7.Bölüm

372 38 17
                                    

EYLÜL
1 hafta olmuştu İstanbul'a geleli. Birkaç gün önce Kader bana tanıdığı bir göz doktorundan randevu aldığını söylemişti. Onu kırmamak için gidecektim ama sonuç belliydi...

Kader : Cemre'cim bak bu sana bahsettiğim kuzenim Eylül...

Cemre : merhaba Eylül.. Kader bana durumu anlattı, böyle bir hata kabul edilemez, bunu baştan söyleyeyim. Bunu yapan kişi hala mesleğine devam ediyor mu?

Eylül : evet.. memlekette..

Cemre : yazıklar olsun... onu mutlaka dava et. Bu yaptığı yanına kalmasın. Bu kadar büyük bir hata olamaz çünkü. Çünkü iki gözünü birden bu hale getirebilmesi onun gerçekten tecrübesiz olduğunu gösteriyor...

Kader : şimdilik dava etmeyi düşünmüyor ama düşüneceksin dimi Eylül?

Eylül : düşünücem evet...

Cemre : şimdi seni muayene edicem. Birkaç test yapıcam ve buna göre değerlendiricem. Bu geçici birşey de olabilir, ameliyatla düzelebilecek bir durum da olabilir. En kötü ihtimalle seni karanlıktan biraz da olsa kurtarıp çok hafif bir görme yetisi kazandırabilirim. Tabii bu en kötü senaryo...

Eylül : bunları biliyorum Cemre hanım. Babamın götürdüğü tüm doktorlar bunu söyledi, göremicem ama birazcık görebilmem için bir şans var ve bu da bilmem kaç bin lira ücretli... benim ne bu masrafı ödeyebilecek bir imkanım var, ne de kendimi bir doktora daha emanet edebilecek cesaretim...

Kader : ne kaybedersin ki Eylül? Zaten şimdi de göremiyorsun...

Cemre öksürmüştü...

Cemre : olumsuz bir senaryo çizmeyelim. Gel, şimdi testleri yapalım. Bunları sonra konuşuruz...

Saatler süren testler bitmişti, sonuçları haftaya çıkacaktı, yani bir süre daha burdaydım...

GÜNEY
Cemre'yi atlatmayı başarmıştım. Asistanıma telefonu açıp duşta olduğumu söylemesini söylemiştim. Kız buna öyle alışştı ki artık tecrübeliydi... ve Cemre beni bir daha asla aramamıştı...

Serkanla birlikte evde oturuyorduk. Ben dışarı çıkmak için hazırlanırken o resim çiziyordu...

Güney : hadi hazırlan dışarı çıkalım

Serkan : bugün sen tek çık, yarın sabah erkenden önemli bir davam var..

Güney : iyi tamam..

Çıkacakken hastaneden arandığımı gördüm.. acil bir doğum vardı... Serkan gülmeye başladı...

Güney : gülme Serkan

Serkan : elimde değil.. tüh kaçırdın eğlenceyi..

Güney : seni de doğuma sokayım istersen, asıl eğlence orda, sen de görmüş olursun...

Serkan : yok kalsın abi

Güney : yarın birgün karınla birlikte o ameliyathaneye girdiğinde bugünü hatırlatırım sana kardeşim

Serkan : ben? Evlendim üstüne çocuğum oldu öyle mi? Bi de doğuma girdim yani...

Güney : gülme Serkan... o gün geldiğinde sana bunu hatırlatıcam...

Serkan : sakın unutma... ama hatırlatacağın gün asla gelmeyecek...

Gülüp çıktım...

Doğum mucizevi birşeydi... Planlanandan önce de olanlar vardı, sonra olanlar da. bu da genelde olduğu gibi önceden gelen bir bebekti... bu hamileliği başından beri takip ediyordu, zorlu bir hamilelikti. Aileye bebeğin down sendromlu olacağını defalarca söyleyip onları uyarmama beni dinlemeyip bebeği doğurmayı göze almışlardı. Çok rastladığım birşey değildi, genelde aldırıyorlardı...

Heyecandan yerinde duramayan baba da doğuma girmişti, bebeğin doğduğu an neredeyse bayılacaktı. Testlerin ve gözlemlerimin sonucu değişmemişti, bebek maalesef ki down sendromluydu ama bu aile baştan göze almıştı bunu...

Yorucu bir doğumdan sonra odama çıkıp dinlendim...

EYLÜL
Kaderle oturuyorken telefonum çaldı.

Eylül : Kader kim yazıyo? Söyleyebilir misin?

Kader : Selin

Kim olacaktı ki? O beni terketmişti.. tabii ki aramayacaktı... Telefonu açtım...

Selin : Eylül, kaç gündür aramıyorsun canım, merak ettim. Nasılsın?

Eylül : İstanbuldayım, kuzenimde. Sen nasılsın?

Selin : şey ben iyiyim...

Eylül : ne söyleyeceksin, söyle hadi...

Selin : şey o... yani Baran... şey o

Eylül: Baran mı? Nooldu Baran'a?

Selin : onu gördüm bugün

Eylül: ee ne dedi?

Selin : aslında birşey demesine gerek kalmadı... çünkü o biriyle birlikteydi... geç olmadan, başka birinden duymadan, benden öğren istedim... kimsenin seni kandırmasına izin verme...

Kalp GözüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin