NATSU
Dudaklarını sanki ilk defa öpüyormuş gibi hissetmiştim, sıcaktı ve bu sefer titriyordu. Bir iki yumuşak öpücüğümden sonra titremesi geçmişti ama tam olarak karşılık da veriyor sayılmazdı, sanırım şaşkınlıktan bir şey diyememişti.
İsteyip istemediğini anlamak için onunla göz göze gelmeye çalıştım; o kocaman gözleriyle ve kızarmış yanaklarıyla bana baktığını gördüğümdeyse elimde olmadan bende kızarmıştım. Ben?! Kızarmış mıydım?! Kıyamet alametlerinden biri bu olsa gerek.
Beni ittirmiyordu yada durmamı söyleyecek bir şey yapmıyordu, bende tekrar dudaklarına eğildim. Bu sefer izin vermişti ve onunda beni öpmesiyle iyi bir uyum yakalamıştık. Melodiyi yakalamak ister gibi ikimizde üstün çıkmaya çalışıyorduk ama tabii ki onu bastıran kişi bendim.
Dudaklarına olan açlığımdan fırsat bulunca, çenesine ve ordan sabahtan beri göz diktiğim boynuna yöneldim. Gerçekten çok güzel kokuyordu ve çok öpülesi duruyordu.
Onu incitmemek için çok yavaş hareket ediyordum. Sonuçta Cobra'ya sadece Sting'e fotoğraf atacağıma söz vermiştim, ön sevişmeyi uzatmam bir şeyi değiştirmezdi.
Boynunda o an belirlediğim yerleri dudaklarımın adasına alıp öpüyor ve emiyordum. Sanırım farkında olmadan biraz da ısırdığımda, Lucy'nin ağzından küçük bir çığlık çıkmıştı.
Sesi! Tanrım, sesi o kadar etkileyici bir tondaydı ki resmen daha fazlasını yapmak için teşvik olmama neden oluyordu.
Elimi tişörtünün altından soktum ve pürüzsüz beline dokunmaya başladım. Eliyle sırtımı tutuyordu, soğuk ve yumuşak ellerinin sırtımda gezinmesi beni daha fazla heyecanlandırırken, o biraz tedirgin olmuş gibiydi.
Tekrar dudaklarına yönelip öpüşme arasında ona "Sorun yok." diye fısıldadıktan sonra tişörtünü çıkarmak için yeltendiğimde o da kollarını kaldırarak bana yardım etmişti.
Kendimi vay canına, demekten alıkoyamamıştım. Gerçekten vay canına. Bu kız, bu kadar güzel özelliği kendinde toplamayı nasıl başarmıştı? Zekiydi, çekiciydi ve yetenekliydi. Onu hak etmemi sağlayacak ne tür bir sevap işlemiştim acaba?
Tişörtünü çıkardıktan sonra eteği gözüme batmaya başlayıp, bana gereksiz gelmişti. Bende, bacağının, dizinin üstünden yukarıda kalan kısımlarını öperek yavaşça yukarı çıkmaya başlamıştım, minicik eteğinin olduğu kısma gelince, onu çıkarır çıkarmaz tekrar dudaklarına yönelmiştim.
O ellerini boynuma sarınca bende kendimi iyice ona bastırdım, nefeslerimiz birbirine karışmıştı ve bu gerçekten çok iyi hissettiriyordu.
Yavaşça kalkıp, onu kucağıma oturmak için elimi sırtına attığımda pürüzlü bir kaç yere dokundum. Böyle kabuk bağlamış yara gibi bir şeydi ve Lucy'nin suratında acı bir ifade gördüğümde haklı olduğuma karar verdim.
Ona soru soran gözlerle baktığımda gözlerini kaçırmıştı.
"İzin ver, bakayım."
"Önemli bir şey değil."
"İzin ver bakayım."
Sesim çok ciddi çıkınca yavaşça bana sırtını dönmüştü. Daha iyi görebilmek için parmaklarımla yumuşacık saçlarını yavaşça yana kaydırmıştım ve haklıydım. Sırtında küçük küçük, ya da bazı yerlerde daha çok olan kesik izleri vardı.
Kim? Kim yapmıştı? Ona zarar vermeye kim yeltenebilirdi? İçimden yükselen öfkenin kontrolü benim için zor olacak gibiydi.
Kollarından tuttum ve "Kim?" diye sordum. Aklıma ilk gelen seçenek Sting'in partide yaptığı şakanın gerçek olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyene Aşık Olma Sorunsalı (TAMAMLANDI)
Hayran KurguLucy, göze çarpmayan, hatta silik denilebilecek bir öğrenciyken, kendisinin tam tersi olan okulun en sevilen basketbolcusunu kızdırdığında olacakları hayal dahi edemezdi. Natsu girdiği iddia yüzünden Bayan Görünmez ile bir ay boyunca sevgili olmak z...