CEMRE
Gökhan gitmişti. Onun gibi birini üzdüğüm için kendimi sonsuza kadar affetmeyecektim...
Evde tek kalmak istemedim ve Güney'in evine gittim. Karşısında beni görünce şaşırmıştı...Cemre : içeri almayacak mısın?
Güney : şey tabii... tabii gelsene
İçeri girdim... büyük bir evdi... büyük ve güzel... ama biraz dağınık...
Güney : şey.. biraz dağınık kusura bakma
Cemre : dert değil...
Güney : ee neden geldin? Yani sevindim gelmene ama şaşırdım. Sen gelmezdin... ayrıca buranın adresini nasıl buldun?
Cemre : Serkandan aldım adresi
Güney : doğru, yeni kankan...
Cemre : eh... birazcık öyle oldu... o hastanede refakatçilik yapıyormuş o yüzden gelmeyecek. Ben de o yüzden sana eşlik etmek istedim...
Güney: iyi yaptın... çok iyi yaptın hem de...
Cemre : sen ne yapıyordun?
Güney : yiyecek birşeyler... tabii çok iyi değilim ama makarna yapabiliyorum
Cemre : makarna?
Güney : gerçekten o kadarını yapabiliyorum...
Cemre : dur dur, ben hazırlarım birşeyler
Güney : valla mı?
Cemre : evet... sen de sofrayı kurabilirsin herhalde
Güney : tabii... hemen...
Çok geçmeden Güney arkamda belirip birden belime sarıldı...
Cemre : ya dur naapıyosun?
Güney : özledim seni ama naapabilirim
Cemre : yerine geçip uslu uslu oturabilirsin mesela...
Güney : ama böylesi daha eğlenceli...
Bir yandan açıktaki omzumdan öpüyordu..
Cemre : sen aç değil miydin?
Güney : açım...
Cemre : böyle yaparsan bu yemek asla hazır olmayacak. O yüzden hadi yerine...
Güney : emredersiniz...
EYLÜL
Uyuyamamıştım. Aklımda sürekli Serkanın söyledikleri dolaşıyordu. O ve Kader... ama zaten ben bu olsun diye ayrılmamamış mıydım Serkandan? Bunu ben istemiştim... ben yatakta sırt üstü gözlerim açık dururken Serkan ise yan taraftaki koltukta yatıyordu... uyuyor muydu acaba? Şansımı deneyip sessizce seslendimEylül: Serkan... uyuyo musun?
Hemen bana döndü...
Serkan : hayır, birşey mi istedin?
Eylül: hayır... ben uyuyamadım da
Serkan : ben de...
Uzun bir sessizlik oldu....
Eylül: sen o gün gittikten sonra Baranla konuştum.
Serkan: Baranla mı? Neden?
Eylül: ben şey... ona artık biraz da olsa görebileceğimi ama onu hayatımda görmek istemediğimi söyledim
Serkan: güzel... sevindim....
Eylül : Serkan...
Serkan: Sen birini sevmeyi ne sanıyorsun ? Öyle birinin karşısına geçip seni seviyorum demek mi sevmek? Değil Eylül değil... öyle söylemek çok kolay. Herkese dersin... ama....
Eylül : ama?
Serkan : Eğer karşındakini mutlu etmek için uğraşmıyorsan, senin için önemli bile olsa, bazı şeylerden vazgeçmiyorsan sevmek neye karar ki söylesene? Sevgi nedir söyle bana... bence birini sevmek onun yüzü gülsün diye uğraşmaktır... ben de bunu yapmaya uğraşıyorum...
Gülümsedim...
Eylül: biliyorum...
Kaşlarını çatıp bana baktı...
Eylül: biliyorum... beni gerçekten sevdiğini biliyorum. Bunu hissettim önce. Görmeme gerek yoktu. Sen beni sevdin, o halimle sevdin, beni kabullendin ve benim için herşeyi düşündün. Eşyalarımı benim için düzenledin, sonra bana Şila'yı getirdin... benim için uğraştın, çabaladın...bu ameliyattan bahsetmiyorum bile...
Serkan : evet... ve bunların sebebini biliyorsun...
Eylül: evet... biliyorum... ama Kader benim kuzenim Serkan... ben tek çocuğum ama o da bizim gibi Adıyamandayken biz abla kardeş gibi büyüdük... sadece şaşırdım...
Serkan: ben özür dilerim, gerçekten
Eylül: tamam... ben de senden saçma sapan bir şekilde ayrıldığım için üzgünüm. Çocukçaydı
Serkan : evet öyleydi. Ama şunu bil ki ben Kader'e karşı en ufak birşey hissetmedim
Eylül : biliyorum.. gözün benden başkasını görmüyor...
Güldüm...
Serkan : evet, tam da öyle...
Güldüm yine... yanıma geldi ve elimi tuttu...
Serkan : bak yine yüzün gülüyor...
Eylül: sen burdasın ya ondan...
Serkan : hep de burda olucam...
Eylül: söz mü?
Serkan: söz...
Geçen bölüm çok sessizdiniz 🙊 bölüm beğenildi mi beğenilmedi mi bilmiyorum 🙈 pek atasım yoktu ama buyrun 💜