23. Bölüm Özlem

128 14 2
                                    


Ateşden

Mutfakta kahvaltı hazırlıyordum. Meleğim şimdi uyanıb acıkıcakdı. Gece baya yormuştum onu. Nede olsa özlemiştim. Domatesleri keserken arkamdan 2 el bana sarıldı. İşte başımı döndüren huzur verici kokusu..
O kadar güzel ki, meleğimin kokusu.

"Günaydın" dedi aşık olduğum kadın. Yüzümde büyük bir tebessüm vardı. Evet ben aşıktım hemde salak aşık. Kadınımın kokusuna, sesine, gözlerine, aşıktım. "Günaydın Meleğim" dedm arkama bakıb gülümseyerek. Bir de ne göreyim? Üzerinde sadece benim siyah-beyaz çizgili gömleğim vardı. Saçı açık dalgalı doğal halinde. Yüzünde 1 qram makyaj yok. Başka kadınlar gibi boya küpü olmuyordu. Doğal güzeldi.

Bu görüntü bile beni benden alıyordu. Arkamı dönüb dudaklarına yapıştım. Narin ellerini boynuma dolarken kucağıma alıb mutfak sehbasının üzerine koydum.

"Ya amma kahvaltı?" Dedi benden zorla ayrılıb

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ya amma kahvaltı?" Dedi benden zorla ayrılıb. Bu ses tonu beni delirtmeğe bile yeterdi. Doyamadığım dudaklarını bir daha derinden öptüm gülümseyerek. Çapkınca sırıtdım.
"Benim kahvaltım karşımda zaten" dedm dudağına yapıştım...

Gözümü açtığımda yine büyük bir hayal kırıklığı. Yine hastanedeydim. Artık hastane kokusundan iğreniyordum. Artık onsuz dayanamıyordum. Her şey rüyaymış. Meleğim beni rüyamda sarılıyordu, rüyamda öpüyordu sadece benimdi. Amma gün gelecek hayatda da benim olucak. Onu hiç bırakmıyıcam.

Tam 1 haftaydı. Tam 1 hafta Meleğim güzellik uykusundan uyanmıyordu. Gülümsemesi, aşkla bakan yeşil gözleri, heyecanlandığında dudağının titremesi, utandığında dudağını ısırması, sesi, kokusu hepsini özlemiştim. Umudumu kaybetmiyordum. Uyanıcağını beni bırakmıyıcağını biliyordum. Kovuşamazken beni bırakıb gitmezdi belki..

Meleğim bu 1 haftada zayıflamıştı. Beyaz teni olduğu için morluklar belliydi. Hala soğuk bedeni içimi ürpertiyordu. Yoğun bakım odasına girmeye izin yoktu. Bu 1 hafta da zorla 3 defa yanına gire bilmiştim ve bu gün de giricektim. Bütün duygularımı söyliyecektim, belki duyar umuduyla.

Koltukta uyuya kalmışım.
Gözümü ovalıyıb telefona saata baktım 05:35di. Güneş hala yeni doğmuştu. Hava yağmurluydu kaç gün. Sanki Melisa için dünya ağlıyordu. Hiç bir şey yolunda gitmiyordu. Şu sikik dünyada hiç birşey umrumda deyildi şimdi. Meleğimin gözünü açmasından başqa hiç bir şey istemiyordum.

Odasının kapısının karşısına geldim. Derin nefes alıb içeri girdim. Meleğim uyurken bile o kadar masumdu, o kadar tatlıydı ki, uyandığın da onu rahat bırakmayacaktım buna eminim.

Titreye-titreye yanındakı sandalyeye oturdum. Dudağı kurumuş, gözlerinin altı çökmüş, kolundakı serum her gördüğüm de her defa kendimden nefret ediyordum. Evet bunun suçlusu bendim. Benim yüzümden Meleğimin şimdi burda bu haldeydi. Kaç defa kalp atışları azaldığında elektro şokla geri döndürdüler. Kendimi öldürmeye bile çalıştım onu böyle gördüğümde amma beni vazgeçtiren bir kardeşim vardı..

Karanlığın TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin