Bölüm 2

8K 450 332
                                    

Gözleri ağırlaşmıştı. Vücudu üç yıl boyunca hareket etmemiş gibiydi. Ama bilinci açıktı. Neredeydi? Neden hareket edemiyordu?

Bir gözünü açmaya zorladı, sonra o ağır havayı soludu. Diğer gözünü de açmaya zorlamadan önce sertçe yutkundu. Etrafına baktı ama sadece karanlığı gördü. Ölmüş müydü?

Marinette başını kaldırdı, ama boynu henüz başının ağırlığını taşıyamıyordu, bu yüzden başı bir kez daha sert zemine çarptı. Aniden genç kız korktuğunu hissetti. Ona ne olacaktı? Öldürülmek üzere miydi? Bir bilim deneyi mi olacaktı?

Gözleri yanmaya başladı, ancak vücudunu felçli hissediyordu. Nefes alabiliyordu, ama göğsüne çok büyük bir ağırlık bastırılmış gibi geliyordu. Bir noktada aslında boğuluyormuş gibi hissediyordu.

"Bakın, birileri uykusundan uyandı." dedi bir ses, ama genç kız sesi tanımadı. Kalındı, kesinlikle bir erkek sesiydi. Marinette ona yaklaşan ayak seslerini duydu, ama kafasını o yöne bile çeviremedi.

"Pekala, Marinette, kendimi tanıtmama izin ver. Benim adım Baloncu." diye gülümsedi. 

"Başka bir ismim de var, ama bunu bilmek zorunda kalacağından şüpheliyim."

Marinette başını döndürmeye çalışırken boynundan saplanan keskin bir acı buna mani oldu. Muhtemelen ondan biraz daha büyük bir erkek aşağı eğildi. Gözlerinin üzerinde mavi boya vardı, ama kahverengi saçları da yüzünün üst kısmını kaplıyordu.

Marinette aslında normalde onu tanıdığı halde onu tanıyamadı. Derin bir nefes aldı, ciğerlerinde keskin bir ağrı boy gösterdi.

"Gerçekten özür dilerim, Marinette, ama bu bir süre daha acı verecek. Ama henüz gelecekte olacaklarla karşılaştırılamaz."

Korku vücudunu baştan ayağa ele geçirdi. Sallanmaya başladı ve daha önce olduğundan daha fazla ağladı.

"Eh, benden korkmana gerek yok. Elim kolum bağlı. Sana bir parmak dahi uzatırsam, muhtemelen beni öldürür." dedi Baloncu ve ayağa kalkarak uzaklaşmaya başladı.

"Bekle," dedi Marinette çaresizce. Konuşmaya çalıştığında boğazı yanıyordu. Ama yine de şansını denediğinde, Baloncu yavaşça zavallı kıza dönerek ona baktı.

"K-kim...o?" Genç kızın boğazı yanıyordu. Baloncu, kollarını göğsünde bir birine geçirirken gülmeye başladı.

"O mu? O, Mucizevi çetenin şimdiye kadar tanıdığı en iyi liderlerden biri." dedi sırıtarak. Marinette boğazındaki tüm acıya rağmen yutkunmaya çalıştı, ama yapamadı.

"Onun adı, Kara Kedi."

----------------------------------------------------

"Merhaba, Alya!" Nino gece randevusuna yetişerek gülümsedi.

"Üzgünüm geciktim. Görevlerim beklediğimden daha uzun sürdü."

"Sorun değil, şimdi buradasın." Alya gülümsedi. Olanlar hakkında hiç bir fikri yoktu, bu adamın en iyi arkadaşını o andan beri rahatsız ettiğini bilmiyordu.

Nino iyi değildi. Kara Kedi gibiydi.

Yarın olmayacakmış gibi durmadan konuştular. Fakat Alya, Marinette için endişeleniyordu. Genellikle canı sıkıldığında hep kendisini arardı. Ama zavallı kızı kim suçlayabilir ki? Bütün daireyi temizliyordu ve elbette bitirmesi için biraz zamana ihtiyacı vardı.

"Marinette'in nerede olduğunu merak ediyorum." dedi Alya sinemadan çıktıktan sonra.

"Her canı sıkıldığında beni arardı."

"Sana tarihi bildirdi, değil mi? Belki de seni rahatsız etmek istemedi."dedi Nino.  Alya'nın Marinette'den olabildiğince uzak durmasını sağlamak için elindeki her şeyi yapması gerekiyordu.

"Evet, muhtemelen haklısın. Her şeyi yerleştirene  kadar onu rahatsız etmemeliyiz." dedi Alya iç çekerek.

"Muhtemelen."

"Hey, seni temin ederim, Marinette iyi ve endişelenmene gerek yok." diye Nino genç kızın yanağını öptü ve Alya'nın nasıl kırmızılaştığını izledi. Her şeyi yapabilirdi ve onunla birlikte gidebilirdi. Bir şey söyleyebilirdi, nede olsa genç kız ona inanırdı. Aşkın gücü buydu.

Ve Nino bunu çok iyi kullanıyordu.

"Eve gitmeliyiz. Çok geç oldu." diye genç kız gülümseyerek başını salladı. Telefonuna bir kez daha bakarken Marinette'den hiç mesaj gelmediğini gördü. Telefonunu cebine iterken içini çekti ve Nino'nun arabasına bindiğinde, Nino onu evine bıraktı.

"Eminim,  uyuyordur. Onun için endişelenme." Nino Alya'ya gülümsedi ve dairenin önünde dururken genç kızın iki elini de tuttu.

"Tüm hafta boyunca onu yalnız bırakmamızdan bahsetti. Sanırım, görünüşünü değiştikten sonra nasıl görüneceğiyle ilgili bizi şaşırtmak istiyor." Alya kendini tekrar ikna etmeye çalıştı.

"Tamam o zaman." diye Nino ellerinden birini genç kızın yanağına koyarak ona yaklaştı. Alya'nın nefesi boğazına takıldı, çünkü Nino'ya gerçekten âşık olduğunu hissediyordu ve sonunda istediği şey oluyordu. Genç erkek dudaklarına dokunduktan ve Alya'nın midesinde havai fişek patlamasından kısa bir süre sonra geri çekildi.

"İyi geceler.." Nino gülümsedi ve uzaklaşırken genç kıza el salladı. Alya, havada mutluluktan zıplamadan önce, birkaç dakika daha kaldırımda durdu.

Şimdi Nino'nun tek yapması gereken, Alya'yı bir hafta boyunca Marinette'i aramaktan uzak tutmak ve Kara Kedi'in Marinette ile istediğini yapabileceğini ummaktı.

Dürüst olmak gerekirse, Nino, zavallı kız için üzülüyordu.

Kara Kedi'in planının ne olduğunu kim bilebilirdi ki...

KIDNAPPED- Kaçırılmış. (TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin