama o buna hiçbir şekilde inanmamıştı.

"Merhaba?" Kedi'in sesi garip bir duygu barındırıyordu, Nino anlayamadı. Belki belli bir sıcaklıktı?

"Ben...bir sorunum var." Nino'un sesi biraz titredi.

"Konuş."

"Bir hafta boyunca Alya'yı Marinette'den uzak tutabileceğimden şüpheliyim. Arkadaşlıkları düşündüğümüzden daha güçlü. Ayrılmazlar. Bütün akşam tek konuştuğu Marinette için ne kadar endişelendiğiydi." Nino cümlesini bitirince yutkunduğunda, diğer tarafta birkaç saniye sessizlik oldu.

"Güzel. Bana söylediğin için teşekkür ederim. Bununla ben ilgilenirim."

Ve bununla da hat kesildi.

-----------------------------------------


KIDNAPPED- Kaçırılmış. (TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin