Günlük 1.sayfa
Ben Türkiyede doğdum orada büyüdüm. Küçükken ailem benim çok hareketli olmamdan şikayetçilermiş. Zamanla müziğe ilgi duyduğumu ve ritim tutabildiğimi farketmişler.
5 yaşındayken kendi kendime dans etmeye başladım. Sonra dans kursalarına gittim. Orta okuldayken dansta başarılı bir öğrenci oldum.
Liseye geçtiğimde ailemi kaybettim. Hayata tutunmamı sağlayan şey dans oldu. Çok çalıştım, yarışmalara katıldım, birincilikler kazandım. Artık Üniversite son sınıf öğrencisiyim ve bir dans öğretmeni kadar başarılıyım. Bir grup arkadaşım var onlarla birlikte dans etmeyi, yeni koreagrafiler düzenlemeyi seviyoruz.
Ve bilin bakalım ne oldu ? Dünyanın hayran olduğu müzik ve danslarıyle ünlü Güney Kore şirketlerinden YG Entertainment benim başarılarımı ve yeteneğimi görmüş, beni çağırıyor. Herkesin hayali olan bir yere gitme şansım varken reddetmem mümkünmü ? Elbette kabul ettim.
Şu anda uçaktayım ve indiğim zaman beni şirketten birileri karşılayacakmış. Beni uygun bir okula yerleştirdiler bile. Ne olursa olsun o kulda okuyacakmışım, eee tabi eğitime önem veren bir ülke o yüzden galiba.
Ayarladıkları birde ev var. Şu anda işim olmadığı için okulum bitene kadar onlar ödeyacaklermiş evin parasını. Para kazanmaya başlayınca da ben onlara ödeyecekmişim. Ayrıca okulda korece öğrenmem de şartmış. Sadece ingilizce bilerek anlaşamazmışım.
Yolculuğun bitmesine 4 saat var....
Günlük 2.sayfa
Uçaktan iner inmez şirket çalışanları beni siyah bir arabayla kalacağım eve götürdüler. Yapmam gereken şeyleri anlattılar. Okul formamı teslim ettiler.
Koreye geldikten bir gün sonra şirkete götürdüler. Ordaki çalışanlarla tanıştım. Dans hocalarıyla da tanıştım, ilerde onlar gibi olmak istediğimi söylediğimde vazgeçmeyip çalışmaya devam etmem gerektiğini söylediler. Öylede yapacağım.
Beni buralara kadar getiren kişiyle görüşeceğimi söylediler. Üstüme başıma çekidüzen vermem için bir oda ayarladılar. Yarım saat sonra benim nasıl dans ettiğime bakacaklarını söylediler.
Dans ettikten sonra söyledikleri şey *çok iyi degilsin, belki çok çalışarak bir yerlere gelebilirsin ama biz yinede seninle ilgileneceğiz.*
Ben buralara neler düşünerek, neler hayal ederek gelmiştim. Belkide hata yaptım.
*****************
Koreye geleli bir hafta olmuştu. Gittiğim okul dans okuluydu. Aynı zamanda dil eğitimide alıyorum. Burda çok fazla arkadaşım yok, sahi ben tek başıma koskoca bir ülkede ne yapıyordum ki. Tekrar eve mi dönsem ?
Yang Seo Min kendi kendine düşünerek yolda yürüyordu. Belkide bir iş bulmalıydı. Bir kaç kafeye sordu ama iş bulamadı. Daha fazla zaman kaybetmek istemediği için evine gitti.
Yemek yapacaktı ama et kalmadığı için hazırlanıp markete gitti.
Markete yaklaştığında orada duran siyah minübüsü gördü. Aceba neden burada duruyordu. Arabanın ön camından içeriye baktığında bir kaç kişinin olduğunu farketti. Hızlı adımlarla içeri girdiğinde içeride maskeli ve şapkalı bir kaç kişinin olduğunu gördü, ama normal bir şekilde alışveriş yapıyorlardı.
Seo Min onlara çok bakmamaya çalışarak et bölümüne geçti ve alması gerekeni aldı. Kasaya yönelirken aklına çikolata geldi. Atıştırmalık bölümüne geçtiğinde maskeli adamları gördü, onlarda ordaydı. Maskeli adamları geçip sondaki reyonun önüne vardı ve en üst raftaki çikolatalara uzandı. Çünkü onlar fındıklıydı. Uzandı ama alamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALLER GEMİSİ
FanficÖncelikle hepinize merhaba. Bu kitap sadece Koreyle ilgili hayalleri olanlar için. Bu kitapta hayal gücümüzü birleştirip, hayaller yazacağız. Yani sizinle birlikte. Sizinde hayaliniz kitapta olsun istiyorsanız yorumlara kiminle, nasıl bir hayal isti...