LUCY
Evden çıktığımda beni kapının önünde bekleyen bir adet Natsu'yla karşılaşmıştım ve bu tam anlamıyla şok edici bir durumdu.
"Evimi nerden buldun, sen?!"
"Aa... Merhaba? Günaydın? Bende seni özledim? Hoşgeldin, sevgilim?" şeklinde ona söylememi bekledği seçenekleri sıralamıştı ama benden aldığı cevap "Hangi cehennemden çıktın sen?!" den başka bir şey olmamıştı.
Düşünceli bir hali varmış gibi durduktan sonra yine "Peki, bu da bir seçenek tabii ama beni zebani yerine koyman hiç hoş olmadı bil isterim." diye dalga geçince, ağzımı bağırmak için açtım ama o "Tamam, tamam. Juvia'yı sorguya çektim, sevgilimin evini neden bilmediğimi açıklamak çok zor oldu ama değdi." diyip gülümsedi.
"Peki ama, burda ne yapıyorsun?"
"Ne yani? Kız arkadaşımla birlikte okula bile yürüyemeyeceksem, onunla çıkmanın ne anlamı var, öyle değil mi?"
Ne diyordu bu gerizekalı?
"Şantajla elde ettiğin sahte kız arkadaşından bahsediyorsun, sanırım."
Derin bir iç çektim ve "Bu tarz şeyleri yapmana gerek yok, Dragneel. Anlaşmaya sadık kalacağım." açıklamasında bulundum.
Bir süre sessiz kaldıktan sonra gözlerini birden bana dikip "Peki ya ben içimden geldiği için yapıyorsam?" dediğinde bu bana ikinci bir şok etkisi yaşatmıştı.
Elimi Natsu'nun alnına götürdüm ve "Çok garip, ateşin falan da yok." dedikten sonra yalandan bir telaşa bürünüp "Olamaz! Yoksa beynindeki nöronlar teker teker intihar etmeye mi başladı?" diye dalga geçtikten sonra sesimi ciddileştirip, "Aksi taktirde bana karşı bu kadar kibar olmanın başka bir açıklaması olamaz çünkü!" diyerek ona çıkıştım.
"Saçmalama! Ben sana karşı her zaman kibardım." demesinin üzerine, gözlerimi açıp kaşlarım üstünden Natsu'ya bakmaya başladım.
"Tamam, tamam. Bazı küçük hatalar yapmış olabilirim ama bu benim her zaman öyle olacağım anlamına gelmez. Sonuçta insan hatalarından ders alabilir, öyle değil mi?" derken şirinlik yapmaya çalışmıştı.
Bu tavrına gülümsedim ve "Senin dışında herkesin bir ders alacağından eminim, Dragneel." dedikten sonra önden yürümeye başladım.
Tekrar bana yetişip kocaman gülümsedi ve kolunu uzatıp "Gir hadi." dedi.
Bıkkın bir ifadeyle "Gerçekten romantik çocuğu oynamak istiyorsun, öyle mi? dedikten sonra bakışları değişmeyince "Tamam, istediğin gibi olsun o zaman." diyerek pes ettim ve okula Natsu'yla kol kola yürüdük.
Herkes bize bakıyor ve bana hakaretler yağdırıyordu çok şükür ki artık insanları o kadar önemsemiyordum, yoksa gerçekten Natsu'nun dediği gibi bu sözlerin hepsini kafama takıp delirebilirdim.
Biz birlikte yürürken az ileride Juvia ve Gray'i gördüm. Neşeyle Juvia'ya el salladım ve yanıma geldiğinde sohbete dalarak, her zaman olduğu gibi kantine önden gitmeye başladık ama arkama baktığımda Natsu ve Gray'in birbirlerine temkinli yaklaştığını fark etmiştim. Kavga falan mı etmişlerdi yoksa? Natsu bu durumdan oldukça hoşnutsuz görünüyordu. Onnun mutsuz olması garip bir şekilde bana yanlış gelmişiti.
NATSU
"Hadi ama Gray. Bir hata yaptım, sırf bu yüzden benden sonsuza kadar kaçacak mısın yani?"
"Seni defalarca uyardım, Natsu. Beni bir kere bile dinleme gereği duymadın."
"O an kendimi kaptırmıştım, ah hadi ama! Daha önce yapmadığımız bir şeymiş gibi davranma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyene Aşık Olma Sorunsalı (TAMAMLANDI)
FanficLucy, göze çarpmayan, hatta silik denilebilecek bir öğrenciyken, kendisinin tam tersi olan okulun en sevilen basketbolcusunu kızdırdığında olacakları hayal dahi edemezdi. Natsu girdiği iddia yüzünden Bayan Görünmez ile bir ay boyunca sevgili olmak z...