Karanlığın Tonu

15. Bölüm Keşkeler

Multimedya Ateş Akgül⬆⬆⬆

Ateşden

Artık 2 hafta olmuştu onu görmeyeli. Çok şey duydum ağladığını, kırıb döktüyünü, kendine zarar vermesini. Ailesi onunla baş edemediyini söylemişdi. Neden böyle olduğunu söylememiş. Benim bunu ona yaptığımı söylememiş.

Artık deliriyordum her kadında Melisanın kokusunu arıyordum. Hiç bir kadını öpmeyi bu kadar çok istememişimdir. Hatta ilk öptüğümde onu bırakmak istememiştim. Onu uçurumun dibinde görünce kendimden geçmiştim. Hızla yanına gitmiştim. En çok acıtdığıda ona yalan söyledim ona seni seviyorum derken onun o gülüşünü görürken kalbim ağramıştı. Bu vicdanmı yoksa başka şeymi bilmiyorum. Amma o günden beri Melisa aklımdan çıkmıyordu.

Derin nefes alıb kapıyı tıkladım. "Hoş geldiniz Ateş bey" dedi 30-35 yaş arası olan yardımcı kadın. Adı Zehraydı kocası ölmüş annemde yanına almıştı. Kadın tam bir faişeye benziyordu. Belki benimle ol deseydim olurdu. Amma büyük yaşlar pek benim tipim deyil.
"Hoş bulduk" dedm gülümseyerek.

Benim kendi evim var amma ara-sıra annemi görmeye gelirim. Babamı zaten şirketde görüyorum. Sabah kahvaltısı için beni çağırmıştı anne. "Ouu Yakışıklı oğlum gelmiş" dedi annem ayağa kalkıb bana doğru gelerek. "Günaydın Anne" dedm ona sarılarak. "Günaydın Reis" dedm babama selam vererek. "Annen çağırmasa adım bile atmazsın bura" dedi babam kahvesinden yudum alıb bana ters-ters bakarak. "Bende seni özledim baba" dedm derin nefes alıb masaya geçerek. "Ukala. Şirkete uğra bu gün" dedi babam. Bu adamı seviyordum tabi babam yani severim konforumu sağlayanda o. Amma işkolik olması biraz sıkıcı. "Tamam reis" deyib çatalla salam alıb ağzıma atdım.

"Begüm bu gün Selimlerede uğrarsın. Melisa iyi halde diyilmiş bir bakarsın. Dertleşmeye falan çalışırsın. Selim zaten şirkete az-az geliyor Melisayla ilgileniyorlar. Ayıp olmasın uğrarsın" dedi babam. Yutkundum Melisanın durumu sandığımdan fenaymış.
"Bende öyle düşünmüştüm Zaten. Mervede işe geç-geç geliyor. Kızının hali onuda sarsıyo. Eh tabi yaşadıkları normal diyil. Ne kız çocukluğunu ne de gençliğini yaşadı. Nede Selim ve Merve çocuklarıyla yakın ola bildi. Aile bütün param-parça oldu." Dedi Annem derin nefes çekerek. Bu ne demekti Melisaya ne olmuşdu? Aile parçalanma ne demekdi?

"Amma Melisa çok güçlü bir kız. Hala ayakta dim-dik duruyor. Onun yaşadıklarını başkası yaşada artık intahar ederdi." Dedi babam. Melisa intahar etmek istemişti. Amma ben yakalamıştım. Konunun bu kadar derin olduğu sanmamıştım.

"Bu konuyu baştan bana konuşa bilirmisiniz? Hiç bir şey anlamıyorum." Dedm kesin ve sert şekilde. Annemle babam bir-birine baktı. "Konuşun duymak istiyorum" dedm. "Pekala" dedi Annem. Derin nefes alıb verdi. "Dinliyorum" dedm ayağımla ritm tutarak.
"Melisa çocukluğunda kalp hastasıydı. Kalp kanseri yani." Dedi Annem gerçekten kötüymüş amma atlatdığına göre sorun yok bence. Bakışımı anladı babam
"Burdada bitmiyo zaten. O zamanlarda Selim ve ben çoğu ülkeden uygun bir kalp arıyorduk. Hiç biri uymuyordu. Biz ilanlar dağıtdık her yere. Haberler yaydık. Bütün ülkelere duyurduk. Uygun gelen kalp için. Bir çocukla uydu. Burda Türkiyedeymiş. O çocukta tümör hastasıydı. 1 ay ömrü kalmıştı. Annesi ilanı duyunca bizimle konuştu. Oğlunun zaten 1 ay ömrü kaldığını ve bize yardım edebileceğini söyledi. İyi bir kadındı. Benim oğlum ölücek sizin kızınızda ölmesin derdi. Çocuğun kalbini Melisaya nakletdiler. Melisa yavaş-yavaş iyileşdi. Çocuk öldü amma bunlardan çocuğun babasının haberi yokmuş. Çocuğunun ölümünün sebebinin Melisa olduğunu düşünmüş. Ve Melisadan intikam almak istemiş. Almışta" dedi Babam. Bu olanlara hala inanamıyordum. Ne yapmıştı Melisaya? "Nasıl almış?" Dedm sert sesde.

Biran sessizlik oldu. Annemin gözü dolmuştu. "Melisa iyileştiğden sonra ormanda piknik yapmaya gitmiştik. Melisanın kendinden 2 yaş küçük erkek kardeşi vardı. Adı Doruktu. Çok saf mavi gözlü tatlı çocuktu." Dedi Annem. Gözünden yaş geliyordu. Doruk bu ismi nerde duymuştum?