-Miguel' le kahvaltı-

140 10 1
                                    

Sabah uyandığımda daha beynimin hiçbir hücresi düşünmeye hazır değilken daha önceden odama sakladığım kurabiyelerden biraz yedim ve ilaçlarımı aldım. Ardından hazırlandım ve aşağıya indim. Herkes sofradaki yerini almıştı. Kahvaltı etmek istemiyordum bu evde geçirdiğim vakit beni geriyordu. Masaya gittim ve çıkmak için izin aldım. İzin almam gereken kişinin Marshall olması sinir bozuyordu. Neyse ki başını olumlu olarak sallamıştı. Evden çıkarken kapıda Miguel' le karşılaştım.

"Hey!"

"Hey!"
"Sanırım kahvaltıya kalmamışsın"
"Evet ben... Sofrada olmak istemedim."
"Seni kahvaltıya götürmeme ne dersin ?"
"Aslına bakarsan bu harika olur."

dedim ve gülümsedim. Üzerinde takım elbisesi yoktu izin gününde olmalıydı. Bu haliyle bin kat daha iyi görünüyordu. Keskin yüz hatları ve takım elbise onu ürkütücü gösteriyordu. Böyle ise oldukça tatlıydı. Birlikte benim arabama yürüdük anahtarları ona verdim. Migüel şehre inerken bir benzin istasyonun yanındaki adı "WOOFOOD" olan bir yerin önünde durdu. Adı çok hoşuma gitmişti kocaman pencereleri olan tahtadan yapılmış bir yerdi. Bu da olaya espri katıyordu. Miguel arabadan inerken buranın pankeklerinin ne kadar leziz olduğunu söyleyip duruyordu. Birlikte içeriye girdik ve cam kenarındaki bir masaya oturduk. İçerisi oldukça boştu. Minyon turuncu saçları olan bir kız yanımıza gelerek siparişlerimizi aldı. Miguel ikimiz için de birer porsiyon pankek ve içecek olarak da Americano söylemişti.

"Eee. Anlat. Lina sana ne anlattı."

"Kız arkadaşının bizden önceki evlatlık kız olduğunu ve intahar ettiğini söyledi."

dedim. Miguel sessiz kaldı.

"Sana bir şey söylemem gerekiyor. Buradaki tek arkadaşım sensin ve benim artık bunu birine söylemem gerekiyor."
"Seni dinliyorum güzelim."
"Ben Lina' yı seviyorum, hatta ona aşığım."

dedim. Ona güvenebileceğimi hissediyordum.

"Bunun farkındayım Lara."

dedi. Afallamıştım. Nereden anlamış olabilirdi ki

"Ne?..Nasıl?"

"Ona bakışların tavrın onun yanındayken değişiyorsun sanki. Seni çok tanımıyorum ama bu fark ediliyor. En azından benim açımdan."

Utanmıştım.Ya Lina' da ona aşık olduğumu anladıysa ? Gerçekten o kadar açık veriyor muydum ?

"Merak etme sırrın ben de güvende."

dedi Miguel ve sırıttı. Ben de ona aynı şekilde gülümsedim. O sırada yemeklerimiz ve kahvemiz geldi. Minik beyaz sürahinin içinde gelen akçaağaç şurubunu pankeklerin üzerinde gezdirdim. Oldukça mükemmel kokuyordu. Kahvemden bir yudum aldıktan sonra yemeye başladım.Pankekler olağan üstü lezzetliydi şurup da öyle. İkisinin oluşturduğu eşsiz birliktelik insanın çene kemiklerinin çözülmesine sebep oluyordu.İkimiz de sessizlik içinde yemeklerimize gömülmüştük arkada çalan hafif müzik dışında sadece çatal bıçak sesleri duyuluyordu. Sonunda tabağımdakilerin hepsi bittiğinde çok bile yemiştim. Karnımın doymuşluğun verdiği o huzur ve uyuma isteği beni sarmalamıştı.

"Lezbiyen olduğunu bilmiyordum sadece bu garip geldi yani lezbiyensen neden seni buraya getirdiler ki bu çok saçma."

"Zaten lezbiyen değilim Miguel biksesüelim."

dedim. Herkesin neden orada olduğumuzun bilmesi beni gittikçe huzursuz ediyordu.

"Eee. Yemeğinle ilgili ne düşünüyorsun ?"
"Ben bayıldım gerçekten çok leziz."

"Beğeneceğini biliyordum"
dedi ve küçük bir çocuk gibi sırıttı.

"Miguel."
"Lara"
"Bizim neden burada olduğumuzu kaç kişi biliyor ?"

"Merak etme sadece Lina, Marshall, ben ve o sarı cadı. Eh bide tabi sen."

"Sen nereden öğrendin ?"
"Şey ben onunla arkadaştım..."

dedi. Sessizliğe gömülmüdük. Sanki başka bir kızın hayatının tekrarını yaşıyormuşum gibi hissediyordum ve bu iş gittikçe garipleşecekmiş gibime geliyordu. Uzun sessizliğimizi bozan Miguel oldu.

"Hadi kalkalım."

dedi başımla onu onayladım. Ayağa kalktım ve ben kapıya doğru yürürken o kasaya gidip hesabı ödedi. Ardından birlikte arabaya bindik.

"Okula mı ?"
"Evvet."

dedim. Miguel' le okula gidene kadar radyodaki şarkıları söyleyip durduk.

Oldukça eğlenceli geçen bir yoldan sonra sonunda okula gelmiştik. Miguel beni almaya geleceğini söyledi ve yanağımdan öptü. Arabadan indim ve o gitmeden önce ona gülümseyip el salladım.

Lina bu gün okula gelmemişti. Günümün sıkıcı olacağının farkına o zaman vardım.

Hasta 2 :Karanlığın İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin