NATSU
Arkadan gelen ses kime aitti bilmiyordum ama bildiğim tek şey, Lucy'i ağlatan kişinin o olduğuydu. Nasıl cürret ederdi? Benim olanı ağlatmaya nasıl cürret ederdi?! Lucy'nin benden uzaklaşmaya çalışan gergin yüzüne baktıktan sonra onun yanından direk içeriye geçerken arkamdan "Natsu! Dur!" diye bağırmasını görmezden gelmiştim.
Umrumda değildi, onu ağlatan şerefsiz kimse benden güzel bir yumruk yiyecekti. Salona geçtiğimde orda yarı çıplak bir halde dikilen çocuğun sert bakışlarla bana baktığını gördüm, ona yumruk atmak istedim ama karnımda bir ağrı hissettim.
Karnım o kadar ağrımıştı ki hiçbir şey diyemedim. Lucy ve yarı çıplak bir çocuk aynı evdeydi ve üstelik kavga ediyorlardı. Benden sakladığı sevgilisi falan olamazdı, öyle değil mi? Olabilir miydi? Olamaz, olmamalı...
Neler düşünüyorum ben, kimin umrunda? İddiayı kazandığım sürece önemli değil. Önemli olmaması gerekiyor, peki neden ihanete uğramış gibi hissediyorum, o zaman?
Kafamdaki düşüncelere hakim olamıyordum ve sinirden patlamak üzereydim. Beni patlatan şey aynı çocuğun bana "Sen kimsin?!" diye bağırması olmuştu.
Kendimi tutamayarak ona yumruk atmadan hemen önce "Ağlattığın dünyalar güzeli kızın sevgilisiyim, seni şerefsiz!" diye bağırdım.
Lucy, beni tutup sakinleştirmeye çalışırken, yumruğumla kafasını yana eğen iri çocuk ağzının kenarındaki kanı silerken sinirli bir ses tonuyla "Ah, öyle mi? Bende sevgilisi olduğun kızın, yumrukladığın abisiyim, gerçekten memnun oldum." dediğinde içime nedensizce bir rahatlama gelmişti.
Neydi bu rahatlama hissi, o kadar güzel hissettiriyordu ki, tarif bile edemezdim. Şaşkınlığım geçince, kocaman gülümseyerek "Ah, öyle mi? O halde kusuruma bakmayın, aile arasına girmek istememiştim." dediğimde Lucy'nin dengesizliğimi sorgulayan bakışlarıyla karşılaşmıştım.
Bu resmen 'Hı, abisi misin? Tamam, o zaman, problem yok.' dönüşüydü, güzel bir histi tabii Lucy'nin ağladığını hatırlamasaydım.
"Bu serseri de kim? Bana bir sevgilin olduğundan bahsetmemiştin."
Lucy cevap vermek için abisine doğru ilerleyecekti ama kolumu önüne uzatıp onun yanına gitmesini engelledikten sonra abisine az önceki gülümsememin aksine sinirli bir suratla "Onu ağlatan sen miydin?" diye sordum.
"Eğer öyleysem, ne olacak?"
"Suratına az önceki yumruktan çok daha fazlasını yiyeceksin."
Ben ona saldırmaya hazırlanırken, o kocaman bir kahkaha attı ve "Bu çocuğu tuttum, Lucy. Sana bir şey olmasına asla izin vermez." dedikten sonra elini uzatıp "Laxus. Laxus Dreyar ve hayır, onu ağlatan kişi ben değilim, yani en azından ağlama sebebi ben değilim." demesinden sonra açıklamadan tatmin olmuş bir halde elini sıktım.
"Natsu Dragneel."
"Her ne kadar hoş bir karşılaşma olmasa da memnun oldum.
"Bende. Bir dakika. Dreyar mı?"
"Ah, evet. Üvey abisiyim."
Bir dakika, şimdi tekrar o gerilme hissi yükseliyor işte. Yarı çıplak bir halde, Lucy'le aynı evde kalıyor ve abi- yani zararsız- katagorisinde, bu bile benim için sinir bozucu bir şey. Sonuçta kan bağı yok ve erkekler her zaman birer pislik olma konusunda zirvedir, kendimden biliyorum.
Düşüncelerim, sessizleştiğimi fark eden Laxus tarafından bölünmüştü, nasıl hissettiğimi anlamış olmalı ki "Çok uzun zamandır abi, kardeş olayındayız, o yüzden artık öz ailemmiş gibi hissettiriyor. Ayrıca, aklına düşen kurtarı çek çünkü aynı zamanda nişanlım da var." açıklamasını yaparak tüm kuşkularımı ortadan kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyene Aşık Olma Sorunsalı (TAMAMLANDI)
FanficLucy, göze çarpmayan, hatta silik denilebilecek bir öğrenciyken, kendisinin tam tersi olan okulun en sevilen basketbolcusunu kızdırdığında olacakları hayal dahi edemezdi. Natsu girdiği iddia yüzünden Bayan Görünmez ile bir ay boyunca sevgili olmak z...