Tahir,Nefes'in korkuyla bakan gözlerini yatıştırmak istercesine 'Korkma şimdi bakıp gelicem,sakun dışari çıkma!' dedi ama pek de başarılı olduğu söylenemezdi.
Tahir arabadan iner inmez peşi sıra Nefes de kendini aşağı attı.
Tahir,her yere iyice baktıktan sonra topraktaki izlerden arabaya kocaman bir domuzun çarpıp kaçtığını anladı. Olan olmuştu,bir de bunlarla uğraşacaktı. Arkasını döndüğünde gözlerini kocaman açarak ne olduğunu anlamaya çalışan bir Nefes buldu.
'Ula ben sağa demedum mi arabadan inme diye?'
Nefes kaşlarını çattı.
'Korktum heralde. Ne bağıraysın deli deli?'
Tahir kızın havaya kalkmış kaşlarına ve yamulmuş keşanına baktı. Yaklaştı. Neredeyse yere değecek keşanı alıp düzeltti. Bu arada parmakları belli belirsiz Nefes'in omzuna değmişti.'Beceremeysen takma oni.' dedi. Nefes ürpermişti. Tahir bıyık altından kıza gülerek baktı.
Arabadaki yerlerini yeniden aldıklarında Nefes çileden çıkmak üzereydi.
'Gecenin köründe arabaya bir şey çarpmiş sanki her gün yaşayrız ha bu anı,ne bu rahatluk ? Nerden geleyi bu bolluk ?'
'İşte onu diyrım Nefes,her gün yaşamayrız bu anı,riv riv etme da.'Nefes iyiden iyiye sinirlenmişti. Genç adam resmen onu alaya alıyor,alttan alta da yürüyordu.
'Bağa bak!!'
Tahir vücudunu tamamen ona döndürdü,aralarındaki mesafe azalmıştı. Nefes Tahir'in kokusunu duydu.
'He baktum.'
Yutkundu. Yok,başa çıkamazdı bu adamla. Önüne döndü.
'Annem merak etmiştur.' dedi usulca.
Tahir,keyifli olduğu her halinden belli,arabayı Nefes'in evine sürdü.
Yol bittiğinde Nefes minik bir öksürükle sesini düzeltti.
'Teşekkür ederum. Araban benum yüzümden ne hale geldi.'
Tahir kızı daha da merakta bırakmak istemedi. 'Domuzmuş. Senin suçun değil. Üzme kendini.'
Nefes minik bir tebessümle baş selamı verip arabadan indi.
Tahir hemen arkasından 'Yarun akşam alurum seni.' dedi.
'Nee ?'
'Duydun. Meryem demişti ya,onu alacağum zaten seni da alırum.'
Nefes epey bozulmuştu. Ama Tahir farkına varmadı.
'Gerek yok Tahir ben kendum giderum!'
Tahir kaşlarını çattı. Yine neye dellenmişti bu kız ?
' 9'da burda olurum Nefes Hanum.' dedi ve bir hışım arabaya bindi. Nefes'in bir ayağını tüm gücüyle yere vurduğundan habersizdi.
Nefes kendi kendine söylendiğiyle kaldı.Tahir eve vardığında bir an evvel odasına gitmek istedi ama yapamadı. Çünkü onu kapıda karşılayıp sorguya çeken bir yengesi vardı ki,sıvışabilene aşkolsun.
'Yengem senun yüzüne renk mi geldu bağa mı öyle geliy?'
'Yengem çok yorgunum kurban olayum sonra.'
'Huuuh ne sonra dangoz,yenge geçiştirilmez. Dökil bakalum nasul geçti arabacıluk?'Tahir,yalandan bir sinirle :
'Yengeee!' diye söylendi ama nafile.'Afkurma ula. İyi ne edersan et ama kırma kizun kalbini he mi aslanum ? Nefes,kıymetlimdir biliysın.'
Tahir,gülümsedi. Demek Asiye Sultan'ın onayını almıştı.
'Ben değul miyim yengem aşkolsun.'
'Oyyy yengesi kurban olur.' deyip kucakladı Tahir'i.Karısıyla kardeşini biraz izledikten sonra gidip ikisini de kanatları altına aldı Mustafa Kaleli.
'Oyy ben size öleyum.' diyerek.Sevgi yumağını gören Yangazlar durur mu ? Onlar da sarmalayıverdi hepsini. İşte aile buydu. O an hepsi sonsuz mutluydular. Asiye bu mutluluğun hiç bozulmamasını,Nefes'in de aralarına katılmasını yürekten diledi.
Burada Ander Sevdaluk'u dinler misiniiiz ? 🙏🏻💙
Nefes eve girdiğinde bir şekilde annesinin gönlünü alıp doğruca odasına gitti. Pijamalarını üstüne geçirdiği gibi yatağına yattı. Ama uyuyabilmek ne mümkündü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmera Fera | NefTah
Fiksi Penggemar'Kaldı mı böyle adam ? Gece ışıktır odam. Bu adam benim sevdam. İmera Fera.' 'Köyümün en güzeli, Yüreğimin ateşi, Dağlarımın güneşi, İmera Fera.'