SERKAN
Eve uğrayıp tablomu aldım. Eylül tablomun nasıl olduğunu merak etmişti ben de bitirmiştim, şimdi ise ona göstericektim... bu yüzden evine gittim, ama yüzü asıktı...Serkan : Eylül.. iyi misin sen?
Eylül : babam gitti...
Serkan : nereye?
Eylül : memlekete, işinin başına dönmesi gerekiyormuş...
Serkan : e bu normal... geçen sefer de gitmişti zaten
Eylül : evet ama o geçici bir durumdu, gelicekti. Artık gelmeyecek çünkü iyileştim, dava sürecim olmayacak... herşey bitti çünkü
Serkan : evet... sen babanın gitmesine mi üzüldün?
Eylül : bana ne yapacağımı sordu. Gelip gelmeyeceğimi...
Gidecek olma düşüncesi beni korkutmaya başlamıştı...
Eylül : bilmiyorum... benim evim orda Serkan.. evim, ailem, arkadaşlarım
Serkan : evet...
Eylül : orda iş bulmam da daha kolay
Serkan : evet.. çok fazla veteriner yoktur orda.
Eylül : evet yok
Birşey diyemedim. Ama giderse naapardım onu da bilmiyordum..
Eylül : elindeki ne?
Serkan : şey.. bir gün evime geldiğinde tuvalimi farketmiştin, ne olduğunu sormuştun...
Eylül : portre yapıyordun galiba...
Serkan : evet... bir portreydi... o zamanlar yarımdı ama bitirdim. Hem şimdi sen de görebilirsin
Eylül : gerçekten mi?
Serkan : evet...
Tuvalin örtüsünü açtım ve resme bakakaldı...
Eylül : ama bu..
Serkan : evet... sensin...
Eylül : inanamıyorum... ben.. ne diyeceğimi bilemiyorum...
Serkan : birşey deme... bu sana hediyem olsun.. sende dursun...
Eylül : bu çok büyük ve çok anlamlı bir hediye... gerçekten...
Serkan : benden sana beni hatırlatacak birşey olsun... eğer gidersen
yüzü düştü..
Serkan : seni üzmek için söylemedim.. sadece.. bunu düşünüyorsun...
Eylül : evet.. düşünüyorum.
GÜNEY
Normal doğumların bu kadar uzun sürmesinden nefret ediyordum. Özellikle böyle bir zamanda. Mavişim beni evde bekliyorken, ben burda doğum yaptırıyordum. Ah be bebek, 1 gün bekleyemedin mi? İlla ki bugün mü geleceğin tuttu?
Doğum bittiğinde yorgun argın odama geçtiğimde Cemre'yi orda gördüm... nasıl?
Cemre : uzun sürdü galiba
Güney : hem de nasıl. Sen naapıyosun burda?
Cemre : evde duramadım, sıkıldım, sana geldim. Nasıldı?
Güney : yorucu
Cemre : kahve ister misin?
Güney : sen mi yapacaksın?
Cemre : evde olsaydık evet, ama şimdi kahve makinesini kullanıcam
Güney : boşver o zaman...
Cemre yanıma gelip sandalyemin ucuna oturmuştu, ben de onu belinden tutup kucağıma çektim...
Cemre : naapıyosun?! Hastanedeyiz. Ya biri gelirse?
Güney : gecenin 2sinde odama kim girebilir?
Cemre : orası da öyle ama sonuçta burası bir hastane
Güney : çok haklısın...
Ayağa kalktım ve elini tuttum. Serkanın tavsiyesine uyacaktım...
Güney : seni bir yere götürcem...
Cemre de birşey demeden beni takip etti. Onu yeni doğan bebeklerin odasına götürdüm. Camdan bebeklere bakıyorduk. Az önce doğurttuğum bebek de ordaydı. Elimle gösterdim...
Güney : bak bu... az önce doğan bebek buydu
Cemre : adı ne?
Güney : bilmiyorum, sanırım daha karar vermediler
Cemre : çok güzel bir kız...
Güney : evet öyle... onu çok seven bir ailesi var, annesiyle babası ameliyathanede önce ben kucağıma alıcam kavgası yapıyordu
Cemre de benimle gülümsedi...
Güney : ama hepsi onun kadar şanslı olmuyor... kız doğdu diye terkedilenler, istemeyenler var... o kadar korkunç ki...
Cemre : hala öyle insanlar var mı?
Güney : maalesef ki var... çok kötü değil mi? Kadınları suçluyorlar üstelik. Oysa ki çoğu bu cinsiyet olayının erkeklerden kaynaklandığını bilmiyor bile. İlla birini suçlayacaksa kendini suçlamalılar ki bu suçlancak birşey değil... ama sonuçta annelerin cinsiyette hiçbir etkileri yok.
Cemre : sen ne isterdin?
Güney : baba olmak benim için çok uzak bir kavram maviş.. yani henüz değil en azından.
Cemre : anladım...
Güney : ama günün birinde... eğer baba olursam.. sağlıklı olması benim için yeter sanırım. ya da olmaları... kaç tane olacağını bilemem çünkü...
Cemre : yıllar sonra..
Güney : yıllar sonra...
Eveet, ben geldim. Çok hastayım, serumlarla ayaktayım. Bu yüzden iki gündür yorumlara çok bakamıyorum. Ben yazamıyorum, depo tükenmek üzere, dolayısıyla biraz cimri olacağım. Size iyi okumalar, ben de dinleneyim. Seviliyorsunuz 💜