14.Bölüm (Korkunun Eceli Çağırışı)

2.2K 228 472
                                    

NATSU

Kahvaltı ederken bile göğsümde o inanılmaz ağrı vardı ve sanki içim çekiliyormuş gibi korkunç bir his bedenimde dolanıp duruyordu

Lucy masadan her kalkmaya yeltendiğinde birden elini tutup, sonra üstünü saçmalamakla örtmüştüm ama bunun içimdeki bu hisle ilgili olduğunu biliyordum.

Okula giderken, yol boyunca bunu düşünüp bir sonuca varamayınca, en sonunda Gray'le konuşmaya karar verdim. Lucy'e antrenmana gittiğimi söyledikten sonra yanından ayrılmıştım.

En ihtiyacım olduğu anda Gray efendisi nerdeydi, tabii ki Juvia'yla öpüşüp koklaşmakla meşguldü.

Onu ensesinden tutup kızdan ayırdım.

"Sen kim-?!" diye ağzını burnunu dağıtmaya yeltendiği kişinin ben olduğumu görünce şaşırdı ve sakinleşti.

"Ne istiyorsun, ateş böceği?"

"Kapa çeneni, Elsa. Durum ciddi. Bana yardım etmelisin."

Gray suratımdaki ifadeden şaka yapmadığımı anlayınca Juvia'ya dönüp bir iki kur yaptı ve durumu açıkladı.

En sonunda yalnız kaldığımızda telaşlı halime bakıp "Cidden, neyin var senin?" diye sormayı akıl edebilmişti.

Gray'e bu sefer Lucy'nin sırları hariç her şeyi anlattığımda ağzı açık dinlemiş ve sinirle araya girmemek için kendini çok zor tutmuştu. En sonunda sözüm bittiğinde bana bağırması beklediğim bir şeydi.

"Bravo, Natsu! Bravo! Oğlum bu ne karaktersizlik. Google'a şerefsiz yazınca senin resmin çıkıyormuş da haberimiz yokmuş resmen."

Gözlerimi devirerek "Dalga geçmeyi kes de şu içimdeki sıkıntının nedenini bul." dediğimde Gray sanki cevabı çok basit bir soru sormuşum gibi "E, korkuyorsun işte." dedi.

Onu "Korkoyoson osto" şeklinde sinir bozucu bir şekilde taklit ettikten sonra "Onu bende biliyorum heralde. Korktuğumu anlamak için Irvin D. Yalom olmama gerek yok." diyerek çıkıştım.

Bu sefer göz devrime sırası Gray'deydi. Bir süre sanki benim olayı kendi başıma çözmemi bekler gibi yüzüme baktı, sonra benden iş çıkmayacağını anlayınca derin bir iç çektikten sonra açıklama moduna geçti.

"Gerçekten bu kadar aptal olduğuna inanamıyorum. Lucy'i kaybetmekten korkuyorsun işte! Bu yüzden ne zaman onun arkadasından iş çevirsen, içine bir yumru oturuyor. Ve bu yüzden gitmesine izin veremeyip elini tutuyorsun, Lucy'nin ellerinden kayıp gitmesinden korkuyorsun. Neden peki? Bir haltlar yediğin için!"

Hafif bir gülümsemeyle "Lucy'i kaybetme korkusu mu?? Ben mi?" diye sorduğumda Gray bir elini omzuma koyarak "Belanı çok pis bulmuşsun, Dragneel." cevabıyla beni daha çok şaşırttı.

"Üstü kapalı kapalı konuşup beni delirtmesene, kayak takımı?!"

"Lucy'e aşık olduğunu anlaman için illa açık açık söylemem mi gerek, mayın tarlası?!"

Bir anda öylece kalmıştım. Bu ihtimali kendi içimde binlerce kez düşünüp her seferinde rafa kaldırmıştım ama başka biri yüzüme karşı söyleyince çok daha farklı gelmişti.

Yutkundum ve tekrar göğsümdeki o sıkışmayı hissettim. Nefes alamıyor gibiydim, o yüzden tişörtümün yakasını çekiştirdim.

Onunla geçirdiğim o kadar zaman boyunca her şey farklıydı, lanet olsun hırs falan değildi, ona aşıktım. Ona aşıktım ve her şeyi berbat etmiştim.

Başım dönüyordu, kendime tutunacak bir yer aradıktan sonra telaşla Gray'e dönüp "Yapamam. Lucy'e aşık olamam." dedim.

Bana anlamayan gözlerle baktığındaysa tek söylebildiğim "Beni asla affetmeyecek." olmuştu.

İstenmeyene Aşık Olma Sorunsalı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin