Bölüm 18

4.9K 277 65
                                    


"Mari, hey, prenses, bana bak."

Kedi Marinette'in çenesini dikkatlice kaldırdı, böylece gözlerini görebildi. Gözlerinde gözyaşı ve acı vardı. Genç erkek içini çekti.

"Üzgünüm, seni asla terketmemeliydim."

"K-Kedi?" diye fısıldadı genç kız, sesi zayıftı. Üst kollarındaki ağrı hala mevcuttu ve hala kan akıyordu.

Kedi arka gömleğinin bir kısmını söküp hemen genç kızın koluna sardı. Marinette bir anda yaranın etrafındaki sıcak malzemeyi hissettiğinde acı içinde bir kez daha çığlık attı.

 "Prenses, lütfen benimle kal."

Başı dönecek kadar kan kaybetmişti.

"Nino, kollarını ve bacaklarını çöz"-diye Kedi emrettiğinde Baloncu ona itaat etti.

Marinette'in kolunu geriye doğru bükülmüş olması, daha da fazla acı çekmesine neden oluyordu. Kedi gömleğinin bir kısmını yaradan biraz daha yükseğe sardı ve bu sayede kanı durdurdu.

"İşte."

Baloncu sonunda genç kızın etrafındaki ipi kesebildiğinde, Kara Kedi mavi saçlı kızı dikkatlice kaldırdı, böylece incinmezdi. Fakat yaraya yakından baktığında, gözleri genişledi.

 "O sana ne yaptı?"

"Hadi gidelim. Bu boktan yerden çıkalım."-diye Nino sızlandı çünkü geldikleri yeri beğenmemişti.

Baloncu diğerleriyle giderken Kedi başını salladı. Marinette cansız bir şekilde yatarken Kedi onu kollarında taşıyordu.

"Öyleyse o,"- Kedi önündeki adama baktı. Kara aşk meleği.

"Evet," başını salladı.

"Ona iyi bak, gerçek aşk pek sık gelmez."-diye genç erkek Timebreaker'ın beline sardığında söyledi. Hepsi birlikte gelen minibüslere binerek kısa sürede eve geri dönmüşlerdi.
Kedi tereddüt etmeden Marinette'i odasına taşıyarak, dikkatlice yatağa yatırdı. Sonra ilk yardım çantasını aramaya gitti.

"Çok özür dilerim prenses."

Genç kız yol boyunca bilinçsizce uyumuştu.  Kedi yarasını temizleyerek sardı, bu şekilde Marinette uyandığında acı çekmek zorunda değildi.

Kefi, genç kızın gözlerinin kapalı olmasından hoşlanmamıştı ve onun iyi olmasını istiyordu. İhtiyacı olduğunda onu koruyamadığı için çok üzgündü.

Bir an gözlerinin dolduğunu hissetti ama gözyaşlarını tuttu, kimsenin onu ağladığını görmesine izin veremezdi.

Nihayet üç saat sonra Marinette gözlerini açmaya başlamıştı.

 "K-Kedi ...-"

Sesi de gözlerini açarken kesilmişti. İstemediği halde yeniden uyukluyordu.

 "Prenses,"

Kedi koltuğundan kalkarak yatağın yanında diz çöktü. Marinette hareket etmeye çalıştı ama acı çekerek kucağında kollarını kavuşturdu. Genç erkek ise parmaklarına dokunarak ona bakıp küçük bir gülümseme bahşetti.

"Biliyor musun, kıyafeti beğendim." -diye genç kızın ne giydiğine baktığında, bu durumda Marinette kızardı.

"Kes şunu lanet olası kedi"-diye yorgun bir şekilde ona gülümsedi.

"Üzgünüm prenses"-dediğinde genç kız  küçük kaşlarını çattı.
"Üzgünüm, ihtiyacın olduğunda senin yanında değildim."

"Ben...Bu gerçekten benim hatam. Seni uzaklaştırdım." Marinette içini çekti. Utanç duymadan önce kafasını incinmemiş eliyle sakladı.

"O ..- O kimdi?"-diye yavaşça sordu.

"Nathanael, Şeytaniçizer olarak da bilinir" Marinette kafasını salladı.

"Her zaman Mucizevi çeteyi aşağı indirmeye çalışırdı, ama nerede olduğunu tam olarak bilmiyordum ya da umursamıyordum, bu yüzden sadece böyle olmasına izin verdim."

"N-Neden?"

"Bana neden böyle olmasına izin verdiğimi mi soruyorsun?"-diye Kedi gözlerini kıstı.

"Hayır, hayır. Neden seni yıkmak istedi?"

Kedi derin bir nefes aldı.

"Bu başka bir zaman için yatmadan önce okuyacağım hikaye olsun, tamam mı?"-diyerek gençkızn üzerini bir battaniye ile örtüp alnına bir öpücük kondurdu.

Onu ne kadar özlediğini bilmiyordu. Bu sadece iki gün olsa bile.

"İyi uykular."


------------------------------------------------------------

Marinette sabah uyandığında dışarısı karanlıktı. Birdenbire korkarak iç çekti. Korkudan titremeye başladı, kollarına çizilmiş yazıların acısını bir kez daha hissetti. Şeytaniçizerin koluna yeniden yazı yazıp, yazmadığı onu meraklandırdı. Şeytaniçizer koluna ne yazmıştı?

"Prenses?"

Bir telefondan çıkan ışık odayı aydınlattı. Kara Kedi odaya girdiğinde kör ışık onu bir iki saniyeliğine kör etti.

"Afedersin."-diye Adrien telefonu başka yöne yönlendirdiğinde deminden beri söylemesi gereken şeyi sordu.

"İyi misin?"

Marinette'e yaklaştığında, genç kızın tüm kaslarının kasıldığını ve ondan biraz uzaklaştığını gördü. Onu kurtarmış olmasına rağmen bu ondan korkmadığı anlamına gelmiyordu.

"Ben...ben iyiyim."-diye genç kız yalan söyledi.

"Yalan söylediğinde bunu görebildiğimi biliyorsun Mari, sorun ne?" 
diye sordu, yatağa oturmuş, yanına.

Kollarını birlikte katladı ve iç çekti.

"Korkuyorum"
 Yalan söylemenin bir anlamı yoktu. Yalan söylese bile genç erken bilecekti. 

"Olabilir, sorun değil"-diye Adrien ona sıcak bir şekilde gülümsedi. Eldivenli ellerinden birini yanağını doldurmak için ona yaklaştırdı.

"Biraz uyumalısın prenses"
Ayağa kalkmadan önce ona gülümsedi, ama bir kol onu geri çekti. Adrien geri dönüp bakarken, Marinette'in kolunu tuttuğunu, bırakmak istemediğini gördü.

"Kal, lütfen."

Adrien şaşırdı. Marinette onu şaşırtmayı asla bırakmayacaktı. Adrien telefonunun ışığını kapatarak, Marinette'in  koluna zarar vermemeye dikkat ederek yanına uzandı.

"N-Nathanael cildime ne yaptı, Kedi?"-diye sordu, biraz korkarak. Yaraların izlerinin sonsuza dek orada kalacağını biliyordu.  Kedi bir elini genç kızın beline, diğerini de yastığa koyarken iç çekti.

"Gerçekten bilmek istiyor musun?"
 Marinette başını salladığında, Adrien görmediyse bile, bunu hissetti.

"Diyor ki..-"

Derin bir nefes aldı.

"Kara Kedi'in Prensesi."



-------------------------------------------------

KIDNAPPED- Kaçırılmış. (TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin