'D-dur vurma!' diyebildi fısıldayarak Nefes.
Tahir,oldukça sinirli ve sert bir sesle 'Kimsin ula sen ?' diye bağırdı.Nefes içinden 'Tahirmiş.' dedi. Güvende hissetti bir anda.Epey korkmuştu. Tabancanın ölüm dağıtan ucunda olmaktan dolayı da hâlâ gergindi.
Nefes soluk soluğa adını fısıldadı. Tahir o an ne büyük bir hata yaptığını anladı. Gencecik kız namlusunun ucundaydı. Korkutmuştu kızı. Hemen silahını indirdi. Nefes Tahir'e döndü. Şimdi ay ışığında birbirlerini az da olsa görebiliyorlardı.
Şaşkınlığını gizleyemeyerek 'Ne işin var kizum bu saatte burda ?' diye bağırdı.'Ne bağıraysın be ? Finduk ağacına çıkacaktım. Benum ağacum var burda bir tane de.'
'Nereye senun ağacun Nefes Hanum. Burası bizum findukluk.'
Adını bir kez daha Tahir'den duyunca minicik bir an gülümsedi. Sonra 'Aman yemeduk bahçenizu. Al tepe tepe gez. Ama bir daha sakun o namluyu bağa çevirme Kaleli. Yoksa bu sefer benum da elum silah tutar. Ve o silah ateşlenmeden inmez.' dedi. Fırtına gibi geçip gitti Tahir'in yanından.
Tahir'in takılı kaldığı tüm bu laflar değil kızın savurduğu saçlarının kokusu oldu. Nasıl güzel bir kokuydu ciğerine dolan koku. Ne kadar temiz,ne kadar tatlı bir kokuydu. Sonra şivesi ne güzeldi kızın,ne kadar doğaldı. Ses tonu ismini söylerken efsunlu, Tahir'e tehditler savururken zehirliydi.Ama baş kaldırışı,inadı ne kadar keskindi.
Tahir ellerini saçlarından geçirdi. Etkilenmişti,yalan değildi. Ama bu olaydan sonra kendini anlatamaz,açıklayamazsa Nefes bir daha suratına bakmazdı. Kıza bir de tapu kadastro müdürü gibi bizim bahçe demişti. Cidden ne gerek vardı buna ? Anlayamadığı laflar ediyordu son günlerde,aklına sebebini bilmediği fikirler düşüyordu. Bunu da karaya alışamamasına bağladı.
Nefes küçüklüğünde de böyleydi. Gururlu,dik başlıydı. Eyvallahı yoktu kimseye. İstemsizce gülümsedi Tahir. Genç kadının bu deli halleri hoşuna gitmişti ama kendine bile inkâr etti. Bahçede volta atmaya başladı. Anlaşılan gece uzun olacaktı.
Nefes seri adımlarla eve vardığında, kalbi az önceki olaylardan mı yoksa yürüyüşünden mi bu kadar hızlı çarpıyor bilemedi. Odasına girdiğinde aynadaki aksine bakakaldı. Bembeyaz olmuştu. Korkudan mı heyecandan mı kestiremedi. Tahir geleli 24 saat bile dolmamıştı ama hayatının altını üstüne getirmişti.
Daha fazla düşünmek istemediğinden başını yastığa koydu ve gözlerini sımsıkı kapadı. Nafile. Tahir'in kendine has kokusu burnunun ucuna geldi. Kıkırdadı. Nasıl da inatlaşmıştı onunla. Keşke karanlık olmasaydı da o anki surat ifadesini görebilseydim dedi.
Böyleydi işte Nefes. Hep güçlüydü,yıkılmazdı. Sarsılsa da düştüğü görülmemişti. Gurur duyuyordu kendisiyle. Babası da bu hallerini görebilse emindi,gurur duyardı.
Bu düşünceler arasında uyuyakaldı genç kadın. Yatmadan önce son düşündüğü Tahir'in adını söyleyişi oldu. Adını başka bir ağızdan hiç bu kadar güzel duymamıştı.
Merhaba güzel yoldaşlarım. Size minicik de olsa bir bölüm getirdim. Umarım beğenmişsinizdir. Hikayeyi ağır işliyorum farkındayım ama üstünkörü olsun istemiyorum. İkisinin de dünyalarını,fikirlerini adım adım bilelim,bu sevdaya öyle tanık olalım istiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz? Bundan sonra sizce bir daha yolları nerede,nasıl kesişir ? Tahminlerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz. Sizleri seviyorum.Mutlu günler 💙 -melissimou.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmera Fera | NefTah
Fanfiction'Kaldı mı böyle adam ? Gece ışıktır odam. Bu adam benim sevdam. İmera Fera.' 'Köyümün en güzeli, Yüreğimin ateşi, Dağlarımın güneşi, İmera Fera.'