26. Bölüm Sorular

115 9 2
                                    

Fragmanı lütfen izleyin⬆⬆⬆

İçkimden büyük bir yudum aldım. Kaçıncı bardak içişimdi bilmiyorum, amma hala sarhoş olmamıştım. Zihnimdeki bütün planları, bütün sorunları, nefret, sevgi, istek duygularının hepsinin kaybolmasını istiyordum. Ve onu istiyordum. Derin bir iç çekib büyük yudum daha aldım. Barmene doldurması için işaret verdim.

"Selam" sesin geldiği tarafa döndüm. Karşımda bana heyecanla bakan 2 kahve reng göz gördüm. Gizem Ekiciydi bu Selin Dağdaşın arkadaşı. Selin bu kızın benden ne kadar etkilendiğini söylemişti. Belkide planlarımı bu kızın yardımıyla yapa bilirdim.

"Merhaba Gizem" dedm gülümseyerek. "Beni hatırladınmı? Keçen yıl Partide tanışmıştık." Dedi. "Evet hatırladım. O gün çok şık kırmızı bir elbise giyinmiştin" dedm. Hafızam iyiydi. Ve insanları dikkatle inceliyib ne olduklarını göre biliyordum. Ve bu kız Selinin her ne kadar arkadaşı olsa da, onun gibi olmadığı kesindi. Seline bakınca daha masumdu.

"Ee-vet. Hatırlıyomuşsun?" Dedi gülerek. "Böyle güzel bayanı unutmak ne mümkün?" Dedim bende gülümseyerek. " 1 yıl içerisinde nerelerdeydin Edis Polat?" Dedi masaya elini koyub kafasınıda üzerine koydu. Benim mimiklerimi ölçer gibi bir hali vardı. "İtalyadaydım. İş için" dedm. İtalyada olduğum doğruydu. İş için ise pek sayılmazdı. "Hmm anladım" dedi gülümseyerek.

"Amma artık burdayım ve hiç bir yere gitmiyorum.."

Melisadan

"Off Ateş kusucam artık. İstemiyorum yemek" dedm mızmızlanarak. Sinirli görünüyordu kaşlarını çatdı.
"Eyer bu çorba bitmesse seni okula falan göndermem. Ceza olarak 1 hafta daha kalırsın bu odada." Dedi. Ciddiyetini ölçmeye çalışıyordum vee ciddi olduğunu anladım. Ateş Akgüldü o, yapardı.

"Amma Ateeş karnım ağrıdı" dedm dudağımı büzerek. Bir şey söyliyecektiki telefonunun sesi duyuldu. Ayağa kalktı "Şirinlik yapma. Geldiğimde o çorba bitmiş olsun. Yoksa büzdüğün dudakları morarana kadar öpe bilirim" dedi. Ya bu çocuk böyle şeyleri nasıl da, normalmış gibi söylüyordu. Yanaklarımın kızardığını hissede biliyordum. Çorbama baktığımda 4-5 kaşık bir şey kaldığını gördüm. Çorbamı içtim, peçeteyle ağzımı silib tepsiyi çekmecenin üzerine koydum. Uzanıb tavana bakmağa başladım.

Bu güne kadar yaşananları düşünmeye başladım. 4 buçuk ayda çok şey yaşamıştım. Pişmanmıydım peki? Hayır deyildim. Sevdiyim adamın yanında mutluydum. Ne yaşatsa da bana ona aşıktım. Onun yanında korkmuyordum, rahat uyuya biliyordum en önemlisi güvenli hiss ediyordum. Galiba hayatım düzene giriyordu kaç yıldan sonra.

Ateşle sevgilimiyiz onu bilmiyordum amma yanımdaydı işte bu bana yeterdi.  1 hafta içinde benimle ilgilenmişti ne romantik. Amma öküz evden çıkmama da izin vermemişti.
Geçen günler içerisinde ne kadar şanslı olduğumu da anladm. Ailem, arkadaşlarım, malvarlığımız, ve Ateş vardı.

"Melisa dalıb gitdin yine" sesle irkildim. "Ha evet. Ne zaman geldin?" Dedm ayağa kalkıb Zeynebin yanına gidib Sarılarak. "Salak gibi sırıtıb duvara bakandan beri burdayım" dedi. Güldüm "Noluyo? Melisacıım yoksa Ateş bir şey mi yaptı?" dedi sinsice sırıtarak. "Seni üzmek istemezdim amma hayır yapmadı Zeyneb. Sadece yaşananları ve ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum." Dedm omuz silkib gülümseyerek.
"Yaa ben sana kıyamam. Tabiki her güzel olan şeyi haketdin. Yaşanan kötü şeyler biliyorum unutamıyıcaksın amma daha kötüleri de ola bilirdi öyle düşün" dedi bana sarılarak. "Off Melisaya yaa ağlatacaksın beni" dedi benden ayrılıb dolan gözlerini silerek. Gülümsedim "Boş ver sen bunları. Murat nasıl?" Dedm yatağa zıplayarak. "İyi. Baya iyi o da gelmek istemişti amma Ateşin burda olduğumdan korkub gelmedi. Malum Ateş her sana yakınlaşırken Muratı dövüyor" dedi gülerek. "Aslında sadece Murat diyil bütün erkekleri dövüyor. Allahım geçen defa o nasıl yumruktu atdı yakışıklı  doktora" dedi Zeyneb kahkaha atarak. Evet bizim Ateş yapmıştı yine yapıcağını.

Karanlığın TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin