SERKAN
Karşı taraf suçun kendilerinde olmadığını, Eylül'ün kullandığı başka bir ilaçtan ya da kendi hatasından kaynaklı bir körlük yaşadığını iddia ettiler... hakim onları dinleyip kafa sallarken Eylül'ün bu anı görmediğine şükrettim...Aşırı derecede sinirlenmiştim. Bu dava böyle sonuçlanamazdı. Eylül'ün ilaç kullanmadığını ispatlayan belgeler vardı elimde...
Uzun bir duruşma sonunda şahitler de dinlenmiş ve bir karara bağlanmıştı. Eylül bu sırada umutsuzluğa kapılmış ağlıyordu...
Hakim : karar!
İstediğimiz olmuş, o doktor meslekten men edilmiş, hastane ve doktorun ödemesi gereken miktar da Eylül'ün hastane masraflarına yetiyordu..
Eylül kararı duyduktan sonra sevinçle bir anda bana sarılmıştı..
EYLÜL
Davayı kazanmış olmama tabii ki çok sevinmiştim ama gözlerimin eskisi gibi görmesini sağlamayacaktı ki bu dava. Herşey yine aynı şekilde devam edecekti. Sadece o doktorun bir daha kimseye böyle bir hata yapamacak olması içimi rahatlatmıştı...Serkan : bitti.. bak demiştim sana kazanırız diye
Eylül: bir an suçlu bulunucam diye çok korktum
Serkan: ama yersizmiş korkun, bak...
Eylül : evet, çok teşekkür ederim.
Elimi sıktı...
Kader : hadi güzelim gidelim, bunu kutlayım. Ahmet amcayı da arayalım hemen
Kader yürümeme yardım etmek için koluma girmişti. Bu sırada dava bitip Serkanla bir daha konuşamayacak olduğum için içten içe üzülmeye başlamıştım...
SERKAN
Dava bitiminde eve geldim, öyle oturup durmuştum. Güney yanıma gelip oturdu...Güney : şerefsiz adam! Karısı doğum yapar yapmaz terketti onu !
Serkan : yavaş gel oğlum, nooldu? Ne bu sinir? Kim o şerefsiz?
Güney : bir çift vardı, bebeğin cinsiyetini öğrenmek istemediler son ana kadar. Ama ben biliyordum kızdı. Bugün doğum oldu işte, adam bebeğin kız olduğunu öğrendiğinde kucağına bile almadan çekti gitti...
Serkan : yazık be!
Güney : yazık tabii, abi bi de görsen bebek dünyalar güzeli... pamuk gibi bir kız
Serkan : ne farkeder, kız ya da erkek.. bebekler güzeldir be kardeşim... tabi uzaktan
Güldüm...
Güney: eh bakmak zor tabi. Büyük sorumluluk... şu mesleğime saygım olmasa bebeğin babası falan umursamıcam, dalıcam adama ama işte... insanları öldürmek için değil yaşatmak için yemin verdim ben
Serkan : ah şu meslekler yok mu... elimizi kolumuzu bağlıyor böyle kalıyorsun işte... elden gelen birşey yok...
Güney de kafasını salladı...
Serkan : bi dakika... Eylül artık benim müvekkilim değil... bügün dava vardı ve bitti...
Güney : ha nooldu o dava?
Serkan : benden kaçar mı kazandım tabi... ama dur abi konu bu değil... artık müvekkilim olmadığına göre...
Ayaklandım odama çıkıp rahat birşeyler giyip parfümü boca ettim...
Ben kapının yanında saçımı düzeltirken Güney geldi yanıma...
Güney : noluyor oğlum, söylesene
Serkan : şimdi Eylül benim müvekkilim değil, dolayısıyla artık onunla dışarı çıkabilirim...
Güney : oğlum saçmalama lan... kör kızla takılmak nedir? Etrafta ne güzel kızlar varken sen o kızdan mı yararlanacaksın?
Serkan : ne yararlanması be abi? Çıkma teklif edebilirim...
Güney : yemeğe mi?
Serkan : yemeğe de çıkarız tabii ama benim dediğim sevgililik anlamında... öyle bir iki günlük bir ilişki değil de uzun bir ilişki işte...
Güney : oha! Serkan, abicim bu kulaklar neler duyuyo böyle? Aşık mı oldun lan sen?! O kıza...
Serkan : aşk mı bilmiyorum ama kesinlikle benim için farklı olduğu kesin...
CEMRE
Eve elimde çiçekle gelmiştim. Notu okuyup duruyordum. Evet Güney'e karşı bir takım hislerim vardı ama ona güvenemezdim. Söylediği hiçbirşeye inanmıyordum. Herşeyden önce beni ne ile suçlamıştı, bunları unutamazdım.Gökhanı da seviyordum ama işte Güney gibi değil. Yine de ona saygı duyuyordum...
Çiçeği çöpe attım. Gökhan'a ihanet edemezdim. Bir süre oturup televizyon izledim ama aklım çöpteki çiçekteydi. Gidip çiçeği aldım çöpten.
Bir sonraki bölümü ben çok sevdim, siz de seversiniz umarım ❤️😍🙈