'Yanuma gel istersen,zahmet olacak ama ?' Tahir tek kaşını kaldırıp hafif gülümseyerek konuştu.
Nefes kaşlarını çattı. Ön koltuğa binmek üzere arabadan indi.
İçinden sürekli Deli Tahir'e güven olmaz diye tekrarlıyordu.
'Efendim Tahir ?'
Bedeni tamamen Tahir'e dönüktü,meydan okurcasına gözlerinin içine bakıyordu.
'Geçen gece olanlar için özür dilerum.'Bu kadar mıydı ? Cidden mi ?
Başka ne denirdi ki,Tahir bilemedi. Sıkkınlıkla gözlerini direksiyona çevirdi.
'Sen da abartma kizum. Sen olduğunu bilsem yapar mıyım ? Yani kimseye yapmam zaten.'
Nefes dudaklarını birbirine bastırdı.
Hafif tebessümle 'Sorun değil Tahir.' dedi.Bağışlanmayı bekleyen bir çocuk gibiydi Tahir. Nefes yüzüne dokunmak istedi o an,aynı anda bu isteğinden deli gibi utanarak. Yüzünü ellerinin arasına alıp 'Affettim!' demek istedi. İçinden saçmaladığını defalarca tekrar ederek.
'O ağaç hangisi gösterirsin bana belki ?' dedi Tahir.
Nefes kızardığını hissediyordu. Biraz daha o arabada kalırsa rezil olacaktı. Gözleri yerde 'Gösteririm.' deyip arabadan usulca çıktı. Bir kez daha arabaya baksaydı,Tahir'in arkasından gülerek baktığını görebilirdi aslında.
Nefes okul dönüşü Asiye ablasını aradı. Elbette sitem edeceğini biliyordu,ama onun sitemi bile tatlıydı. Vakit darlığından onu da ihmal etmişti,çok da özlüyordu. Fırsat bulduğu ilk anda onu görmeye gideceğini kafasının bir yerine not etti.
'Ablalarun en güzeliii!!'
'Hiç yağculuk yapma hayursuz serseri seni. İnsan ablasunu kaç gündür aramaz mı ?'
'Başımı kaşıyamayrım Asiye'm yemin ederum. Yoksa biliysın hep aklımdasun.'
'Hadi ordan kot kafali. Madem öyle bu akşam çaya gelecesun,itiraz istemem.'
Nefes bir an durup düşündü. Gitmek isterdi,ama Tahir'le karşılaşmak düpedüz dengesini bozuyordu. Aşina olmadığı bu duygulara teslim olmaya da hiç niyeti yoktu.
'Ablam sen biza gelsen olmaz mi ?'
'Olmaz Nefesum,kaynanam başumda zebani gibi. Bin türli lafını İnan olsun çekemem. Sen gel kurban olayum. Boğaldum zaten.'Nefes sıkıntıyla başını kaşıdı. Gitse bir türlü,gitmese başka türlü. Çaresiz kabul etti.
Akşam yemeğinden sonra annesini öperek Kaleli Konağı'na yürümeye başlayan Nefes,elbette ki başına neler geleceğini kestiremiyordu. Keşanından güç almak ister gibi uçlarından sıkıca tuttu. Adımlarını sıklaştırdı,birkaç dakika sonra oradaydı. Tahir'in evinde.
Balım kapıyı Nefes Teyzesine kocaman gülerek açtı. Büyüdüğünde tıpkı onun gibi güzel olmak isterdi,güzel ve akıllı. Nefes'in kucağına atılıverdi.
Tahir tam o sırada Balım sayesinde keşanı yere savrulmuş,saçı başı dağılmış Nefes'i kapı önünde gördü. Eğilip keşanını aldı. Balım bu sırada neşeyle 'Amca bak Nefes Teyzem gelmiş.' diye cıvıldıyordu.
Tahir,Balım'ı nefesin kucağından aldı almasaydı Nefes bel fıtığı geçirecekti. Keşanı Nefes'e gülerek uzattı.
'Hoşgeldunuz Nefes Hanum.' dedi yan yan bakarak.
Nefes başını keşana bakarak 'Hoşbuldum Tahir.' dedi. Utanmıştı,kızaran yanaklarına sinir oldu.Tahir utanmak bir kadına bu kadar yakışır diye düşündü. Kız boy farkından dolayı ona alttan ve kıpkırmızı bakıyordu. Böyle şirin bir manzaraya bakmaya doyamazdı ki insan. Nefes Tahir'in yanından hızlı hızlı yürüdü,Asiye ablasının kollarına koştu.
'Uyyy ablasinin ballisi!! Hoşgeldin kuzum benuum.'
İşte Nefes'in en sevdiği koku,en sevdiği kucaklama buydu.
Nefes bir hoşbuldum bile diyemeden kolundan salona çekiştirdi Asiye onu. Saniye teyzesinin elini öptü,Mustafa abisine sarıldı ve başını kaldırdığında gözleri ilk Tahir'i aradı ama orda yoktu.Asiye'yle bütün bir gece kah ordan kah burdan konuşup vaktin nasıl geçtiğini anlamadı Nefes. Ne zaman telefonunun ekranına baktı,o zaman ne denli geç kaldığının farkına vardı. Saat 12.30'du.
Asiye telefonuyla uğraşırken Nefes küçük bir çığlık kopardı.
'Abla saat 12 buçuk olmiş annem kemiklerimi kıracak. Benim hemen gitmem lazum.'
Asiye küçük bir kahkaha atıp Nefes'e sanki hayatlarında her zaman olan,olağan bir şeyden söz eder gibi 'Tahir seni alıp götirir şimdi aşağıda bekleyi.' dedi.Nefes'in gözleri yuvalarından fırlayacak gibi oldu.
'Ne ara konuştin ula,ne ara ettin oni? Bari Yangazlar bıraksaydu. Napaysın Asiye Ablam ?'
'Kizum seni bu saatte bırakır mıyum ? Ya kalacasun ya da Tahir götürecek işte. Seç birini.'
'Murat ? Fatih ?'
'Yoklar bacum,teze bitti. Hayde ula hayde!'Nefes yanında bolca kızardığı,ellerinin terlediği,kalbinin göğsüne sığmadığı ; ama asla asla hoşlanmadığı adamla aynı çatı altında uyumanın pek de iyi bir fikir olmadığını düşündü.
Kös kös aşağı indi,herkesi teker teker öptükten sonra Asiye ablasının kulağına eğilip 'Alacağun olsun,yazdım bunu Asiye Kaleli.' dedi.
Dışarı çıktığında elleri ceplerinde,arabaya yaslanmış bir Tahir buldu. Kapıya bakıp ıslık çalıyordu.
Burada Koliva'dan Kara Sevda'yı dinlerseniz çok güzel olur 💙
Tahir,Nefes'i görünce gülümsedi. Genç kadın el alışkanlığıyla Tahir'e doğru yürürken keşanını savurdu.
'Sana da zahmet verdum.' dedi,tam gözlerinin içine bakarak.
'Estağfurullah Nefes,buyur.'
Tahir arabanın kapısını açtı.
Nefes eve tekrar baktığında kapıdan onları sırıtarak izleyen bir Asiye buldu.Tahir direksiyonu kavradığında Nefes'in gözleri gayriihtiyari adama kaydı. Saçları çocukluğundan beri aynı kesimdi,düz. Yeni çıkan sakalları yanaklarını gölgeliyordu. Çenesinde bir dikiş izi vardı,dikkatli bakmadan belli olmuyordu. O an ne yaptığının farkına vardı. Adamı bildiğin izlemişti!
Tahir Nefes'in önüne döndüğünü görünce alaycı bir şekilde 'Bittiysa gidelum olur mi ?' dedi.
Nefes hiç ses çıkarmadan önüne bakmaya devam etti.
Tahir,Nefes'i böyle utangaç görmeyi sevdiğini farketti.Nefes'in evine varana kadar ikisi de sessizliği bozmazdı belki ; kocaman ve tanımlayamadıkları bir şey arabaya çarpıp kaportayı yamultmasaydı eğer. Nefes'in çığlığı arabada yankılandı.
Umarım sevmişsinizdir. Yorumlarınız benim için önemli,lütfen yorum atın 🙏🏻 Biraz oy da fena olmazdı aslında 🙈😂
Bu arada arabaya çarpan ne ola ki ? Bilemedum 💁🏼♀️
Yorumlardan konuşalım kızlarım. Sizi seviyorum 💙😘

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmera Fera | NefTah
Fanfiction'Kaldı mı böyle adam ? Gece ışıktır odam. Bu adam benim sevdam. İmera Fera.' 'Köyümün en güzeli, Yüreğimin ateşi, Dağlarımın güneşi, İmera Fera.'