ilk uyku.

3.6K 234 42
                                    

Aradan geçen bir koca hafta boyunca Nefes ve Tahir telefonda bolca konuşsalar da görüşmeye pek fırsat bulamamışlardı. Nefes'in okulu ve Tahir'in yaşadığı ama Nefes'e pek belli etmediği buhran yüzünden.

Adam,çoğu zaman babasının takasında oluyordu. Balık tutuyor,kitap okuyor ama ne yaparsa yapsın denizin ortasında yapıyordu.

Bir yandan da yaşadıklarını hazmetmeye çalışıyordu. Annesinin babasını hiç sevmediğini öğrendiğinden beri parçalar teker teker yerine oturuyordu.

Hiçbir zaman evlilik yıldönümü kutlamamaları,bazı geceler yan odadanduyduğu annesinin hıçkırıkları,evlatlarını deli divane seven kadının kocasına hiç içten gülümsemeyişi... Hepsi birer birer anlamlanıyordu. Uzun bir süre kimseyle konuşmadı,Nefes hariç. Bir gün karaya döndüğünde minik bir süprizle karşılaştı.

Abisi,Asiye yengesi ve Nefes mükellef bir sofra kurmuş,kadehleri doldurmuş onu bekliyorlardı.

Genç adam,zoraki gülümsedi.
'Hoşgeldunuz. Zahmet etmişsunuz,bir duş alıp geleyum.' diye mırıldanıp eve girdi.

Nefes hariç herkes bu tepkiye oldukça şaşırmıştı. Bir tek o biliyor,hissediyordu neden olduğunu. Herkesin bunca yıl bu sırrı bilip de gizlemesi ağır gelmişti Tahir'e. Bu kadar soğukluk olacaktı,belliydi.

Mustafa,derin bir iç çekti. Asiye ise kendini tutamayarak az da olsa sitem etti.
'Senelerce söyledum sana anlat,bilsun diye. Elbet böyle olacağı belliydu. Şimdi ayıkla pirincin taşini Mıstafa Bey!'

Derin bir kederle kafasını iki yana salladı. Tek bir kelime bile etmedi. Bütün söyleyeceklerini Tahir'e saklıyordu.

Nefes,sofrada tuzluk ve biberlimin eksik olduğunu görüp -biraz da karı koca arasındaki gerilimden uzaklaşmak için- mutfağa gitti. Evde her şey oldukça dağınıktı o yüzden aradığını bulması kolay olmayacaktı. Teker teker tüm dolapları açtı,dakikalarca aradı,yoktu. Sonunda bulamayacağını anlayıp arkasını döndüğünde ; belindeki havlu,ıslak saçları ve cömertçe sergilediği göğsünde birleştirdiği kollarıyla kapıya yaslanıp onu izleyen bir Kaleli buldu.

Adam en neşeli sesiyle 'Ne araysın?' diye soruyor,bir de yavaş yavaş kıza yaklaşıyordu. Nefes geriye attığı minik adımlarla 'Tuzluk! Tuzluğu bulamadum ama sen bulursun,ben gideyim artık!' diye hafif telaşlı mırıldandı. Köşeye sıkıştığını anladığındaysa artık çok geçti.

Aralarındaki minik mesafeyi kapatmadan adamın temiz kokusunu içine çekti Nefes. Tahir ise tek hamlede Nefes'i belinden kavrayıp başını,kadının yabani çiçek kokan boynuna gömdü. Minik minik öpücükler kondurmayı da ihmal etmiyordu. Nefes'in vücudu alev alev yanıyordu sanki. Elini adamın ıslak saçlarına atıp daha da kendine çektiğinde ne yaptığının farkına vardı. Dışarıda onları bekliyorlardı ve yakalansalar hiç hoş olmazdı. Elini çıplak göğsüne koyup itti adamı istemeye istemeye.
Sesini kontrol edebilmek için öksürdü ve 'Hadi giyin artık,bizi beklerler.' dedi.

Tahir,arsızca sırıtıp kızın kıpkırmızı yanaklarına baktı. Ondaki tesirini görünce gülümsemesi daha da büyüdü ve 'Rövanşını alırum Nefes Hanum!' deyip ağır ağır odasına yürüdü. Nefes'e yanan avuçlarını eteğine bastırıp Asiye ablası ve Mustafa abisinin yanına dönmek düştü. Ama keşke dönmeseydi...

Çünkü yanakları ateş gibiydi ve tuzluğu da çoktan unutmuştu. Bu haliyle aşık bir çiftin gözünden asla kaçmazdı. Mustafa suskunluğunu korusa da Asiye uğraşmadan edemedi.

'Tuzluk da cehenneme düşti he gülüm??'

Bu sırada dışarı çıkan Tahir onu bir nebze de olsa kurtarmıştı. Abisinin tam karşısına oturdu,ateş gibi bakıyordu şimdi. Haklı öfkesi küle çevirecekti her şeyi,belliydi.

'Anlat.' dedi dişlerinin arasından. Bir yudumda içti önündeki rakıyı. Sertçe vurdu masaya. Nefes ve Asiye irkilseler de belli etmediler ama birbirlerine endişeyle bakıyorlardı.

Abisi suskunluğunu koruyunca masaya birkaç kere hızla vurdu.
'Anlat! Neden gizledin benden? Ben miyim ula buralarun aptalı??'

Mustafa sonunda birkaç kelime edecek cesareti kendinde buldu.
'Estağfurullah abim. Ne desen haklisun ama bir de beni anla da! Seni koruyup kollamaya o kadar alışmiştum ki başka bir şey bilmeydum. Yapabileceğum bir tek bu var sandum. Yanilmişum,kul hatasiz olur mi? Sen de gel,inat etme. Dargın kalma abine,olur mi paşam?'

Nefes ve Asiye nefeslerini tutmuş Tahir'in kararını bekliyorlardı. Tahir,biraz duruldu. Hiç âdeti olmasa da - abisinin karşısında olmasını önemsemeden - bir sigara yaktı. Derin nefesler çekerken gücünü toplamış olacak ki :
'Hiç unutmayacim!' dedi.

İşte şimdi abisi düşünsündü. Ki emindi,onun da göğsüne koca bir taş oturmuştu.

Yavaşça Nefes'ine döndü ve kadehini onun kadehine vurdu. Genç kız Asiye ablası ve abisinin duymayacağı bir şekilde : 'Aşk'a sevgilim.' dedi. Bunun üzerine Tahir,gülümsemesini engelleyemeden Nefes'in önüne gelen saçını geriye attı ve kulağına doğru eğilip sıcak nefesini üfledi.
'Aşk'a Nefesim.'

Mustafa bundan sonrasında ne yapacağını pek bilmese de en azından o ilk tepkiyi atlatmıştı. Elbet bağışlanacaktı,farkındaydı.

Asiye ise tüm bunları hiç düşünmeden genç çifti izliyor ve içinden maşallah'ları diziyordu.

Gece sonunda Asiye ve Mustafa evlerine yol alırken Nefes gitmedi. Güzel bir planı vardı kendince. Tahir'in odasından yastığını ve yorganını aldı. Dışarı çıktığında sigarasından derin nefesler çeken adama hayranlıkla baktı. Yaklaşıp yanağına kocaman bir öpücük bırakmayı da ihmal etmedi. Elinden tutup koca adamı çekiştirdiğinde o komik sahne görülmeye değerdi.

'Napaysın Nefes Hanum? Hasretime o kadar mı dayanamadun?'

Nefes, adama kısa bir an göz devirip yastık ve yorganı takaya güzelce yerleştirdi. Yerine kurulduğunda,adama takayı çalıştırmasını rica etti.

Tahir yavaşça yanına yürüdüğünde saçlarını hafifçe geriye atıp boynunda ona alan tanıdı. Adam,kadını belinden tutup kendine iyice yaklaştırdı ve boynunu derin nefeslerle kokladı.
'Kokusunu sevduğum!'
Sonra dudaklarından minik minik buseler çaldı. Durup soluklandığında Kırmızı elmacık kemikleri ve yeşil gözleriyle kendine mahçup ama istekli bakan bir kadın vardı. Tahir'in gözleri ise besbelli yanıyordu işte. Ama cesaret edemedi,belki başka zaman ama bugün değildi.

Kadını omuzlarından tutup yanına yatırdı. Kendisi de uzanıp battaniyeyi üzerlerine aldı. Göğsüne yatırdı sevdiğini,serçe gibi atan yüreğini hissedebiliyordu. Kokusunu duya duya,yıldızlara bakarak uyudu kaldı.

Ne kadar bekliyorsunuz bilmiyorum ama işte yeni bölüm! Daha fazla yorum ve geri dönüş alabilirsem daha uzun ve hızlı bölümler atabileceğim. Sizleri seviyorum. Mutlu günler. -melissimou

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İmera Fera | NefTahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin