NATSU
Uzun zamandır görüşmediğim bir kaç arkadaşımla basket antrenmanı yapmak için buluşmak harika bir fikirdi çünkü gün içinde Lucy'i aklımdan uzaklaştırmaya yetecek tek şey bu olmuştu. Gerçi yanımda getirdiğim Gray sağolsun, sürekli hatırlatıp duruyordu ama görmezden gelmek diye bir şey vardı ki zaten o kızın umrumda olmadığından emindim, yine de bu onu merak ettiğim gerçeğini de değiştirmiyordu.
Buraya başka bir okuldan geldiğini bile kantindeki sohbette Juvia'dan öğrenmiştim. Dediklerinden yola çıkarak, orda çok daha farklı biri olduğunu düşünüyor olmam içimdeki merakı körüklüyordu sadece.
"Hey, Natsu? Yeni bir kız arkadaşın olduğunu duyduk, sahalardan çekiliyor musun?" diye soran Cobra'ya döndüm.
"Saçmalama, Cobra. Bu sadece bir idda, istersen Gray'e sor."
Gray beni "Yeni çıkan oyunlar için değer, diye düşündük." cümleleriyle onaylayınca Cobra daha çok güldü.
"Kız kim peki?"
"Şey, Lucy Heartfilia, adında bir kitap kurdu. Senin tanıyacağın türden bir kız değil."
Nedense konuyu Lucy'den uzaklaştırmak istemiştim çünkü Cobra pisliğin tekiydi. Tamam bende pisliktim ama benden daha beterleri de var sonuçta.
Cobra "Ciddi olamazsın, o hatunu nasıl tavlamayı başardın?" dediğinde daha da şaşırmıştım.
Ne yani onu tanıyor muydu?
"Ne demek istiyorsun, onu tanıyor musun?"
Suratındaki kocaman gülümsemeye bir tane yumruk çakmak istedim ama sonra bunu neden yapacağıma dair hiçbir fikrim olmadığında karar kılıp vazgeçtim.
"Eskiden bizim okuldaydı, onu tanımayan basketbol oyuncusunu biraz zor bulursun. Kendisi her zaman en çekici kızlar listemizin, bir numarasında yer alırdı."
"Lucy mi?!" diye sorma gereği duymuştum çünkü benim tanıdığım kız daha çok kimsenin adını hatırlamayacağı türden biriydi. Eğer Lucy, önceden farklı biri olduğunu bizzat kendi söylememiş olsaydı, bu adama inanmazdım.
Gururla, "Bilmeden bile olsa skor yapıyorum, gördüğün üzere. " diyerek potaya üçlük attım.
"Gerçekten de öyle, Dragneel. Her zaman şanslı bir pisliksin."
Hazır Lucy hakkında bir şeyler bilen birini bulmuşken, bu işin peşini bırakmak istemedim ve bir yandan top sektirirken, bir yandan da "Ee, peki neden okul değiştirdi, biliyor musun?" diye sordum.
Cevap vereceğini düşünüyordum ama bir sessizlik oldu ve ben topu elime alıp Cobra'ya baktığımda suratının bembeyaz olduğunu gördüm. Yutkunuyordu ve bir bahane bulmaya çalışır gibi kafasını kaşıyordu. Yanındakilerin de ondan bir farkı yoktu ve bu çok garipti.
"Küçük dilinizi mi yuttunuz? Nedir olay?"
Gray lafı resmen ağzımdan almıştı ama yine istediğimiz tarzda net bir cevap alamamıştık. Cobra gülüp, işi şakaya vurmaya başlamıştı.
"Kim bilir? Bazı kaltakları bilirsin, bazen küçük şeylere dayanamazlar." dedikten sonra kolunu omzuma atmıştı ve bu söylediği o sözden sonra yaptığı en yanlış harketti.
Kolunu tutup çevirdim ve bir tavuk kanadı misali arkasına doğru kırdım. Bu haretimle birlikte yaverlerinin bana "Dragneel!" diye bağırıp müdahale etmeye çalışması bir olmuştu ama Gray parmaklarını çatırdattarak önlerine geçtiğinde sessizce konuşmamı beklediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyene Aşık Olma Sorunsalı (TAMAMLANDI)
FanfictionLucy, göze çarpmayan, hatta silik denilebilecek bir öğrenciyken, kendisinin tam tersi olan okulun en sevilen basketbolcusunu kızdırdığında olacakları hayal dahi edemezdi. Natsu girdiği iddia yüzünden Bayan Görünmez ile bir ay boyunca sevgili olmak z...