22. Bölüm Ölü beden

144 18 2
                                    

Multi Melisa⬆⬆⬆

Muratdan

Koşa-koşa hastane kapısından içeri girdik. Ateş ortalığa bağırıyordu. "Nerde o? Nerde lan?" Genç yaşda doktor Ateşin yanımıza geldi. "Melisa Sayer nerde?" Dedi Ateş hızla doktorun üzerine yürüyüb.

"Sakin olun hala ambulans gelmedi. Araba takla atdığı için çıkarmaları kolay olmadı." Dedi doktor. Merve teyze hemen ellerini ağzına kapatım ağlamağa başladı. Ateşde yıkılmıştı. Zeyneb bir yandan ağlıyor, kardeşim bir yandan mahvolmuş, Minnoşum kendi öz kız kardeşim gibi sevdiyim Melisam kaza geçirmiş. Amma biliyordum, ne kadar güçlü olduğunu bunların üstesinden geleceyini biliyordum, ya da umuyordum.

Ambulansın sesini duyunca hepimiz dışarı koşmaya başladık. Ambulansın kapısını hemşireler açınca gördüyümüzle şok olduk. Güzel kız kardeşim kanlar içerisindeydi ve boğazına da boyunluk takılmışdı. Yavaş şekilde hastaneye sürmeye başladılar yatağı. "Annem güzel kızım" deyib ağlıyordu Merve Teyze. Selim amcada Merve teyzeye sarılmışdı. Ateş Melisanın elini sıkı tutmuşdu. Onu sevdiyini biliyordum ve onu 2-ci kez böyle görüyordum. Yıkılmışdı, gözleri şişmişdi ve korkuyordu. Melisayı kaybetmekden korkuyordu. Yavaş-yavaş yatağı ameliyyat odasına götürüyorduk.

Ameliyyat odasının kapısına vardığımızda doktor "Sizi ameliyyat odasına alamam" dedi. Ateş amma Melisanın elini bırakmıyordu. "Hayır bırakmam." Diyib başını hızla sağa-sola çeviriyordu. "Beyfendi işimizi zorlaştırmayın. Kan kaybından öle bilir lütfen" dedi. Ateş yutkunub Melisanın elini bıraktı. Ameliyyat odasına geçtiler.

"Merve Merve uyan" arkamı döndüğümde Merve hanımın bayıldığını gördük. Selim amca Merve teyzeni kucağına almıştı. Hemşire onları bir odaya yönlerdirdi. Ortalığa baktığımda Zeyneb yoktu.

"Hepsi senin yüzünden!" diye bağıran Zeynebi gördüm. Ateşe doğru geliyordu. Ateşin karşısına geçib vurmağa başladı. "Hepsi senin yüzünden. Onu bu hale sen getirdin. Sırf eylenmek istediğin için. Allah senin belanı versin" diye bağırıyordu. Güzel Meleğim ağlıyordu. Ateş donub kalmışdı elini kıpırdatmıyordu. Evet hepsi kardeşim Ateşin yüzündendi. Amma eylenmek için deyil ders vermek için yapmıştı. Amma yinede suçluydu. Ayırmağa bile cesaretim yoktu. "Ne istedin be kızdan? Başka eylence bulmadınmı? Ne istedin kız kardeşim gibi sevdiyim kızdan? O seni seviyordu ya. Senin gibi pisliği seviyordu. Senin nasıl biri olduğunu biliyordu. Amma yine de seviyordu" ağlıyordu Zeyneb.
"Bakma öyle bir şey söylesene" bağırıyordu hala herkes bize bakıyordu. Zeynebin karnından tutub çekiştirmeye başladım.

"Şişt sakin ol güzelim" amma o beni dinlemiyordu elimden kurtulmak istiyordu Ateşi parçalamak istiyordu. "Bir şey söylesene! Ne istedin ondan?" Avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

"Zeyneb yeter" diye bağırdım. Zeyneb durdu bana baktı. Zaten Ateşde dağılmışdı onun üstüne gidib daha da kötü yapıyordu. "Yetmez. Bu pislik herifin etdikleri yetmez. Onu bana savunma Murat her şey çok kötü olur." Dedi sert ses tonunda.

"Şimdi üstüne gitmeyinin manası yok. Zaten o da yıkılmış bir halde. Yeter artık hastanedeyiz kendine gel" dedm bende sert tonda. Ne kadar onu incitmek istemesemde bunları söylemeliydim.
Beni itdi yürüyüb bankların birinde oturdu.

Ateşe baktığımda hala donmuş vaziyyetde kalmıştı. "Ateş iyi misin?" Dedm elimi karşısında sallayarak. "Benim yüzümden Benim yüzümden" diye sayıklıyordu. "Ateş kendine gel" diye bağırdım. Amma o beni duymuyor halada sayıklıyordu. Ah be kardeşim bu hali beni parçalıyordu. Ateş benim hep büyük abim gibiydi. Ne yapsam arkamda dururdu. Böyle kalmasına izin veremezdim.
Ayılması için ona bir yumruk atdım yere düştü duvara yapıştı. Kendine gelmişdi. Öylece donub kaldı. Sonra Bağırıb ağlamağa başladı.

Karanlığın TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin