NATSU
Juvia Gray'in sesini duyduğunu söyleyince onun peşine takılmıştım, en başta ona inanmamıştım ama yaklaştıkça bende Lucy'nin sesini duyar gibi oldum.
Ama duyulan muhabbet fazla çiftseldi. Onlar olma ihtimali çok şaçmaydı, resmen birbirinin üstüne atlamak için saniye sayan bir çift konuşmasıydı çünkü bu.
Gray ve Lucy'nin alakası bile olamayacağı bir şeydi, o yüzden bu civarda olduklarına fazla ikna olmadan o ara sokağa ilerledim. Keşke ilerlemeseymişim, bu ne?!
Beynime kan gitmiyor, beynime kan gitmiyor. Beynime kan gitmiyor. Oğlum bu ne?! Yok, hayır. Hayal görüyorum ben.
Neden Lucy Gray'in kucağında ve neden Gray'in eli onun kalçalarında ve neden o kadar samimi bir muhabbetteydiler ve neden... Nedenini o donsuzu dövdükten sonra sorarım çünkü şu an hiçbir şekilde düzgün düşünemiyorum.
Parmaklarımı çıtlatırken az önce duyduğum konuşmalara gitmişti aklım. "Onun için deli oluyorsun demek, ha?!"
İkiside çoktan yapışık ikizlikten ben sıçtım psikolojisine terfi etmiş öylece bize bakıyorlardı.
Sinirle Gray'in yakasına yapışıp "Ne halt ediyorsun lan sen?!" diye bağırdığımda o da geri durmayıp pişkince benim yakama yapışmıştı.
"Onu sorması gereken kişi benim! Asıl sen söyle! Ne halt ettiğini sanıyorsun?!"
"Kusura bakma haspam, azıcık bastık ama!"
"Lan kes! Sabahtan beri ne naneler yediğini biz bilmiyoruz sanki!" Bu cümlesinden sonra suratına bir yumruk atmıştım.
"Başlatma nanene! Ne işin var lan senin Lucy'le burda, hemde o halde?! Neye sabredemiyorsunuz?! Sen katil mi edeksin beni?!"
Ağzındaki kanı sildikten sonra kalkıp o da bana yumruk attı. Ben üstüne gittikçe o arsız arsız bana saldırmaya devam ediyordu. "Önce ben katil olmazsam tabii! Senin ne işin vardı?!"
Bir kaç yumruk ve tekmeden sonra hala sinirimi atamamıştım. Bu çok saçmaydı!
"Bak hala yüzsüz gibi bana bok atıyorsun! Sus da önce bir açıklama yap!"
Beni sert bir şekilde duvara ittikten sonra "Benim gönlüm rahat, sen açıkla önce!" dediğinde bende onu ittirmiştim.
"Ha demek gönlün rahat öyle mi? Ne biçim şerefsizsin lan sen?! Bas bas bağırıyorum sana seviyorum ben bu kızı diye! Bu kadar mıydı arkadaşlığın?!"
"Lan kes! Üste çıkmaya çalışma, ben farklı bir şey mi söyledim sana! Sana her seferinde Juvia'ya olan hislerimden bahsetmeme rağmen gittin onun da yakasına yapıştın be!"
Suratına bir yumruk daha vururken "Ne saçmalıyorsun lan sen?! Ne işim olur benim o psikopatla, beş dakika daha yalnız kalsak öldürür bu beni!" dediğimde o yumruğu bana iade etmişti.
"Yalan söyleme! Randevunuzda eğleniyor gibiydiniz!"
"Ne randevusu lan?! Asıl sen üste çıkma!"
Bunu söyledikten sonra sinirimi alamayarak parmağımla Lucy'i işaret etmiştim.
Ona "Bu ne şimdi? Ha? Bu ne?! Senin Yukino'dan ne farkın kaldı şimdi?! Buyur en yakın arkadaşım, buyur bu da sevdiğim kız. Fark nerde?!" itamında bulunmamla suratıma bir tokat yemem bir oldu.
"Düzgün konuş! Asıl senin Sting'den ne farkın var?! Bakınız en yakın arkadaşım ve bakınız bu da sevdiğim adam!"
"Beni o herifle bir tutup durma, gidip kafasını deve kuşu gibi toprağa gömücem o olacak!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyene Aşık Olma Sorunsalı (TAMAMLANDI)
FanfictionLucy, göze çarpmayan, hatta silik denilebilecek bir öğrenciyken, kendisinin tam tersi olan okulun en sevilen basketbolcusunu kızdırdığında olacakları hayal dahi edemezdi. Natsu girdiği iddia yüzünden Bayan Görünmez ile bir ay boyunca sevgili olmak z...