GÜNEY
Cemre'nin kulağına doğru bağırdım, sesten birbirimizi duyamaz hale gelmiştik...Güney : burdan çıkalım mı? Çok gürültülü... kafam ağrıdı...
Cemre : olur... nereye gidelim?
Güney : sessiz sakin bir yere...
Cemre : çok iyi olur...
Taksiciye evinin adresini verdi, Cemre'yi belinden tutup eve doğru sürüklemiştim...
Güney : çok güzelsin be...
Cemre : sarhoşsun ondan böyle söylüyorsun...
Güney : muhtemelen öyle... ama umrumda mı hayır...
Cemre : benim de değil.. (kahkaha atarak)
Beyaz bir elbise giymişti... böyle kadınların beyaz elbise giymesini aşırı komik buluyordum.. beyaz saflığın, masumluğun rengiydi, böyle kadınlar beyaz giyince gülesim geliyordu.. İronik bir durumdu bu... Sanki ilk seferleriymiş gibi...
Cemre : burda mı?
Güney : nerde isterdin?
Cemre : bilmem (yeniden kahkaha atarak)
İnkar edemem güzel kızdı... Üniversiteden beri onu istiyordum ama o zamanlar ağır kızı oynuyordu... şimdi ise çok kolay olmuştu... fazla kolay...
Odasına doğru ilerlemiştik. O beni öperken ben de elbisesinin askısını indiriyordum...
Sabah kafam çatlıyordu yanımdaki yüzükoyun yatan kıza baktım... yine mi? ah... neyse ki korunmayı unutmamıştım... ucuz yırttın Güney Ertürk...
SERKAN
Kader ile sabaha kadar barda kalmıştık... sonra işe gidicem diye ayrılmıştı yanımdan, ben de eve gidecektim...Eve gidip duş aldım ve ofise doğru yola çıktım.. yolda Güney ile konuşuyordum...
Güney : oğlum gelip beni alsana
Serkan : nerdesin k abi sen?
Güney : ne biliyim oğlum, Cemre'nin evindeydim... konum atıyorum, bekliyorum...
Serkan : tamam tamam...
Telefondan bana attığı konuma baktım, çok uzak değildi. Ben telefondan konuma bakarken öndeki arabaya çarpmıştım.
Serkan : hay ben senin...
Çarptığım arabayı kullanan adam sinirle bana doğru geliyordu. Bir bu eksikti...
Adam: önüne baksana kardeşim! Daha yeni aldım ben bu arabayı. Bismillah geldi çarptı zengin zibidinin teki...
Serkan : tamam abi, bak bu numaram... arabayı yolun ortasından çekelim de trafiği tıkamayalım dimi?
Arabaları kenara çektikten sonra adam yanıma geldi...
Adam : şuna bak ya şuna bak! Tonla masraf çıktı şimdi...
Serkan : abi bak benim acelem var, şu kartı al, ben masraflarını karşılıcam
Adam : hayır olmaz, ben polisi arıyorum şimdi
Serkan : acelem var diyorum 1 saat polis mi beklicem ben?
Adam : dava edicem seni!
Sinirlerim bozulmuştu güldüm...
Adam : ne gülüyosun be?
Adama kartımı uzattım tekrar... avukat yazısını görünce tekrar baktı..
Adam : kusura bakma ama o nasıl araba kullanmak avukat bey?
Serkan : kusura bakma, dikkat edemedim.. bak bu numaram, ofisimin adresi de var, tüm masraflarını ben karşılıcam, faturayı bana gönder. Ama şimdi gitmeme izin ver çünlü acelem var...
Adam : iyi tamam...
Arabaya binip gazladım. Güney sinirli bir halde beni bekliyordu..
Güney : nerdesin Serkan? Ağaç oldum ağaç!
Serkan : sorma abi, senin yüzünden kaza yaptım. Adam tutturdu polis çağırıcam diye... zor ikna ettim...
Güney : kendi avukatın olurdun artık kardeşim (gülerek)
Serkan : ha ha ha çok komik...
Güney : hadi oğlum tamam tamam... hadi beni hastaneye bırak,bir saat sonraya sezaryen var...
CEMRE
uyandığımda yatağımdaydım... ama nasıl gelmiştim buraya... Güney... Güneyle gelmiştik ve biz birlikte olmuştuk... gülümseyerek yatakta duran nota baktım..."Prenses sen uyu, benim işim var... kendine iyi bak... Güney"
ee, doktor olmak kolay değildi... insanın erkenden gitmesi de gerekebilirdi...
sabah sabah Kader aramıştı...
Kader : ee naaptın dün?
Cemre : sana da günaydın Kadercim..
Kader : günaydın Cemre... ee anlatsana hadi kızım.. meraktan çatlıcam... bir daha yanımıza da gelmedin...
Cemre : biz birlikteyiz!
Kader : ne?! Oha! İnanmıyorum!
Cemre : öyle işte...
Kader : ee nooldu? Her ayrıntıyı anlat bana
Cemre : şey benim işe gitmem gerek, hadi görüşürüz...
Telaşla telefonu kapattım ve gülümseyerek hazırlandım...