Her Şey İyiymiş Gibi Davranalım

95 7 0
                                    

Gözümü delicesine bir susuzluğa ve baş ağrısına açtım. Yavaş yavaş gözümü açarken dün neler olduğunu hatırlamaya başlıyordum. Etrafıma bakındım. Odamdaydım. Kesinlikle buraya nasıl geldiğimle ilgili ve dün gece neler olduğuyla ilgili hiç bir bilgim yoktu. Yataktan doğrulduğum an midemdeki çalkantıyı hissettim. Tam yanımda duran kovayı fark ettiğim için şanslı olmalıydım. Öğürerek içimdeki her şeyi dışarıya attım. Baş ucumda duran bir bardak su ve ağrı kesici haplar duruyordu. İçtikten yine sonra tiksintiyle doldum. Tekila dan gerçekten nefret ediyordum. Eve nasıl geldiğimi düşünürken birden kapım açıldı ve Lina odaya dalıverdi. Koşarak yatağa atladı ve emekleyerek yanıma geldi.

"Sevgilim, sen iyi misin ?"
"Evet. Sadece içkiyi fazla kaçırmışım."

dedim. Üzerime doğru eğildi ve burnuma bir öpücük kondurdu. İçimdeki ses hala ona güvenmemem gerektiğini söylüyordu. Yine de uzun süre sonra ciddi bir şekilde benim için tek değerli insandı. Belki Miguel' de vardı ama aynı şey değildi. Güvenim cidden sarsılmıştı ve yerine oturması için gerçekleri bilmem gerekiyordu. Yine de içimdeki sevgi o kadar yabancı ve güzel bir mutluluk veriyordu ki. Lina' ya ters olma düşüncesine dayanamıyordum.

"Pekihala, okula gitmeliyiz. Hadi bakalım duşa girme vakti."

dedi ve yataktan zıplayarak inip beni kolumdan çekiştirmeye başladı. En sonundan yataktan popomuz üzerine düştüm. Kalkacak halim yoktu. Hem de hiç. Ah tabi Lina' nın azmi halsizliğime galip geldi ve ben en sonunda banyoya doğru yürüdüm.

Tavırları çok normaldi. Belki de Miguel haklıydı, paranoyakça davranıyordum. Banyoya girdim ve kendimi paranoyak olduğuma ikna etmeye çalıştım. Suyun her şeyi alıp götürmesini bekledim ama olmadı. Kafamdaki çığlıkları susturamıyordum. Maya' nın yardım feryatlarını kafamdan bir adım dışarıya bile çıkartamıyordum. Düşünceler denizimde boğulurken banyomu bitirdim.

Banyonun kapısından çıktığım anda Lina'yla burun buruna geldim. Bir anda elini uzatıp arkamdaki banyonun kapısını kapatıp ben kapı ile kendi arasına sıkıştırdı. Kalbimin atışlarım bana bu kadar yakın olduğunda her zaman olduğu gibi ritmini arttırdı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında yine o güvenli tatlı sıcaklık yayıldı. Üzerimdeki havlu yine çözülüp ayaklarımın dibine düştü. Sanki bir anı tekrar yaşıyordum. Ellerim Lina'nın öylesine at kuyruğu yapılmış saçlarına gitti. Saçları çok yumuşak değildi yine de dokunmak beni mutlu ediyordu. Lina'nın elleri belime koyarken dudaklarını dudaklarımdan çekti. Gözleri öpüşme sonrası buğulanmış gibiydi. Sarhoş gibiydi ve aynı bakışların bende olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Vücudum şu an onu istiyordu.

"Cidden şu an bütün vücudun böylesine güzel ve çıplak dururken her yerini öpmek istesem de okula gitmeliyiz. Hazırlan hadi aşağıda bekliyorum."

dedi. Dudaklarıma sert bir öpücük bıraktıktan sonra aceleci adımlarla odanın kapısına yürüdü. Birkaç dakika daha burada kalırsa ikimiz de eroin bağımlısı bir insanın bir torba ve şırıngayla aynı odada bırakılmış gibi birbirimize koşacağımızı biliyorduk. Tam odadan çıkmadan önce arkasını döndü. Elleriyle kapı kolunu sıkıca kavramış gibi görünüyordu.

"Şey bu gün okuldan sonra Cleo' nun fotoğraf çekimleri varmış gelmek ister miyiz diye sordu ne dersin ?"
"Tabi neden olması ?"
"Güzel."

dedi ve odadan çıktı. O kadar sevimliydi ki sanırım onun için eriyebilirdim.

Saçlarımı kuruttuktan sonra üzerime açık renkli bir kot pantolon ve siyah bir yarım atlet giydim. Havalar hala güzelken bunu kullanmak istiyordum. Makyaja ihtiyacım varmış gibi hissetmiyordum. Dolalaptan elime siyah bir ip kemer aldım ve aynaya baktıktan sonra kemeri takmaya karar verdim. Biraz kemerle debelendikten sonra son kez aynaya baktım. İyi görünüyordum. Hiç bir zaman boşaltmadığım içinde bir macbook, bir çizim defteri ve dev bir kalem kutusu olan çantanın içine cüzdanımı ve telefonumu koyduktan sonra çantayı da alıp aşağıya indim.

Bay ve Bayan. Adams masadaydı, Lina ve Marshall' da öyle. Maya'nın nerede olduğu sorusu bir anda delice bir güçle duvara atılmış bir zıpzıp top misali beynimin içinde duvardan duvara çarpıp duruyordu. Biliyordum. Gizli bir şeyler olduğunu biliyordum. İlgi çekmemem gerekiyor diye düşündüm. Güvende hissetmiyordum. Özellikle de bu ailenin içindeyken.

Masadaki yerime oturup bir parça ekmeği ağzıma attıktan sonra kahvemden bir yudum aldım. Ne biyolojik ne de psikolojik olarak zaten daha fazla yemek yemem mümkün değildi.

"Maya nerede ?"

diye sordum ortaya. Kelimelerin sadece öylesine bir soruymuş gibi çıkmasına dikkat ettim.

"Kendini iyi hissetmiyormuş."

dedi Bayan. Adams.

"Ben bir gidip baksam iyi olur."

dedim ve kimsenin beni durdurmasına izin vermek istemediğim için sandalyemden ok gibi kalktım ama bana hiçbir sabah göz ucuyla bile bakmayan o soğuk bakışlar anında üzerime kitlendi.

"Otur."

dedi Marshall. Bu onun sesini nadir duyuşlarımdan biriydi ama bu sefer daha otoriter ve korkutucu çıkmıştı. Bakışları yine beni delip geçerken içimdeki tüm nefesin ciğerlerime gömdüm. Hayatım boyunca hiç kimseden korkmamıştım ama Marshall... Sanki sadece bakışlarıyla içimi dondurup dışımı yakıyordu. O izin vermeden kalkamazmışım gibi hissediyordum.

"Kahvemi şu an bitiremeyeceğim ama dün kötü bir gece geçirdim. Kahvemi termosa koydurtabilir miyim ?"

dedim. Marshall' a. Birinden izin almayı kendime yediremesem de başını tabağından kaldırmamasını diledim. Bana bakamadan başını hafifçe olumlu olarak salladı. Bardağımı sıkıca kavrayarak mutfağa doğru uçtum ve sonunda bir nefes alacakken Maya' yı gördüm. Alnının sol tarafında dev bir morluk vardı ve zaten büyük olan dudakları daha da şişmiş patlamıştı ve yer yer pıhtılaşmış kanlar vardı. Beni gördüğü anda merdivenlere koşmuş ve yukarıya çıkmıştı. Elimdeki kahveyle mutfakdaki görevli kadınların ortasında kalakalmıştım. Bir kız koluma dokunana kadar transtan çıkamamıştım.

"Ben... Kahvemi termosa koyar mısın ?"
"Tabi ki efendim."

dedi kız ve bardağı elimden aldı.

"O kız kimdi ? Yukarıya çıkan ?"
"O Amanda. Dün kapıyı açarken eşiğe ayağı takılmış önce kafasını kapıya vurmuş ardından da yere düşmüş."

"Maya' ya çok benziyordu."

"Bayan. Maya odasında dinleniyor. Buyurun."

dedi ve bana termosu uzattı. Elindeki termosu alarak evin kapısında beni bekleyen Lina' ya doğru yürüdüm. O kız Amanda falan değildi. O kız Maya'ydı ve bunu her şeyden iyi biliyordum.

"Benim arabamla gidelim mi ?"
"Olur. Zaten çok yorgunum."




Hasta 2 :Karanlığın İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin