DÖNÜŞ

83 5 1
                                    

İki ay sonra hastaneden çıktığımızda her şeyi konuşmuştuk ve birlikteydik. Lina'nın ölümünü bile ve suçsuz olduğunu öğrendiğimde bakışları bana eskisi kadar korkutucu gelmemeye başlamıştı. O gün bulduklarım hakkında bile konuşmuştuk. Yani kısmen. Bana söylediği tek şey gördüklerimden fazlası ve ya azı olmadığıydı. Onun için daha azı olmasını dilerdim. Tabi şimdiye kadar her dileğim kabul olmuş olsaydı dünya herkes için daha katlanılır bir yer olurdu.

Hastanenin kapısından çıktığımızda bizi kapının önünde siyah bir Jaguar bekliyordu.

"Bay.Adams, Bayan. Adams buyurun lütfen."

dedi hiç tanımadığım orta yaşlı bir adam bize kapıyı açıp. O sırada aklıma Miguel geldi. Hastanede olduğum süre boyunca hiç yanıma gelmemişti, kimse gelmemişti. Belki de insanların odamıza girmesi yasaklanmıştı. Bu aileden artık her şeyi bekleyebilirdim. Birlikte el ele arabaya bindiğimizde adam oldukça şaşırmış görünüyordu ve bu adamdan başlayarak herkesi şaşırtacaktık . Şaşırılacak bir şekilde bir kere doğru düzgün konuşmaya başlayınca hiç susmaz olmuştuk. Belki de ikimiz de sonunda içimizdeki duyguların ve düşüncelerin hepsini birinin üzerine kusmanın verdiği rahatlığı yaşıyorduk ve ikimiz de hayatım boyunca tasvip etmeyeceğim insanlardık. Bir katil, bir sadist ve yaralıydık vicdanımız ikimizin de gün geçtikçe körelmişti. Yine de iki yabancıdan dünya üzerinde birbirini anlayabilecek iki insana dönüşmüştük. O yüzden sanki birbirimizi sevmek zorundaydık. 

"Eve gidince ilk ne yapmak istersin ?"

"Sanırım duş almak. Sonra da belki piyano."

demiştim. Onunla ilgili öğrendiğim şeylerden biri de klasik ve rock müziği hayranı olduğuydu ve piyano çalabiliyordu. Ben de 12 yıl piyano çalmıştım ta ki ailem ölene kadar.

"İstediğine emin misin ?"

"Elbette. Birlikte geçireceğimiz günlerimizde aklıma gelen en güzel etkinliklerden biri bu olabilir."

"Tamamdır o zaman. Akşam bir yere çıkar mıyız ?"

"Olur. Hastane havasını üzerimden atmaya ihtiyacım var zaten."

"Güzel. Duş aldıktan sonra benim odamda buluşuruz o zaman."

"Tamamdır."

dedim ve yanına sokulup başımı göğsü ile omzu arasındaki yere koydum. Ne zaman bunu yapsam irkildiğini hissediyordum. Alışkın olmadığını anlıyordum. Yine de kafamı olduğu yerden kaldırmıyordum. Onu bazı şeylere alıştırmak istiyordum. Bunun gibi. Elimi onun kocaman elinin üzerine koydum. Elini kaldırıp elimi avcunun içine yerleştirdi. Onun ellerinde benimkiler neredeyse kayboluyordu. Yavaş yavaş eve giden yola girmiştik ki kara bulutlar içimi doldurmaya başladı. Buradan nasıl çıktığımı bilmiyordum ama tekrar girmek de istemiyordum. Marshall' ın gözlerinin içine baktım. O her zamanki buz kesmiş bakışları bulutlanmıştı. Parmaklarımı parmaklarına geçirdim ve elini sımsıkı tuttum. Aynı şekilde o da benim elimi aynı güven verici şekilde sıktı. Birbirimiz için güçlü durmamız gerekiyordu ve bunu sadece ikimiz biliyorduk.

Hasta 2 :Karanlığın İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin