GÜNEY
Serkan bana anlamsız gözlerle bakıp güldü...Serkan : abi sen ne kadar içtin?
Güney : kendimdeyim hala... ciddiyim oğlum.. eskileri özlemiyor musun? Bir kız gelir yanımıza.. alır evine gideriz... sabahlara kadar.. sonra hepsi aramak ister ama bir adres bulamaz.. ertesi gece başka bir kız... farklı insanlar.. farklı kızlar.. farklı eğlenceler... hiç birinden kazık yedin mi bunca zaman? Ben söyleyeyim, yemedin. Sen de yemedin, ben de yemedim... neden peki? Çünkü sen onun hiç birşeyisin.. tek gece.. yaşandı ve bitti... sana hesap soramaz çünkü hiç bir bağınız yok. bu kadar...
Serkan : abi...
Güney : ben ciddiyim kardeşim.. bak hepsi en başında masum zararsız.. bak şimdi Cemre'ye.. bir kadının atabileceği en kalleş, en iğrenç kazığını attı bana... Eylül de saf ve masum gibi görünebilir ama bir gün.. bir gün o da senin canını yakacak... hem de öyle bir yakacak ki bir daha sevgilin olmasına tövbe edeceksin...
Serkan : Güney.. Eylül öyle biri değil...
Güney : sen onun yeşil gözlerine kandın... ben de maviş gözlere kandım ama o maviş neler planlamış, arkamdan neler çevirmiş meğer...
Serkan : nooldu ki?
Güney : düşünsene oğlum... eski dertsiz günlerini özlemiyo musun kardeşim? Soru soran yok, kimle takıldığına karışan yok... Mükemmel hayat... ben Serkan'ı geri istiyorum... sen Serkan değilsin.. evin erkeği oldun resmen.. yakında gömlek üzeri iğrenç kazaklar ve hırkalar giymeye başlayıp göbeklenip çoluk çocuğa karışacaksın... korkunç...
Serkan : yok artık...
Güney : ciddiyim... çok değiştin... sen Serkan değilsin.. o kız seni değiştirdi... ama sana hayatının kazığını atıp seni bir kenara fırlatınca sen bu hayatına dönemiceksin Serkan... o kızın seni böyle ele geçirmesine izin verme... eski Serkan olarak kal...
Serkan'a tavsiye vermiştim.. o da bir gün bu acıyı çekmesin istiyordum...
Cemre bana bunu nasıl yapar hala aklım almıyordu... evet baba olmayı şu önümüzdeki bir kaç yıl boyunca asla hayal etmiyordum.. ama madem olmuştu, sahip çıkardım herhalde... en azından asla aldır demezdim Cemre'ye..
Serkan yanımdan gidince Cemre'nin hediyesi çarptı gözüme... ne almıştı acaba? Merak etmiştim yine de... elime aldım ve salladım. Açacaktım ki durdum vazgeçtim.. elime aldım ve dışarı çıktım...
ben artık bugün itibariyle 30 yaşında bekar ve özgür bir adamdım...
EYLÜL
Serkanla partiden sonra birlikte eve gelmiştik. Ben çok açtım, dolabı açıp gözüme güzel görünen herşeyi masaya çıkardım...Eylül : Serkan, sen de aç mısın?
Serkan : yok.. değilim...
Serkan biraz düşünceli duruyordu, yanına gidip öptüm...
Eylül : iyi misin?
Serkan : evet evet... sen ye, ben böyle oturur seni izlerim..
Hakkaten de dediğini yapmıştı.. karşıma oturmuş, ben yemek yerken beni izliyordu, gülümsedim... bu ben yemeğimi bitirene kadar devam etmişti. Ben masayı toplarken öyle birşey söyledi ki...
Serkan : Eylül ben ayrılmak istiyorum...
Eylül : ne?!
Serkan : ayrılmak istiyorum...
Eylül : neden?
Serkan : bilmiyorum... ya baksana.. bu ben değilim.. bu kim? Ben değilim... baksana böyle giderse biz evlenip çocuk da yaparız... yok... yok ben yapamıcam.. ayrılalım...
Birşey diyemedim de, öylece çöktüm sandalyeye... adam benden ayrılmak istiyordu, bunun üstüne ne denirdi ki?
Eylül : peki...
Serkan : tamam... anlaştığımıza göre..
Eylül : şaşırmadım... biliyordum.. bir gün olacağını biliyordum.. çünkü gerçek olamayacak kadar güzeldi şu son birkaç gün.. bir gün biteceği belliydi... o yüzden şaşırmadım...
Serkan : Eylül...
Eylül : gidebilirsin.. eşyalarını yarın gönderirim... işe başladım nasılsa, artık yavaş yavaş öderim borcumu...
Serkan : buna gerek yok Eylül... o karşılıksız bir iyilikti...
Eylül : senden tek birşey istiyorum.. Şila'yı alma
Serkan : senle kalsın...
Eylül : teşekkürler..
Serkan : bak.. hayat öyle ki.. bu hayat senin karşına bir gün gerçek aşkı çıkaracak. Ve o zaman bana teşekkür edeceksin.. gerçekten..
SERKAN
Kendi evime doğru giderken kendimi garip hissediyordum.. hem de çok garip...Güney : kardeşim?
Serkan : geri döndüm...
Güney : hoşgeldin... hoşgeldin Serkan..