"Sayın yolcular 5 dakika sonra uçak inicek. Lütfen kemerlerinizi çıkarmayın"-anonsu duyunca heyecanlanmıştım. Türkiyeye İstanbula doğduğum yere geri dönüyordum. Çok özlemiştim şehrin kokusunu, insanları ve en önemlisi ailemi. Tam 10 senedir Halam ve eniştemle İtalyada yaşıyordum. Hiç bilmediğin yabancı ülkede büyümek çok zordu. Ama insan alışıyordu, Alışmalıydım da. Başka çarem yoktu. Universitemi orada okuyordum amma sonuncu yılı İstanbulda okumağa karar vermiştim. Ha bu arada ben Mimarım. Babamın yolundan devam etmek istiyordum. Varlıklı ailenin artık tek kızıydım. Artık iyi hissediyordum kendimi. Yada hissetmeye çalışıyordum. Yeni hayata başlamanın vakti gelmişte geçiyordu...Uçakdan indim. Derin nefes alıb hava alanındakı her yere bakıyordum. Babamla annemi arıyordu gözüm. Aile şevkatini o kadar özlemiştim ki, babamın bize hikaye anlatmalarını, annemin bize çikolatalı pasta yapımını o kadar özlemiştim ki. "Kızım"-arkamı döndüğümde Annemin bana koşduğunu gördüm. Her zamanki gibi yeşil gözleriyle, saflığı, temizliği, güzelliğiyle her yere işık saçıyordu. Babam hep Annene benziyorsun derdi. Hep gurur duyardım anneme benzediğim için.
Bende hızla koşmaya başladım. Sıkıca sarılıb lavanta kokusunu içime çektim. Çok özlemiştim annemin kokusunu arada bir İtalyaya gelselerde iş için yine dönüyorlardı. "Annecim çok özlemişim"dedm derin nefes alarak. "Bende seni kızım" dedi titrek sesle. Ensemde ıslaklık hiss etmiştim. Ağlıyordu güzel Annem dayanamadım. Benimde gözümden inci taneleri düşmeye başladı. Yaşadıklarımız kolay değildi. Bir annenin çocukları için nasıl yıprandığını tahmin ede biliyordum.
"Babayı özlemedinmi?" Deyince annemden ayrılıb babama sımsıkı sarıldım."Öyle şey olurmu babacım senide çok özledim" babamla anneme sarılıb öpdüm. Hasret giderdikten sonra çıkışa doğru yürüdük.
Ahmet abi bavullarımı bagaja koyuyordu. Ahmet abi bizim kaç yıllık şoförümüzdür. Onu çok severim iyi adamdır. Küçüklüğümüzde 3müzün oynadığı oyunları hatırlayınca burukca gülümsedim. Arabaya bindim. Babam karşıda oturuyordu ben Anneme sarılıb başımı göğsüne koyub oturmuşdum.
Çok özlemişdim İstanbulu caddelere sokaklara bakıyordum. Kokusu unutulmaz derlerdide inanmazdım amma öyleymiş. Her şeyi özlemiştim. Burda çok kötü anılarım olsa da iyileride vardı. Eve gelmişdik indim ve evime iç çekerek baktım. Çocukluk anılarım gözüme geldi. Havuzun içinde babamla yüzdüğümüz, annemle bahçede çiçek ekmelerimiz, salıncakta sallanmalarımız, bahçede verilen partiler çok anım canlandı. Gözlerim doldu keşke hep burda olsaydım. Çocukluğum tanımadığım bir ülkede geçmişdi her ne kadar halamla eniştem bana sevgi gösterselerde anne baba sevgisi başkadır. Bunun için hiçkimseyi suçluyamam kendi isteyimdi..
"Melisa gelmişsin" diye bağırdı Mehtab teyze. Onu görünce yüzümde büyük gülümseme oluştu koşarak sarıldım.
"Oy benim süt kokulum çok özlemişim, çok büyümüşsün güzelleşmissin" diyib beni süzüyordu. "Bende seni özledim Mehtab teyze en çokta nefis yemeklerini" dedm elimle göbeğimi göstererek. Gülümsedi "Ah deli kız hadi geç içeri senin için güzel şeyler hazırladım" dedi. Burnuma güzel kokular geliyordu. Koşa-koşa yukarı çıktım. Odama girdim yenilenmişdi tam benim zevkime göre duvarlar Mavi renkteydi büyük bir yatak vardı ve çalışma masam başka bir odada vardı bu oda soyunma odamdı elbise yoktu bomboşuydu gardırop için alışverişe gitsem iyi olur.Balkona çıktığım derin bir nefes alıb verdim. Bura kendi odamdı. Ama kendimi yabancı gibi hiss ediyordum. İtalyada da böyleydi. Sanki artık hiç bir yere ait deyilmişim gibi bir hiss vardı. "Beyendinmi odanı?" Sorulan soruyla düşüncelerimden ayrıldım. "Evet beyendim Annecim kızını tanıyormuşsun." Annem gülümsedi. "Buraya geldiğine göre her şeyi geride bırakdın değilmi kızım?" Dedi annem kısık sesde. "Evet Anne. Yeni bir sayfa açtım. Kendimi de koruya bilicem" dedm Annemin kollarını tutarak. Gözleri doldu "Ya hadi amma Annelerin en güzeli. Her şey çok güzel olucak. Ben hazırım." Dedim ona sarılarak. İçimde endişe olsada onu anneme göstermek istemiyordum. Oda çok harab oldu benim için.
"Hadi aşağıya in yemekler soğumadan. Biliyosun sonra Mehtab kızıyo" dedi Annem gülümsedim "Tamam gidelim" dedm.
Mehtab abla bizim yardımcımızdı. Ve çok güzel yemekler yapar. Kalbi temiz iyi kadındır. Beni o büyütmüştü. Çocuğu olmuyordu onun için beni kendi kızı gibi severdi. Merdivenlerden ikişer ikişer indim ve Mehtab ablayı arkadan sarıldım. "Kız ödümü kopardn" dedi güldüm ve "Kız ne güzelleşmissin görmeyeli" dedm. Kahkaha atdı "Hadi be ordan kilo aldım görmüyomusun?" dedi bana gülerek. Arkaya geçtim onu süzdüm "Valla gençlere taş çıkartırsın" dedm gülerek. "Hadi-hadi sofraya" dedi beni iterek masaya geçtik sofra muazzamıydı. Allah istediyim her şey vardı. Yaprak Sarma, mücver, tas kebabı, İzmir köfte, Karnıyarık börekler her şey vardı. Yemeğe başladığımızda hayvan gibi yemeye başladım. "Kızım boğulucaksın" annem dedi gülerek. "Bi şey olmaz." Dedim ağzımda börek çiğnerken ve gömüldüm yemeklere."Kızım 1 hafta sonra okullar başlıyıcak ve sana hediyyem olucak. İtalyada derslerden nasıl iyiysen burdada iyi olmanı istiyorum Okulun sahibi çok yakın arkadaşımdır" dedi babam. Babam hep başarılı olmağımı ailenin geliceğinin ben olduğumu söyler. Bende her zaman benden gurur duysun diye başarılı olmağa çalışırdım. "Anladım babacım. Söz veriyorum bu yılda her yılki gibi notlarım iyi olucak" dedm gülümseyerek.
Yemek yedikden saatıme baktm saat 15:40dı üstümü deyişdim.
Melisanın giyindikleri ⬆⬆⬆
Giyinib çıktım dışarı Ahmet abi beni alışveriş merkezine götürdü. İlk girdiyim mağazadan alış-veriş yaptım. Ben elbiseleri çox vakit denemem baktığımda bana nasıl olucağını anlar öyle alırım. Gerçi alırkende çok şey alırım buda bir kadın huyu. Çeşitli elbiseler, pantolonlar, şortlar,tişhörtler, spor ayakkabıları çeşitli şeyler aldım.
1-2 saat sonra
Elimde poşetlerle Ahmet abiyi bekliyordum alışveriş merkezinin karşısında. İtalyada kendi arabamla gezdiğim için her şeyi arka koltuğa atıb istediyimi yapardım. Acaba bana baba araba alırmıydı? Bunları düşünürken kendimi yerde buldum. Bir öküz bana çarpmışdı poşetlerde düşmüşdü. Popom acıyordu. Kalkamıyordum da. Çocuk kafasını tutuyordu. Yakışıklıydı. Kahve rengli gur saçlar, bacaklarından anladığım kadarıyla uzun, kaslı biriydi ve benim yaşlarımdaydı. Ne diyorum ben be. Başımı olumsuz sallayıb adama döndüm. "yavaş olsana öküz! Körmüsün? Çokmu küçüğümde beni ezerek geçiyorsun?" elimle kendimi gösterdim sırıtdı "bir gün kendimi affetdiririm bir otelde ya bir barda" bu piçin çapkın olduğu anlamak uzun sürmedi. "sen beni ne sanıyorsun gerizekalı? Diye bağırdım."Ben senin bildiğin kızlara benzemem" dedim. Alayla sırıtdı ayağa kalkdı üstünü temizledi. Arkasını dönüb gitdi. "Öküz bari yardım etseydin" diye bağırdım. Arkasını döndü "Güzelim hem sövüyon hem yardım istiyorsun. Böyle olmazki" dedi sırıtarak. "Bana bak güzelim falan deme fena yaparım seni pis sapık" dedm ayağa kalkıb. Kahkaha atdı "Hem yardım istiyo hem sapık diyo ne yapıyım gideyimmi? kalıyımmı?" Dedi pis-pis sırıtarak. "Yardım et" dedim kaşlarımı çatıb bakarak. Bana yakınlaşdı "Karşılığında bir öpücük verirsin tamam mı?" Dedi kısık sesle sırıtarak. "Sen ne adi ne şerefsiz çapkın piskopatmışsınya istemez kendim yaparım" dedim eğildim poşetleri aldım. Sırıtdı ellerini cebine koyub "Keyfin bilir" dedi göz kırpıb arkasını dönüb gitdi.
İçimden onu söverken Ahmet abi geldi. "Çok bekletdimmi?" Dedi Poşetleri elimden alarak bagaja yerleştirdi. "Hayır Ahmet abi" dedm gülümsemeye çalışarak. Arabaya bindim hala sinirden gülüyordum. O uyuzun yüzüne bitane yapıştıramadığım için kötü oldum.
Evet arkadaşlar inşallah beyenmisinizdir. oylamayı yorum yazmağı unutmuyun❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Tonu
Teen FictionMelisan kötü geçmişini atlatarak yeni hayatı, yeni evi, yeni okulu yeni arkadaşları Ve o "Ateş Akgül" kalbini fet etdiği adamın yanına geldi. Amma geçmişi onun peşini bırakıcakmı? Acı çektiricek, ağlatıcak. Peki Melisa hala sevecekmi? Vazgeçecekmi...