-Latte-

141 13 0
                                    

Soyunma odasına baktım. Kendime geliyordum. Nefes darlığım yavaş yavaş geçti. Sinir krizine girmek bu işi her zaman zorlaştırıyordu. Kendimi kontrol edemiyordum. Ellerim yine kana bulanmıştı. Bir kişinin daha gördüğü son yüz olmuştum. Bu artık kötü hissetirmiyordu. İlk seferki gibi değildi. Artık sorun olmuyordu. Belki de kendi ölümümü umurasamadığımdandı.

Miguel önümde oturmuş ellerimi tutuyordu. Sonunda kendime gelebildiğimde kafamı kaldırdım.

Miguel: İyi misin ?
Ben: Evet.
Miguel: Alexandra' yı öldürdün.
Ben: O da diğer kızı öldürmüştü.

Dedim. Sessizlik oldu.

Böyle yerlerde insanların ölümü doğal karşılanırdı. Herkes bir diğerinin ölümünün mümkün olduğunu bilirdi o ringde. Burda dövüşenlerin çoğu bunu para için yapardı. Bağzıları ise sadece acı vermeye duyduğu tutku yüzünden yapardı. Karşı taraftakinin çığlıkları kulaklarınızda yankılanırken kalbinizin attığını hissedersiniz ve bazen çığlıklar son nefesle kesilene kadar tatmin olmazsınız...

Herşey bittiğinde 3 kişi aynı anda girdik evin kapısından. Hepimizde küçük yaralar vardı. Benim kaşım patlamıştı, Miguel' in kaşı patlamıştı, Marshall'in da burnunun üzerinde küçük bir yara vardı. Marshall biz orda değilmişiz gibi yanımızdan geçip gitti. Biz de Miguell' le banyo yaptıktan sonra mutfakta buluşmaya karar verdik.

Banyo üzerimdeki yükü alıp götürdü. Çıktığımda yorgun hissediyordum. Gidip kahve içmeliydim.

Saçlarımı kurutup pijamalarımı giydim. Umarım Miguel'de pijamalı olurdu. En azından pijama gibi birşey giymiş olursa iyi olurdu.

Mutfakta bulduğum Miguel beni hayal kırıklığına uğramamıştı. Üzerinde gri bir pijama altı ve üzerinde ise bol beyaz bir tişört vardı.

Ben: Merhaba.
Miguel: Hoşgeldin.
Ben: İki kupa latte alıp yukarı çıksak ?
Miguel: Tabi.

Dedi. Mutfakta kimse kalmamıştı. O yüzden kahveleri biz yaptık. İçlerine de marsmelolarla doldurduk. Minik marsmelovlarla.

İki kupa kahveyle ve kurabiyelerle odama çıkarken bu gece uyuyabileceğmizi sanmıyorum. Bu iki kişilik bir pijama partisi gibi olucaktı.

İkimizde odaya çıktık ve fikir ayrılığına düşmeden film izlemeye karar verdik. Kurabiye, kahve, battaniye Stuck İn Love. Harika bir üçlü olmuşlardı. İkimiz de sessizlik içinde filmi izledik. Film bittiğinde kahvelerimiz ve kurabiyelerimiz de bitmişti. Latte çok hafifti. Uykumu açmaya yetmemişti. Boş bardağımdan kafamı Miguel'e cevirdiğimde uyuya kaldığını gördüm. Hiç halim yoktu. Bu yüzden ben de kendi tarafıma doğru yatıp onun tarafındaki battaniyeyi ayağımla düzeltip bataniyenin altına girdim. Çok geçmeden de uykuya daldım.

Hasta 2 :Karanlığın İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin