EYLÜL
Bunu biliyordum, yani böyle bir ihtimalin olduğunu. Ama ne mahkeme sayesinde kazandığım para yeterdi bu operasyona ne de babamla benim maaşlarımız. Mecburen rafa kaldırdığım birşeydi bu...
Eylül: biliyorum... doktorum söylemişti, ama çok pahalı bir operasyon bu.
Serkan : evet, ama biraz paran var zaten, davadan kazandığın para yüklü bir miktar... biraz da eklediğimizde...
Eylül : o paranın bir kısmı sana gidicek, hala ödeyemedim ücretimi biliyorsun... geri kalanı da çok para...
Serkan : ben istemiyorum... yani sen iyi ol yeter ki, o paranın tamamını tedavin için kullan...
Eylül: olmaz... olmaz yapamam. Ayrıca diyelim benden para almadın ve ben ameliyatı olmak istedim, yine de eksik kalıyor. Bunu iki dublaj işiyle, babamdan gelen birazcık parayla yapamam...
Serkan : ben veririm olmaz mı? Tamamlarım geri kalanını
Eylül : hayır... bana diyorsun ki hem benim ücretimi ödeme hem sana para veriyim... olmaz
Serkan : sen yeniden görmek istemiyor musun? Beni görmek istemez misin?
Eylül: en görmek istediğim yüz, senin yüzün Serkan...
Ellerimi ona doğru uzattım, o da tutup yüzüne götürdü...
Serkan : o zaman kabul etmelisin...
Eylül: yapamam...
Serkan : lütfen... bir şansın varken bunu neden değerlendirmiyorsun?
Ellerimi yüzünden çektim...
Eylül : çünkü beni aşıyor anlıyor musun? Ben buyum, bu kadarım. İmkanlarım bu kadar. Ben de yettiği kadarını yapacağım tamam mı? Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum.
Ayağa kalkıp gidiyordum ki beni tuttu ve öptü... çok nazik ve sıcak bir öpücüktü, geçen gün Baran'ın öpücüğüyle uzaktan yakından alakası bile yoktu.... yumuşak ve uzun....
Eylül : beni anlamıyorsun dimi?
Serkan : neden sana yardım etmeme izin vermiyorsun?
Eylül : çünkü bana zaten yardım ediyorsun. Yanımda ol yeter...
Serkan : sana yardım etmek istiyorum.
Eylül : konuyu kapatabilir miyiz? Lütfen. Tartışmak istemiyorum...
Serkan : tamam... pekala istediğin gibi olsun. Ama en azından bi düşün tamam mı?
Kafamı salladım. Elimi tuttuğunda diğer elimle yanağına dokundum, ellerim dudaklarına gitmişti ve sonra ben onu öptüm...
Serkan: bu ne içindi?
Eylül: yanımda olduğun için... ve Şila için...
İkimiz de güldük...
SERKAN
Akşam eve geldiğimde Güney beni mutlu görünce şaşırmıştı...
Güney : nooldu? Neden sırıtıyorsun böyle? Yoksa yine mi yeni bir dava aldın?
Serkan : hayır abi, biz Eylülle çıkıyoruz
Güney : nasıl yani?
Serkan : baya baya...
Güney : hayır yani anlamadım, şimdi bu kız seni görmeden nasıl senle çıkmayı kabul etti ki?
Serkan : tanımak için göz gerekmez belki
Güney : oğlum bana da öğretsene, nasıl tavladın kızı? Cemre benim yüzüme bakmıyor...
Serkan : Bana diyorsun da sen de bu kızın peşinden koşuyorsun, aşık mı oldun?
Güney : oldum belki, nooldu yani?
Güldüm...
Güney : güleceğine bir tavsiye versene...
Serkan : bi dakika.. sen Cemre dedin dimi? Eylül'ün doktoru da Cemre... aynı Cemre'den mi bahsediyoruz?
Güney : büyük olasılıkla... tavsiye?
Serkan : ne biliyim abi... güvenini kazan, bir şekilde onu ikna et. Zaman alır ama olur..
Güney : o herifle evlencekmiş... bana inat yapıyo biliyorum... o da beni istiyo...
Serkan : bana çiçek böcek falan diyordun...
Güney : o işe yaramadı... inat ediyo, peşinde koşturuyo işte!
Serkan : birşey dicem ama kızma tamam mı?
Güney : kesin kızacağım birşey
Serkan : sen bunu inada bindirdin bence
Güney : ne? Nasıl yani?
Serkan : bak, kolay bir kadın değil, seni reddediyor, senin yüzüne bakmıyor, sana sürekli laf sokuyor, seni istemiyor... sen bence bu işi inada bindirdin, aslında ona hissettiğin şey bence aşk sevgi falan değil abi... sen sadece onu elde etmeye çalışıyorsun. Onu elde edeceksin, yerle bir olmuş egon yerine gelecek ve ondan kurtulacaksın... bu kadar..
Aşk Ateşi okurlarımı dün biraz dağıttım galiba. Hep 33 diyordum, bu bölüm tam zamanında yetişti galiba 🙊❤️eyserciyazar eysercilerrr BayanYazar___ ozlemzgi
