Multimedya Zeyneb ve Murat
"Ben senin oyuncağın olurum Meleğim"
Kalbim bu cümleyle daha hızlı atmağa başladı. Nefes alamıyordum. Hala olanların şokundaydım. Hem seviniyordum hem de yine aynı şeyler olucak diye korkuyordum. İnanmıyordum karşımdakı adamın beni sevmesine inanmıyordum. Belkide böyle yapması ona olan kırgınlıklarımın gitmesini istiyordu yada vicdan azabı çekiyordu.
Amma bu cümleyi bir daha duymak istiyordum. Sanki bir daha duymuyacakmış gibi.
"Ne?" Dedim titrek sesle.
Gülümsedi beni kendine dahada çekti burunlarımız nefeslerimiz bir-birine deyiyordu. "Senin..."
Burnunu tenimde dolaştırıyordu "oyuncağın..."
Dudağını dudağıma deydiriyordu "olurum..."
Dudaklarımı okşayan dudaklar tekrar baskısını hissettirirken usulca inledim. İstediğim ana geri dönmüş ve o tapılası dudaklara tekrar kavuştum. Ellerim benden izinsiz yolunu bulmuş ve anında Ateşin saçlarına asılmıştı. Kahve rengli ipek gibi saçlar ellerimden altında ahenkle oynarken bedenimi sertçe onun bedenine yasladım. Artık duramıyorduk alt dudağımı emiyordu. Nefes almıyorduk sanki bir-birimize kendimizi kanıtlamaya çalışıyorduk. Sanki bir-birimizin öpüşleriyle cana geliyorduk.
Amma dur demeliydim. Olanlar aklıma geliyordu. Yapamam beni kullanmasına bir daha izin veremem. Ellerimi göğsüne koydum ayrılmak için itdim.
"D-dur" dedm titrek sesle. İkimizde zor nefes alıyorduk. Yaptığım haraketi beklemiyormuş gibiydi. Nefes alış verişimi düzenleyim "Olmaz" dedm. Kaşlarını çatıb dahada yaklaştı. "Neden?" Dedi.
"Beni kullanmağına izin vermiyicem" dedm titrek sesle. Kollarımdan sertçe tutdu"Melisa bu kadar mı Körsün? Sana hissetdiklerimi görmüyormusun? Seni ne kadar arzuladığımı görmüyormusun? Sana yaptıklarım için ne kadar pişman olduğumu görmüyormusun?" Dedi bağırarak. Görmüyordum göstermiyordu. Ellerinden kurtulub itdim onu 1-2 adım geriye gitdi.
"Nasıl göreyim? Karşımda Selinle öpüşendemi? Otellerde yatak odalarında kadınlarla keyif yapandamı? Beni her defa acıtandamı? Bana öyle ters bakandamı? Kalbimi param-parça edendemi? Güvenimi hiç yere sayandamı? Yoksa.." bir adım atdım yakınlaşdım alayla gülümsedim "bütün okula beni rezil etib şerefime iki paralık etdiğindemi?" Dedm kısık sesde.
Sadece bakıyordu hiç bir şey söylemiyordu. Zaten ne söyliye bilirdiki? Herşey ap-açık ortada. "Her o universiteye girdiğimde insanların bana olan bakışları, dedikoduları, çoğunun halime sevindiklerinide, çoğunun bana acıyarak bakması o kadar iyrenç bir duygu ki. " dedm yutkunarak. Devam edib "En acısıda biliyormusun ne?" Dedm ve kulağına eğilib "Bunların hepsini iki paralık etmeyen biri yüzünden yaşamam." Dedm ve kapıya doğru yürüdüm.
Nefessiz kalmıştım. Kendimi boş kimsesiz hissediyordum. Kalbimi tutarak yavaş-yavaş irelimeye başladım. "Hanım efendi iyimisiniz?" Dedi bir garson yakınlaşıb. Başımı salladım "iyiyim" dedm.
Zorla asansöre kadar geldim amma kapalıydı çalışmıyordu. Harika ne büyük şans. Merdivenlerden inmeye başladım. Her basamakta az önce yaşadıklarımız kalbime batıyordu. Beni nasıl öptüğü, nasıl dokunduğu hala aklımdan çıkmıyordu. Kalbimi ona teslim etmiştim. Ruhum amma ondan kaçmak istiyordu.
Zorla indiğim merdivenlerden sonra Holdingin arabalarından birini getirmelerini istedim. Kendi arabam evdeydi. Yalnız kalmalıydım. Düşünmeliydim, kendime gelmeliydim. Araba getirilince hızla bindim arkama bakmadan tam gaz sürmeye başladım. İtalyadakı araba yarışlarındakı gibi. O zaman hırsımı çıkarmağımın tek sebebi kardeşim canımdan çok sevdiyim kardeşim ve güzeller-güzeli iyi kalpli teyzemin ölümü için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Tonu
Teen FictionMelisan kötü geçmişini atlatarak yeni hayatı, yeni evi, yeni okulu yeni arkadaşları Ve o "Ateş Akgül" kalbini fet etdiği adamın yanına geldi. Amma geçmişi onun peşini bırakıcakmı? Acı çektiricek, ağlatıcak. Peki Melisa hala sevecekmi? Vazgeçecekmi...