Tahir duyduklarını algıladığında midesine bir ateş düşmüştü. Belli etmemeye çalıştı,gözlerini kaçırdı. Zoraki gülümsedi.
'Benim yerumde kim olsa aynı şeyi yapardu Nefes Hanum.' dedi. Sesinde az çok sezilebilecek bir kinaye vardı.
Nefes anlamadı ama yengesi anladı. Gülmemek için dudağının içini ısırdı Asiye. İçinden 'Tamam.' dedi. 'Ateş bacayı sarmış,bakalım dumanlar bize ne zaman ulaşacak?'
Nefes,Tahir'e gülümseyip başını eğdi. Aslında bunu tamamen Tahir'in tepkisini ölçmek için yapmıştı ama adamın da ruhu duymamıştı zaten. İçi ezildi bu duruma,ava giderken avlanmıştı. Demek ki boş yere umutlanmasına gerek yoktu. Arkadaşlardı. Ötesi yoktu. Yutkundu Nefes. Zoruna gitse de yediremedi kendine. İçinden kurduğu ufak tefek hayallere sövdü.
Bir an sonra başını kaldırdığında Tahir'in de kendisi gibi çatık kaşla oturduğunu ve çenesini ağır ağır kaşıdığını gördü. Bir kez daha gözleri adamın yara izine kaydı. Çenesindeki izden öpmek istedi adamı,yine.
Aklındaki düşünceleri kovmak ister gibi elini kaldırdı ama kolundaki serumun acısıyla yüzünü buruşturdu. O an bu hastaneden koşarak kaçmak istedi,zaten oldu olası sevmezdi hastaneleri. Babasını kaybettiği gün gelirdi aklına hep,bu hastanenin koridorlarında çığlık çığlığa ağlamışlığı vardı. Gözleri doldu ama belli etmedi.
Asiye ablasına dönüp : 'Ablam ben iyiyim yemin olsun. Hadi çıkar beni burdan n'olursun.' dedi.
Asiye,Nefes'in saçlarını okşadı. 'Çıkaruz ablam. Vücudun çok halsiz düşmüş,serum bitsin öyle gidebilirsiniz dedi doktor.'
Nefes,başıyla onayladıktan sonra Tahir'e baktı. Genç adam telefonuyla oynuyordu. Hatta biraz eğilip bakınca WhatsApp'dan biriyle yazıştığını gördü. Bir kıskançlık rüzgarı göğüs kafesinde dolaştı. Sonra,umursamamaya çalışarak arkasına yaslandı.
Ama çok geçti,Tahir onu ekranına bakarken yakalamıştı. Muzurca gülümsedi.
'İstersen vereyum,sen konuş Nefes. Boynun ağrıdı,iki büklüm oldun da.'
Arsızca sırıttı Tahir. Ne kadar arkadaş derse desin,Nefes'in aklında,kalbinde yer ettiğini ilk o an anladı.Nefes tek kaşını havaya kaldırdı. Alaycı bir tavırla : 'Uyan Nefes,korkayruuum.' dedi. Lafı bittiğinde meydan okur gibi Tahir'e bakıp o da sırıttı.
Tahir sinirle kıza doğru yaklaştı. 'Ula Nefes—!' diye çıkışacaktı ki Asiye oldukça yüksek sesle öksürdü.
Tahir,kızın burnunun dibinden böylece çekildi.Belli,belirsiz burunları birbirine değmişti. Nefes'in elleri terledi yine,boğazı kurudu bir anda.
Tahir'de aynıydı,farkında olmadan burnuna dokundu. Sonra bir hışım ayağa kalkıp 'Ben dışarıdayum. İşiniz bitince götürürüm sizi.' dedi ve cevap beklemeden yürüyüp gitti.
Asiye resmen Nefes'in üstüne çullanarak 'Ula bu ne samimiyet,ne ara ettinuz bunu anlatacasun hemen!' diye saydırdı Nefes'e.
Nefes sırtını dikleştirdi. Sesi kendinden gayet emin çıkıyordu. 'Ne samimiyeti be ablam,bi fışke olduğu yok. Bir de Deli Tahir'le mi uğraşayum boyuna afkurur valla çekemem oni.'
Asiye,kızın gözlerinden anlamıştı sevdalandığını ama üstüne varmadı. 'Bilemedum anacum yanmasun da ortalik!' dedi,cümlesinin sonuna minik bir kahkaha sıkıştırmayı ihmal etmeden.
Nefes,serumu bittiğinde Asiye ablasından güç alıp ağır ağır yürüyerek hastaneden çıktı. Başını dikti,inat damarı kabardı,hissediyordu. Asiye'ye 'Abla ben bundan sonrasıni yürürüm. Gerek yok,siz de evinuze gidin.' diye kestirip attı ama Asiye ondan daha da inatçıydı.
'Ula saatlerdir baygın yataysın,yolda düşüp kalsan nedecesun? Delirtma beni. Bin şu arabaya.'
Nefes omuz silkti,diretecekti. 'Abla iyiyim binmem n'olur zorlama.'
Asiye tam saydırmaya başlayacaktı ki Tahir geldi.
Sesi sert,öfkesi keskindi.'Binecek misun zorla mı bindireyum?'
Nefes anlayamadı,usulca gözlerini kaçırdı.İşte o zaman Tahir 'Vira bismillah!' diyerek kızı kucakladığı gibi arabaya yol aldı.
Nefes şok olmuştu,adamı bir yandan göğsünden ittirmeye çalışıyordu ama nafile,gücü yetmiyordu.
'Ya bıraksana beni deli misun nesun?' Hala çırpınıyor,kaçmaya çalışıyordu.
Tahir gözlerini kıza çevirdi. Kızın kokusunu çekti içine belli etmeden ve tek kaşını havaya kaldırıp 'Ha şunu bileydun!' dedi. Arka kapıyı açıp kızı yavaşça yerleştirdi. Geri çekilirken yine oldukça yakınlaşmışlardı. Nefes kafasını bir hışım diğer tarafa çevirdi.
Asiye şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açılmış 'Yengem hastanedeyuk?!?' diyebildi.
Tahir bıkkınlıkla etrafa göz gezdirdi. İçinden bir küfür savurdu.
'Yenge bin da bin!' diye kükreyip alev topu gibi bindi arabaya.Eve varana kadar kimseden ses çıkmadı. Nefes arabadan inerken fısıltıyla teşekkür etti 'arkadaşına'
Asiye ablasını ön tarafa geçip bir güzel öptükten sonra ağır aksak eve yürüdü. Ama evde karşılaştığı manzara hiç iç açıcı değildi. Annesi bir eli belinde,diğer elinde Tahir'in montu,salonda bekliyordu onu.
'Ula Nefes bu ne ?'
OYYY NENEM YARABBİİİ!!
Yengem basulduuukk!!
Uzun yazmalara vaktimiz yoksa çokca bölüm atarız olmaz mı kuzularım? Sizi seviyorum,yorumlarınızı okumak büyük bir keyif olacak. Mutlu günler 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmera Fera | NefTah
Fanfiction'Kaldı mı böyle adam ? Gece ışıktır odam. Bu adam benim sevdam. İmera Fera.' 'Köyümün en güzeli, Yüreğimin ateşi, Dağlarımın güneşi, İmera Fera.'